gökdelenler, derebeylik dönemindeki lordların, derebeylerinin saraylarının, şatolarının, içinde kölelerinin çalıştığı, askerlerinin barındığı düşmanlarına korku salan kalelerinin günümüzdeki karşılığıdır.
her gökdelen, büyük bir iş adamının, bir derebeyinin kalesi gibidir.
ve elbette bu kalelerde, köleler çalıştırılır. lakin o köleler bazen bunalıma girer çünkü borçlandırılarak, hadi aslanım sen yaparsın süpersin diye gazlanarak, daha çok çocuk yapması teşvik edilip daha ağır sorumlulukların altına sokulup sisteme nanik çekmesi engellenerek sanal zincirlerle o gökdelendeki şirketlere, patronlarının onlara verdiği ü öğün yemeğe, üç kuruş maaşa muhtaç hale getirilir.
bu kocaman, dev gökdelenlerde öyle insanlar çalışır ki, işyerinde verilen yemekten bir öğün fazla yiyerek yemek-yiyecek masrafından tasarruf edebilmek için fazla mesaiye kaldıkları görülür.
işte bu çaresiz insanlar bazen bunalıma girer, hayatı sorgular, içine düştükleri tuzağın farkına varır ve hiçbir çıkış yolu bulamayıp intihar etmek ister. ki en kolay yolu aşağı atlamaktır.
ABD'nin ilk gökdelenlerinde sık sık yaşanan bu intihar olayları yüzünden, sonraki gökdelenlerde camların açılmadığı mimari tasarımlar kullanılmıştır.
ve daha acıklı bir bilgi vereyim size. bu camları, içerideki insanların aşağıya atlayıp ölmemesi için değil atlayan insanların aşağıdan geçenlerin kafasına düşüp onları öldürmemeleri için tasarlamışlardır.
yani, bu yavşaklardan biri tam da patron binaya girip çıkarken atlamaya kalkabilir ve üstüne düşerek adamı öldürebilir.
gerenk yok. içerde kısılsın kalsın oronspu çocukları.
Git evinde adam gibi ilacını iç geber, amcık. sayın patronumuzu neden tehlikeye atıyorsun, neden onun değerli kalesinin adını çıkarıyorsun, imajını zedeliyorsun. puşt.
0