bunun birden fazla sebebi olabilir ama en bariz olanı şu: uzun süre kapalı bir ortama tıkılmış, birbirini çok fazla tanımış insanlar bir noktadan sonra ya çok yakın arkadaş olur ya da yavaş yavaş birbirinden soğur. yani olay sadece "kötü enerji" değil, sosyal yorgunluk, iç dinamikler, kırgınlıklar, belki geçmişte yaşanmış pasif agresif atışmaların birikmiş tortusu.
yeni gelen biri olarak bu atmosferin sana böyle görünmesi çok normal. sen henüz kimsenin ‘eski sevgiliyle takipleşip takipleşmediğini’, whatsapp grubundan kimlerin sessizce çıktığını, kimin kime selam verip kime vermediğini bilmiyorsun. ama içeridekiler yıllardır aynı döngünün içinde, dolayısıyla ilişkiler artık "merhaba" ve "günaydın" seviyesini çoktan geçmiş. iş cümle altı çatmalar, toplantıdaki sessiz sabotajlar, kahve molasında göz devirmeler gibi incelikli savaşlara dönüşmüş olabilir.
ama herkes kötü mü? tabii ki hayır. muhtemelen bu ortamda da birkaç tane gerçekten iyi, düzgün, sessiz sedasız işini yapan insanlar vardır ama onlar genelde bu tür "enerji çatışmalarında" görünmez kalırlar. çünkü dikkat çeken hep yüksek sesliler, kavgacılar ya da pasif agresifler olur.
bir de şu var: insanlar genelde sevdikleri kişileri değil, sevmediklerini daha çok konuşur. bu yüzden ortam sana tamamen karanlık gelmiş olabilir. sevgi sessizdir ama nefret yüksek seslidir.
sonuç olarak, bu hissin çok doğal. ama ortamın tamamını bu ilk izlenimle etiketlemek biraz haksızlık olabilir. zamanla gri tonları fark edersin. belki de sen o küçük ama sağlam insan grubuna katılırsın.
son not: insanlar da ortamlar gibi değişir. birini sevmemek bazen kalıcı olur ama bazen de sadece kötü bir güne denk gelmektir. kendine ve insanlara biraz zaman tanımakta fayda var.
0