[]

Hayata doydunuz mu? Ne kadar doydunuz?
Biri "Yaza doydunuz mu?" diye sormuştu. Benim aklıma ise bu sorunun daha genel, bütün hayatı kapsayan bir hali geldi.
Sonuçta buradakilerin çoğu belli bir yaşa, belli aşamalara gelmiş insanlar. Tabii daha genç, önünde uzun yıllar olanlar da vardır ama sanırım azınlıktalar. Neyse, herkes kendine göre düşünsün.
Hayata doyulur mu ki?
Ölene kadar bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Yine de bazı dönüm noktaları insana belli bir doygunluk hissettirebiliyor: istediğin işi yapmak, istediğin kişiyle evlenmek, çocuk sahibi olmak, çocuğunu büyütmek ve mürüvvetini görmek vs... Toplumun genel geçer başarı ölçütleri gibi yani.
Ama bazılarımız için bu da yetmez. Daha fazlasını isteyenler çıkar: dünyayı gezmek, yeni yerler görmek, ekstrem sporlar yapmak, risk almak, tehlikeyi tatmak… Belki de ne kadar çok deneyim yaşarsak, o kadar doyumsuz hale geliyoruz.
Mesela dünyayı gezme örneğini düşünelim.
Yeni bir yer gördüm, bir fotoğraf çektim… peki sonra? Bunun ötesinde çoğu zaman bir de sosyal medyada kendini gösterme çabası, hatta bir miktar ego tatmini de işin içine giriyor. Ama gezmek sadece görmekten ibaret değil. Asıl değer belki de; gittiğin yerde bir kültürü solumak, yeni yemekler tatmak, insan ilişkilerine dokunmak… İşte bu, insana gerçek bir doyum sağlayabilir.
Hatta bir başka ülkeye yerleşmek, orada gündelik yaşamın parçası olmak da bambaşka bir deneyimdir. Sadece "gezmekten" öte, gerçekten farklı bir hayat tarzını tecrübe etmek…
not: tabii ki kişiye ve yaşanmışlıklara göre göreceli bir soru. kendinize göre cevaplayabilirsiniz. konuyla ilgili de yazabilirsiniz.
Sonuçta buradakilerin çoğu belli bir yaşa, belli aşamalara gelmiş insanlar. Tabii daha genç, önünde uzun yıllar olanlar da vardır ama sanırım azınlıktalar. Neyse, herkes kendine göre düşünsün.
Hayata doyulur mu ki?
Ölene kadar bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Yine de bazı dönüm noktaları insana belli bir doygunluk hissettirebiliyor: istediğin işi yapmak, istediğin kişiyle evlenmek, çocuk sahibi olmak, çocuğunu büyütmek ve mürüvvetini görmek vs... Toplumun genel geçer başarı ölçütleri gibi yani.
Ama bazılarımız için bu da yetmez. Daha fazlasını isteyenler çıkar: dünyayı gezmek, yeni yerler görmek, ekstrem sporlar yapmak, risk almak, tehlikeyi tatmak… Belki de ne kadar çok deneyim yaşarsak, o kadar doyumsuz hale geliyoruz.
Mesela dünyayı gezme örneğini düşünelim.
Yeni bir yer gördüm, bir fotoğraf çektim… peki sonra? Bunun ötesinde çoğu zaman bir de sosyal medyada kendini gösterme çabası, hatta bir miktar ego tatmini de işin içine giriyor. Ama gezmek sadece görmekten ibaret değil. Asıl değer belki de; gittiğin yerde bir kültürü solumak, yeni yemekler tatmak, insan ilişkilerine dokunmak… İşte bu, insana gerçek bir doyum sağlayabilir.
Hatta bir başka ülkeye yerleşmek, orada gündelik yaşamın parçası olmak da bambaşka bir deneyimdir. Sadece "gezmekten" öte, gerçekten farklı bir hayat tarzını tecrübe etmek…
not: tabii ki kişiye ve yaşanmışlıklara göre göreceli bir soru. kendinize göre cevaplayabilirsiniz. konuyla ilgili de yazabilirsiniz.

hayata doymadim tabii ki de... saglik oldugu sürece de doyacagimi düsünmüyorum. allah beni ve sevdiklerimi hatta kimseyi saglikla sinamasin insallah.
35 yasinda olup hayat bitti abii tripleri atmak da sacmaligin daniskasi. sebebi depresyonsa acil sifa diliyorum.
yani koskaca rahmi koc 95 yasinda daima gelecegi düsünüyorum diyor ama sen tamam oyun bitti doydum mu diyeceksin? :)
35 yasinda olup hayat bitti abii tripleri atmak da sacmaligin daniskasi. sebebi depresyonsa acil sifa diliyorum.
yani koskaca rahmi koc 95 yasinda daima gelecegi düsünüyorum diyor ama sen tamam oyun bitti doydum mu diyeceksin? :)
- sonsuz
(25.08.25 16:30:36)

Hayata doydum demek biraz geniş bir bakış açısı oluyor, detaylandırmak gerekir. Tabii ki doymadım hayata, daha yapılacak çok şey var. Ama bazı yönlerden kendimde bir tok gözlülük görüyorum. Alışveriş mesela eskisi kadar keyif vermiyor, arkadaş edinme motivasyonum pek yok, çevremde az kişi olsun istiyorum. Eşyanın fazlası gözüme batıyor.
Onun dışında gezilecek görülecek çok yer var, yenilecek çok yemek var. Böyle şeyler hala ilgimi çekiyor, hevesimi kaybetmedim. Hayat güzel, kendimi daha iyi tanıyorum, kendi kendime iyi vakit geçirebiliyorum neden doydum bu hayata diyeyim ki?
Onun dışında gezilecek görülecek çok yer var, yenilecek çok yemek var. Böyle şeyler hala ilgimi çekiyor, hevesimi kaybetmedim. Hayat güzel, kendimi daha iyi tanıyorum, kendi kendime iyi vakit geçirebiliyorum neden doydum bu hayata diyeyim ki?
- kullanicadi
(25.08.25 16:42:40)

doydum
- koela
(25.08.25 17:00:14)

bir şeye sahip olmak, bir yere gitmek, bir şeyleri yapmak doyurucu bir tatmin sağlamıyor.
"ee so what, noldu şimdi, napıcaz şimdi" oluyor. sürekli yeni bir hedef koymak gerekiyor. bir müddet sonra da sıkıyor bu. bir de ne yaparsan yap kendini başkalarıyla kıyaslamak gibi bir huyun varsa, işte o zaman asla hiç bir şey ya da edinim keyif vermiyor.
bu noktada dünyaya doymak mümkün olmuyor.
yine bu noktada, dünyaya doymaya çalışmaya reddetmek gibi bir şey ortaya çıkabiliyor. buna da depresyon mu diyoruz, tükenmişlik mi diyoruz bilmiyorum.
doyma çabasını yitirmek çok tehlikeli.
bir de dini öğretiler, bazı koşullanmalar var.
"yalan dünyanın rengine aldanmak" mesela. yaşama ve yaşamdan zevk alma isteğine yalan dünyaya yapılan yalan bir yatırım gibi hissediliyor bazen. bu da yaşam enerjisini yok ediyor.
dünya gelip geçici, şu fani ömrümüz kısıtlı, süleymana bile kalmadı dünya, önemli olan öbür taraf.. böyle düşününce dünyadan zevk almak bile ızdırap haline geliyor.
hedonist bir şekilde sürekli bir şeyler yapmak zorunda olmak da, zaten dünya fani deyip evden çıkmamak da aynı ağırlıkta iki uç gibi geliyor bana.
bence dünyayı keşfetmeyi hiç bi zaman bırakmamalı, ama doyumu da deneyim, gezmek, görmek bir şeye sahip olmakla tanımlamamalı
"ee so what, noldu şimdi, napıcaz şimdi" oluyor. sürekli yeni bir hedef koymak gerekiyor. bir müddet sonra da sıkıyor bu. bir de ne yaparsan yap kendini başkalarıyla kıyaslamak gibi bir huyun varsa, işte o zaman asla hiç bir şey ya da edinim keyif vermiyor.
bu noktada dünyaya doymak mümkün olmuyor.
yine bu noktada, dünyaya doymaya çalışmaya reddetmek gibi bir şey ortaya çıkabiliyor. buna da depresyon mu diyoruz, tükenmişlik mi diyoruz bilmiyorum.
doyma çabasını yitirmek çok tehlikeli.
bir de dini öğretiler, bazı koşullanmalar var.
"yalan dünyanın rengine aldanmak" mesela. yaşama ve yaşamdan zevk alma isteğine yalan dünyaya yapılan yalan bir yatırım gibi hissediliyor bazen. bu da yaşam enerjisini yok ediyor.
dünya gelip geçici, şu fani ömrümüz kısıtlı, süleymana bile kalmadı dünya, önemli olan öbür taraf.. böyle düşününce dünyadan zevk almak bile ızdırap haline geliyor.
hedonist bir şekilde sürekli bir şeyler yapmak zorunda olmak da, zaten dünya fani deyip evden çıkmamak da aynı ağırlıkta iki uç gibi geliyor bana.
bence dünyayı keşfetmeyi hiç bi zaman bırakmamalı, ama doyumu da deneyim, gezmek, görmek bir şeye sahip olmakla tanımlamamalı
- biseysorcaktim
(25.08.25 17:10:52)

Deep web bir yorum olacak ama yaşamaya daha başlamadım sayılır.
- sekizdokuzon
(25.08.25 18:26:01)
1