[]

unutulamayan eski sevgili anıları
anlatacağım şey çok saçma. ekşiden, bilimum sözlükten, hatta inciden bile eski sevgili, aşk acısı entrilerini tek tek okudum. unutamamış olanları görünce içten içe sevindim, unutmuş olanları görünce beni unutmuşlar gibi kalbim kırıldı. buradaki duyurulara baktım. resmen aptal oldum. yazmak istiyorum, çünkü anlamam gerek başıma gelenin ne skim bir şey olduğunu.
21 yaşındayım, kız 13 yıllık arkadaşım. çok küçükken birbirimize aşık olduk. hiç resmen sevgili olamadık (utangaçlıktan, bu işleri bilmemekten, asosyallikten ikimiz için de geçerli bu) ama birbirimizi sevdiğimizi söyledik birden fazla kere. ben bir noktada farklı bir şehre taşındım, ondan sonra internet aracılığıyla konuştuk. 7 yıl içinde 3-4 kere falan buluştuk sadece. tüm hayatım boyunca sadece 1 gün onun elini tuttum, birkaç kere ona sarılabildim, onu hiç öpemedim.
en son geçen sene mart gibi bana "seni çok seviyorum ama bu bir sevgilinin seni sevmesi gibi değil. bir arkadaş gibi de değil. seni duymak istiyorum, gün içinde neler yaptığını, neler düşündüğünü bilmek istiyorum. beyninin içine girmek istiyorum." gibi bir şeyler söylemişti. bense onun sevgilisi olmak istiyordum, bunu söylediğimde hep ağırdan almak istediğini falan söylüyordu, beni görmek benimle konuşmak istiyormuş. geçen sene mart gibi onun yanına gittiğimde 2 gün buluştuk. işte tek yakınlaşmamızı o 2 gün yaşayabildik ve akabinde de bir daha kafasını karıştırmamak için onu aramamam gerektiği tembihlenerek terk edildim.
yani tahminim bunca zaman kız beni sevip sevmediği konusunda ikircik içerisindeydi, sonra beni görünce ya beni beğenmedi ya da o elektriği alamadı (ki böyle söyledi: "o yakınlığı hissedemedim") ve bir daha dönmemek üzere gitti.
şimdi o günden bugüne kendime gelemedim. bir ay sonra bir gün ona yalvaran mail attım sarhoşken. "daha fazla kendini küçük düşürme" dendi bana. yani sevilmiyorum, önemsenmiyorum.
akıl fikir sahibi bir insanım. allah inancım yok. hayatın bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. ailem var, çok zengin değiliz ama kıt kanaat geçiniyoruz. üniversitenin bitmesine az kaldı, yani hayatım bir yöne gidiyor gibi ama ben çok zor dayanıyorum. sadece facebook profilime baktığımda bile benim durumumda bir sürü insan olduğunu görüyorum, bu durumun bana özgü olmadığını da biliyorum ama böyle kendi kendine telkinle atlatabildiğim bir durum değil bu. sanki "geçecek" diyen herkes bana yalan söylüyor, insan gerçekte sadece bir kez aşık oluyor, sonra ne yaşarsa yaşasın bir şekilde yine onu hatırlıyor. geriye dönüşün mümkün olmadığını, asla eskisi gibi olmayacağını bilse de, işte iyice çoluk çocuğa karışıp hayattan elini eteğini çekene kadar hep onu hatırlıyor gibi geliyor bana. arada arkadaşın facebook'undan girip fotolarına falan bakıyorum, yapmamayı çok istiyorum ama elimde değil. antidepresan kullanıyorum (cipralex mi ne 10 mg) onun da bir faydası olmadı 2 ay oldu kullanalı ama.
çok uzadı ama işte yıllardır bu depresyon hali sürüp gidiyor. ara ara geçtiği oluyor ama genel ruh halim bu. intihar gibi bir olasılık yok, böyle bir şey düşünmüyorum ama niye yaşadığımı da bilmiyorum, hayattan zevk alamıyorum. tek istediğim onunla olmak, ne kadar aptalca olduğunu bilsem de, cem şancı'dan azar işiteceksem de, gözümde ondan daha güzel bir kız olması imkansız. beni terk ettiği için kötü bir şey de diyemiyorum, zira kız hiçbir zaman çok ümit vermedi bana. zaten bu cehennem gibi yaşamımda ona ne sunabilirim ki, gitsin mutlu olsun tabi.
bu sk nasıl geçiyor baylar ve bayanlar, tek çare yeniden aşık olmakta mı? başka sevgili denedim, o da olmadı. zorlayınca olmuyor sanırsam, aşkın gelmesini mi beklemek gerek?
daha da büyük korkum, ben henüz 21 yaşındayım, yaşım gereği gerizekalılık var ama koca koca adamlar kadınlar evlendikten sonra 40larında 50lerinde çoluk çocuğa karışmışken depresyona giriyorlar. boşanıyorlar falan. öyle bir durum başıma gelirse bunu bile atlatamıyorken ne yaparım bilmiyorum, bok gibi bir baba olurum herhalde. ya da o yaşta da hala bunları düşünüyor olursam, kendimi öldürürüm herhalde ailem artık yoksa.
öyle işte gençler, durumlar kötü buralarda.
21 yaşındayım, kız 13 yıllık arkadaşım. çok küçükken birbirimize aşık olduk. hiç resmen sevgili olamadık (utangaçlıktan, bu işleri bilmemekten, asosyallikten ikimiz için de geçerli bu) ama birbirimizi sevdiğimizi söyledik birden fazla kere. ben bir noktada farklı bir şehre taşındım, ondan sonra internet aracılığıyla konuştuk. 7 yıl içinde 3-4 kere falan buluştuk sadece. tüm hayatım boyunca sadece 1 gün onun elini tuttum, birkaç kere ona sarılabildim, onu hiç öpemedim.
en son geçen sene mart gibi bana "seni çok seviyorum ama bu bir sevgilinin seni sevmesi gibi değil. bir arkadaş gibi de değil. seni duymak istiyorum, gün içinde neler yaptığını, neler düşündüğünü bilmek istiyorum. beyninin içine girmek istiyorum." gibi bir şeyler söylemişti. bense onun sevgilisi olmak istiyordum, bunu söylediğimde hep ağırdan almak istediğini falan söylüyordu, beni görmek benimle konuşmak istiyormuş. geçen sene mart gibi onun yanına gittiğimde 2 gün buluştuk. işte tek yakınlaşmamızı o 2 gün yaşayabildik ve akabinde de bir daha kafasını karıştırmamak için onu aramamam gerektiği tembihlenerek terk edildim.
yani tahminim bunca zaman kız beni sevip sevmediği konusunda ikircik içerisindeydi, sonra beni görünce ya beni beğenmedi ya da o elektriği alamadı (ki böyle söyledi: "o yakınlığı hissedemedim") ve bir daha dönmemek üzere gitti.
şimdi o günden bugüne kendime gelemedim. bir ay sonra bir gün ona yalvaran mail attım sarhoşken. "daha fazla kendini küçük düşürme" dendi bana. yani sevilmiyorum, önemsenmiyorum.
akıl fikir sahibi bir insanım. allah inancım yok. hayatın bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. ailem var, çok zengin değiliz ama kıt kanaat geçiniyoruz. üniversitenin bitmesine az kaldı, yani hayatım bir yöne gidiyor gibi ama ben çok zor dayanıyorum. sadece facebook profilime baktığımda bile benim durumumda bir sürü insan olduğunu görüyorum, bu durumun bana özgü olmadığını da biliyorum ama böyle kendi kendine telkinle atlatabildiğim bir durum değil bu. sanki "geçecek" diyen herkes bana yalan söylüyor, insan gerçekte sadece bir kez aşık oluyor, sonra ne yaşarsa yaşasın bir şekilde yine onu hatırlıyor. geriye dönüşün mümkün olmadığını, asla eskisi gibi olmayacağını bilse de, işte iyice çoluk çocuğa karışıp hayattan elini eteğini çekene kadar hep onu hatırlıyor gibi geliyor bana. arada arkadaşın facebook'undan girip fotolarına falan bakıyorum, yapmamayı çok istiyorum ama elimde değil. antidepresan kullanıyorum (cipralex mi ne 10 mg) onun da bir faydası olmadı 2 ay oldu kullanalı ama.
çok uzadı ama işte yıllardır bu depresyon hali sürüp gidiyor. ara ara geçtiği oluyor ama genel ruh halim bu. intihar gibi bir olasılık yok, böyle bir şey düşünmüyorum ama niye yaşadığımı da bilmiyorum, hayattan zevk alamıyorum. tek istediğim onunla olmak, ne kadar aptalca olduğunu bilsem de, cem şancı'dan azar işiteceksem de, gözümde ondan daha güzel bir kız olması imkansız. beni terk ettiği için kötü bir şey de diyemiyorum, zira kız hiçbir zaman çok ümit vermedi bana. zaten bu cehennem gibi yaşamımda ona ne sunabilirim ki, gitsin mutlu olsun tabi.
bu sk nasıl geçiyor baylar ve bayanlar, tek çare yeniden aşık olmakta mı? başka sevgili denedim, o da olmadı. zorlayınca olmuyor sanırsam, aşkın gelmesini mi beklemek gerek?
daha da büyük korkum, ben henüz 21 yaşındayım, yaşım gereği gerizekalılık var ama koca koca adamlar kadınlar evlendikten sonra 40larında 50lerinde çoluk çocuğa karışmışken depresyona giriyorlar. boşanıyorlar falan. öyle bir durum başıma gelirse bunu bile atlatamıyorken ne yaparım bilmiyorum, bok gibi bir baba olurum herhalde. ya da o yaşta da hala bunları düşünüyor olursam, kendimi öldürürüm herhalde ailem artık yoksa.
öyle işte gençler, durumlar kötü buralarda.

ben sana bu durumun bir sure sonra gececegini soyliyecegim, sen itiraz edeceksin. hayir bu oyle bir sey degil, bu kiz hayatimda tek asik oldugum kiz. fakat gercek su ki unutacaksin. su anda lafim havada kalacak ama oyle. sunu dusun kiz seni sevmiyor, sen onu seviyorsun. salak degilsin, gururun var.
- gnl rkn
(16.11.10 01:42:34)

öncelikle her ikinizi de tanımadığım için bu yazacaklarım senin anlattıklarının bende uyandırdığı izlenimdir. doğruluğu konusunda iddialı değilim fakat bence doğru.
şimdi siz yıllar önce çok saf bir aşk duymaya başlamışsınız birbirinize. aşkın en yalın, en güzel tarafını hissetmişsiniz. yıllar geçtikçe sen bu güzel duygularını koruyabilmişsin fakat bayan arkadaş bu konuda başarılı olamamış. o artık bir kadın olmuş ve kadın gibi davranıyor.
unutma konusuna gelince; bir kız için üniversite eğitimi bıraktığım da oldu, intihar teşebbüsüm de... bugün baktığımda unuttum mu? tam anlamıyla hayır. sadece bununla yaşamaya alışıyosun. bi yerde karakter meselesi, çevremde var bazı kişiler. çok acı çekseler de uzaklaşmayı, kopmayı ve unutmayı başarıyorlar. senin iradene kalmış. allah sabır versin.
şimdi siz yıllar önce çok saf bir aşk duymaya başlamışsınız birbirinize. aşkın en yalın, en güzel tarafını hissetmişsiniz. yıllar geçtikçe sen bu güzel duygularını koruyabilmişsin fakat bayan arkadaş bu konuda başarılı olamamış. o artık bir kadın olmuş ve kadın gibi davranıyor.
unutma konusuna gelince; bir kız için üniversite eğitimi bıraktığım da oldu, intihar teşebbüsüm de... bugün baktığımda unuttum mu? tam anlamıyla hayır. sadece bununla yaşamaya alışıyosun. bi yerde karakter meselesi, çevremde var bazı kişiler. çok acı çekseler de uzaklaşmayı, kopmayı ve unutmayı başarıyorlar. senin iradene kalmış. allah sabır versin.
- ruhibirbanyo
(16.11.10 01:51:04)

öhöm öhömm dinle üstad.
bu böyle bir şey. gerek yaşanmışlıklar, gerekse yaşanmamışlıklar kafanı yoruyordur, en ufak ince bir ayrıntı üzerinde bile saatlerce düşünüyorsundur, her gece rüyanda görüyorsundur (lafın gelişi değil), sabah kalkar kalkmaz o akla gelir, telefonu eline aldığında o aklına gelir, her şarkı, her şey.... arkadaşlarla muhabbet ederken, muhabbet gayet güzel olduğu anda kahkahalar atarken bile bir anda durgunlaşırsın.. kimseye belli etmezsin ama kafa gider bi noktada.. filan filan... zilyon tane örnek.. ama hep bir sayaç vardır beyninde, nerde olursan ol o hep sayıklar adını..
peki geçmez mi? geçer elbet. peki unutmak zor mu? evet zor.
şöyle ki ilkler unutulmaz. ama acısı hafifler. ki zaten unutman da gerekmez.. aşk lan bu, insan hemen unutabileceği bir şeye aşık olur mu? onda bulduğu tadı hemen başkalarında bulacağı birine aşık olur mu.. o yüzden sıkıntı oluyor zaten.. unutmaman gereken bir şeyi unutmaya çalışıyorsun, unutamadıkça bu sende alışkanlık yapıyo.. kronik bir hal alıyor ve bünye telaş yapmaya başlıyor "peki ilerde başkasıyla birlikte olduğumda aklıma gelirse?" "ilerde evlendiğimde de onu düşünüp üzülecek miyim?" gibi..
peki neden böyle oluyor? hem dediğim muhabbet hemde sen ona öyle anlamlar yüklüyorsun ki ve zaten o kişi o anlamları öylesine hakediyor ki başkasıyla olmuyor.. o öyle bir üst sınır çiziyor ki sana, diğerleri yarısına bile ulaşamıyor.. o yüzden kendini bir şeylere zorlasan da yarıda bırakıp "olmuyor" diyorsun..
düşüne düşüne olgunlaşıyorsun.. duyguların eskisi kadar kuvvetli olmuyor zaman geçtikçe ve artık "tamam onu yeri ayrı" diyor ama mantığı da devreye sokuyor "o olsaydı elbette daha güzel olurdu ama tek seçenek o değil" demeye başlıyorsun.. eskisi kadar hatırlamasan da yine de burkulduğun yerler oluyor, yine sessizleştiğin yerler oluyor ama eskisi gibi değil.. onsuz yaşanır elbet ama onla mükemmel olur düşüncen bir yandan çaresizliğe bir yanda da bakalım hayat bize ne getirecek düşüncesine bırakıyor kendisini..
sonra zaman geçiyor.. geçiyor.. geçiyor.. kimisi için 1 sene, kimisi için 3 sene, kimisi için 5 sene bu süre.. pişiyorsun iyice.. ve belki de hiç beklemediğin bir anda karşına biri çıkıyor.. kendini gözlerinden alamıyorsun, nasıl yani diyorsun kendine, lan acaba diyorsun.. kız bana bakıyor diyorsun.. olm kız çok güzel diyorsun.. ya da aptal aptal tebessüm ediyorsun, hiçbir şey düşünmüyorsun o an, hiçbir yorum yapamıyorsun.. ve yepyeni bir ilişkiye başlıyorsun.. o üst limite, eskisinin çektiği sınıra birbirini tanıdıkça ulaşıyorsun.. bazı noktalarda hayatına giren kişinin seni ondan çok daha mutlu ettiğini, sana hakettiğin değeri verdiğini hissediyorsun.. ama hala kıyaslamaların oluyor.. ve yine zaman geçiyor.. geçiyor.. artık sen onunsun o da senin.. bak diğerini unutmadın ama artık acıtmıyor.. aklına hiç mi gelmiyor? arada sırada geliyor ama acıtmıyor.. ilk başta dediğim gibi.. yada bir şekilde hayatına çıkan kişiyle evlendikten sonra hala o, o diye sayıklamıyorsun.. yine aklına geliyor ama bazen.. can sıkıcı bi durum olmuyor..
yani: beklemek gerek üstad.. sindirmek gerek.. olgunlaşmak gerek.. kasmana gerek yok.. çok aşırı arabeske vurmadan akışına bırak her şeyi.. ama kendine de gereken özeni göster.. giyimin kuşamın v.s nin yanında yeni ortamlara gir.. girmesen bile gerisin geriye gitme.. göreceksin hayat insanın hiç beklemediği bir anda karşısına öyle bir insan çıkarıyor ki, tahmin bile edemiyeceğin mutluluklar yaşıyor ve "vay be demek ki oluyormuş" diyorsun..
bu yazdıklarımın yanı sıra "olm garıya git hiçbir şeyin kalmaz" diyenler de olacaktır.. onu yaparak kafandan atabileceğine, o karakterde biri olduğuna inanmıyorum.. o şekilde de unutabilirsin fakat anlattıklarına bakarak senin ilacın o değil..
bazılarına yukarda yazdıklarım saçma gelebilir, ancak yaşayan bilir denebilcek bir durum olsa gerek.. son olarak aklıma geldi.. artık aşık olma yok.. hani olamıyacaksın, çok seveceksin ama aşık olamıyacaksın..
öyle işte..
bu böyle bir şey. gerek yaşanmışlıklar, gerekse yaşanmamışlıklar kafanı yoruyordur, en ufak ince bir ayrıntı üzerinde bile saatlerce düşünüyorsundur, her gece rüyanda görüyorsundur (lafın gelişi değil), sabah kalkar kalkmaz o akla gelir, telefonu eline aldığında o aklına gelir, her şarkı, her şey.... arkadaşlarla muhabbet ederken, muhabbet gayet güzel olduğu anda kahkahalar atarken bile bir anda durgunlaşırsın.. kimseye belli etmezsin ama kafa gider bi noktada.. filan filan... zilyon tane örnek.. ama hep bir sayaç vardır beyninde, nerde olursan ol o hep sayıklar adını..
peki geçmez mi? geçer elbet. peki unutmak zor mu? evet zor.
şöyle ki ilkler unutulmaz. ama acısı hafifler. ki zaten unutman da gerekmez.. aşk lan bu, insan hemen unutabileceği bir şeye aşık olur mu? onda bulduğu tadı hemen başkalarında bulacağı birine aşık olur mu.. o yüzden sıkıntı oluyor zaten.. unutmaman gereken bir şeyi unutmaya çalışıyorsun, unutamadıkça bu sende alışkanlık yapıyo.. kronik bir hal alıyor ve bünye telaş yapmaya başlıyor "peki ilerde başkasıyla birlikte olduğumda aklıma gelirse?" "ilerde evlendiğimde de onu düşünüp üzülecek miyim?" gibi..
peki neden böyle oluyor? hem dediğim muhabbet hemde sen ona öyle anlamlar yüklüyorsun ki ve zaten o kişi o anlamları öylesine hakediyor ki başkasıyla olmuyor.. o öyle bir üst sınır çiziyor ki sana, diğerleri yarısına bile ulaşamıyor.. o yüzden kendini bir şeylere zorlasan da yarıda bırakıp "olmuyor" diyorsun..
düşüne düşüne olgunlaşıyorsun.. duyguların eskisi kadar kuvvetli olmuyor zaman geçtikçe ve artık "tamam onu yeri ayrı" diyor ama mantığı da devreye sokuyor "o olsaydı elbette daha güzel olurdu ama tek seçenek o değil" demeye başlıyorsun.. eskisi kadar hatırlamasan da yine de burkulduğun yerler oluyor, yine sessizleştiğin yerler oluyor ama eskisi gibi değil.. onsuz yaşanır elbet ama onla mükemmel olur düşüncen bir yandan çaresizliğe bir yanda da bakalım hayat bize ne getirecek düşüncesine bırakıyor kendisini..
sonra zaman geçiyor.. geçiyor.. geçiyor.. kimisi için 1 sene, kimisi için 3 sene, kimisi için 5 sene bu süre.. pişiyorsun iyice.. ve belki de hiç beklemediğin bir anda karşına biri çıkıyor.. kendini gözlerinden alamıyorsun, nasıl yani diyorsun kendine, lan acaba diyorsun.. kız bana bakıyor diyorsun.. olm kız çok güzel diyorsun.. ya da aptal aptal tebessüm ediyorsun, hiçbir şey düşünmüyorsun o an, hiçbir yorum yapamıyorsun.. ve yepyeni bir ilişkiye başlıyorsun.. o üst limite, eskisinin çektiği sınıra birbirini tanıdıkça ulaşıyorsun.. bazı noktalarda hayatına giren kişinin seni ondan çok daha mutlu ettiğini, sana hakettiğin değeri verdiğini hissediyorsun.. ama hala kıyaslamaların oluyor.. ve yine zaman geçiyor.. geçiyor.. artık sen onunsun o da senin.. bak diğerini unutmadın ama artık acıtmıyor.. aklına hiç mi gelmiyor? arada sırada geliyor ama acıtmıyor.. ilk başta dediğim gibi.. yada bir şekilde hayatına çıkan kişiyle evlendikten sonra hala o, o diye sayıklamıyorsun.. yine aklına geliyor ama bazen.. can sıkıcı bi durum olmuyor..
yani: beklemek gerek üstad.. sindirmek gerek.. olgunlaşmak gerek.. kasmana gerek yok.. çok aşırı arabeske vurmadan akışına bırak her şeyi.. ama kendine de gereken özeni göster.. giyimin kuşamın v.s nin yanında yeni ortamlara gir.. girmesen bile gerisin geriye gitme.. göreceksin hayat insanın hiç beklemediği bir anda karşısına öyle bir insan çıkarıyor ki, tahmin bile edemiyeceğin mutluluklar yaşıyor ve "vay be demek ki oluyormuş" diyorsun..
bu yazdıklarımın yanı sıra "olm garıya git hiçbir şeyin kalmaz" diyenler de olacaktır.. onu yaparak kafandan atabileceğine, o karakterde biri olduğuna inanmıyorum.. o şekilde de unutabilirsin fakat anlattıklarına bakarak senin ilacın o değil..
bazılarına yukarda yazdıklarım saçma gelebilir, ancak yaşayan bilir denebilcek bir durum olsa gerek.. son olarak aklıma geldi.. artık aşık olma yok.. hani olamıyacaksın, çok seveceksin ama aşık olamıyacaksın..
öyle işte..
- ogzi
(16.11.10 02:13:01)

@ogzi nin yazdıklarının altına imzamı atarım...
- velvet revolution
(16.11.10 04:42:30)

valla durumunuz pek "eski sevgili" kriterlerine uymuyor sanirim ama yine de diyeyim...
bu takilip kalma ozellikle hic kavusamamislarda (ve platoniklerde) cok karsilasilan bir durum. insan biriyle beraber olup iliskinin yurumedigini gorunce unutmasi kolay oluyor. en buyuk tehlike senin gibi iliskiyi yasamamislarda (veya platoniklerde) oluyor. cunku bir iliski hic baslamadigi icin, istekli kisi "ah bir olsa her sey mukemmel olacak" diye hayaller kuruyor, gercekci olmayan seyler dusunuyor. aslinda bir hayale fanteziye asik olup takilip kaliyor. seninki de biraz oyle bence.
gercek olmayan bir seye takilip kaldigini kabul etsen belki daha kolay olur bilemedim.
dusun ki belki bir araya gelseydiniz, sizin yas grubunuzdaki iliskilerin %99'u gibi (orani attim) yurumedigini gorup hayatiniza ve arayisiniza devam edecektiniz. simdi sen gercegin nasil olacagini goremedigin (gorememis oldugun) icin gercekci olmayan hayali bir duruma asik oluyorsun. oyle bir hayal ki icinden cikmasi zor.
hic tanimadigi kisilere platonik hisler besleyenlerde de benzer durumlar var. biri baskasini goruyor, hayatinda bir kere karsisina alip tanismamis, konusmamis... bir bakiyorsun senelerdir deli divane asik. tanimadigi, gercek olmayan hayali birine... sadece bedeninin nasil gozuktugunu biliyor. sacma bir durum, ancak insanin kendi kurdugu hayalleri bir karsi bedene atfedip kendi kendine bir seylere asik olmasi sık gorulen bir durum sonucta.
ozetle, yasin daha cook genc. bu zincirin icinden cikmak istemezsen cikamazsin, gencligini kafanda kurdugun gercekle ilintisi olmayan bir hayal icin harcarsin. ama akil fikir sahibi bir insansan isin icinden bir sekilde cikacagindan eminim. kabullendiginde, tecrubedir sonucta, olgunlastirir seni.
daginik oldu biraz kusura bakma.
bu takilip kalma ozellikle hic kavusamamislarda (ve platoniklerde) cok karsilasilan bir durum. insan biriyle beraber olup iliskinin yurumedigini gorunce unutmasi kolay oluyor. en buyuk tehlike senin gibi iliskiyi yasamamislarda (veya platoniklerde) oluyor. cunku bir iliski hic baslamadigi icin, istekli kisi "ah bir olsa her sey mukemmel olacak" diye hayaller kuruyor, gercekci olmayan seyler dusunuyor. aslinda bir hayale fanteziye asik olup takilip kaliyor. seninki de biraz oyle bence.
gercek olmayan bir seye takilip kaldigini kabul etsen belki daha kolay olur bilemedim.
dusun ki belki bir araya gelseydiniz, sizin yas grubunuzdaki iliskilerin %99'u gibi (orani attim) yurumedigini gorup hayatiniza ve arayisiniza devam edecektiniz. simdi sen gercegin nasil olacagini goremedigin (gorememis oldugun) icin gercekci olmayan hayali bir duruma asik oluyorsun. oyle bir hayal ki icinden cikmasi zor.
hic tanimadigi kisilere platonik hisler besleyenlerde de benzer durumlar var. biri baskasini goruyor, hayatinda bir kere karsisina alip tanismamis, konusmamis... bir bakiyorsun senelerdir deli divane asik. tanimadigi, gercek olmayan hayali birine... sadece bedeninin nasil gozuktugunu biliyor. sacma bir durum, ancak insanin kendi kurdugu hayalleri bir karsi bedene atfedip kendi kendine bir seylere asik olmasi sık gorulen bir durum sonucta.
ozetle, yasin daha cook genc. bu zincirin icinden cikmak istemezsen cikamazsin, gencligini kafanda kurdugun gercekle ilintisi olmayan bir hayal icin harcarsin. ama akil fikir sahibi bir insansan isin icinden bir sekilde cikacagindan eminim. kabullendiginde, tecrubedir sonucta, olgunlastirir seni.
daginik oldu biraz kusura bakma.
- kurukafa
(16.11.10 06:57:25)

40 50 yas degil, 22, 23 yasinda bunlara guleceksin. bu aslinda o kizla degil, senin kendinle ilgili inan bana. ondan daha guzeli olamaz benim icin demissin ya, ayyyy, daha neler gorecek neler yasayacaksin. Inaniyorum ki, kizimiz byle davranmasa hislerinin yogunlugu bu kadar derin olmayacakti. Senin kafanda dusundugun, buyuttugun imgeler, hisler. dusundukce gercege dokulmedikce daha da daha da buyuyor. Bu seni kiza ulastiriyor mu, hayir...cevrendeki, gercek olan, aktif olan seyleri de kaciriyorsun. bunu yapma, goremedigin, elle tutamadigin hisler icin
- leyla3
(16.11.10 07:31:11)

kardesim asdasot. en kuvvetli duyguların yaşanamamışlıkların olduğu yerde olması hep bizim kuvvetli hayal gücümüz sayesindedir-sebebiyledir. acını çek, insan gibi, adam gibi, ama kendini bırakma.. 3 günde geçmiyecektir muhakkak, ama giderek azalıcaktır.
kendini eve kapatma, hatta biliyorum kimseyle görüşmek içinden gelmiyor ama, seni seven-değer veren insanlarla görüş. dışarı çıkmak için kendini zorla.
yeni ortamlara gir. yeni arkadaşlar edin, bu bir dil kursu da olabilir, bir tenis turnuvası da, part-time bir iş de..
çok meşgul ol, o kadar meşgul ol ki, beyninin-kalbinin sana yaptığı ilüzyonları düşünecek-görecek zamanın olmasın. çalışıyorsan fazla mesai yap, üstüne spora git, üstüne arkadaşlarınla içmeye git. eve geldiğinde bunları düşünecek enerjin olmasın.
hatundan nefret etmemeye çalış, çok sevmemeye çalış. o hatuna karşı iyi ya da kötü anlamda kuvvetli duygulardan kaçın. nefret etmek de önemsemektir zira, takılıp kalırsın.
acını tazeliycek şeylerden kaçın, facebookta hatunu engelle, ortak arkadaşlarınızla görüşmemeye çalış, numarasını mailini falan sil. bunları hatuna tepki koymak için değil, hatırlamayı engellemek için yap. bilen-soran olursa "acı çekiyorum ama geçecek" de..
aşk dediğinin %80'i bizim yakıştırdığımızken ancak %20'si karşıdaki insandır. Eğer bizim taraftakini yok edersek, geri kalan hiçbir şeydir.
kısacası, bilirim acır, ama geçer de, onu da bilirim. adam gibi çek acını, kendini bırakma, dimdik ayakta dur. her geçen gün daha güçlü olacaksın. güçlendikçe unutacaksın. ve bir gün, başka bir hatunla bu hikaye yeniden başlıycak.
kendini eve kapatma, hatta biliyorum kimseyle görüşmek içinden gelmiyor ama, seni seven-değer veren insanlarla görüş. dışarı çıkmak için kendini zorla.
yeni ortamlara gir. yeni arkadaşlar edin, bu bir dil kursu da olabilir, bir tenis turnuvası da, part-time bir iş de..
çok meşgul ol, o kadar meşgul ol ki, beyninin-kalbinin sana yaptığı ilüzyonları düşünecek-görecek zamanın olmasın. çalışıyorsan fazla mesai yap, üstüne spora git, üstüne arkadaşlarınla içmeye git. eve geldiğinde bunları düşünecek enerjin olmasın.
hatundan nefret etmemeye çalış, çok sevmemeye çalış. o hatuna karşı iyi ya da kötü anlamda kuvvetli duygulardan kaçın. nefret etmek de önemsemektir zira, takılıp kalırsın.
acını tazeliycek şeylerden kaçın, facebookta hatunu engelle, ortak arkadaşlarınızla görüşmemeye çalış, numarasını mailini falan sil. bunları hatuna tepki koymak için değil, hatırlamayı engellemek için yap. bilen-soran olursa "acı çekiyorum ama geçecek" de..
aşk dediğinin %80'i bizim yakıştırdığımızken ancak %20'si karşıdaki insandır. Eğer bizim taraftakini yok edersek, geri kalan hiçbir şeydir.
kısacası, bilirim acır, ama geçer de, onu da bilirim. adam gibi çek acını, kendini bırakma, dimdik ayakta dur. her geçen gün daha güçlü olacaksın. güçlendikçe unutacaksın. ve bir gün, başka bir hatunla bu hikaye yeniden başlıycak.
- kisawinstonsoft degil hard
(16.11.10 10:04:44)

"insan gerçekten bir defa aşık olur." zırvasından kurtulduğunuzda hayat daha güzel bir yer olacak.
- kayranin kedisi
(16.11.10 16:46:09)
1