evet ben terapi ve ilaçla çok ciddi yol aldım.
yapı olarak hep çekingendim ama sosyal fobi boyutunda bir şey yoktu. 18 yaşındayken sevgilimden depik yiyip yeni yerleştiğim bambaşka bir şehirde yapayalnız, ağır depresyon geçirince çok kötü oldum, hepsi birbirini tetikledi ve 2-3 yıl süren, zaruri ihtiyaçlar dışında sokağa çıkmayı bile zorlaştıran felaket bir sosyal fobi oluştu.
o dönem imkanım olmadığı için sadece ilaç tedavisine devam edebilmiştim, o bile çok yardımcı olmuştu. daha sonra çeşitli sebeplerle depresyon tetiklendiği için bu sefer terapiye gittim, sosyal fobi mental olarak kötü durumda olmama rağmen pek yoktu.
terapi ve tekrar ilaçla şimdi hiç yok. bu arada anksiyete, kaygı bozukluğu, depresyon da semptom itibariyle sosyal fobiyle karıştırılabiliyor. belki sosyal fobiniz yoktur ama insan içine çıkmak mental olarak yorucu, tahmin edilemez, ürkütücü geliyordur. çünkü bana başta sosyal fobi denmişti ama terapistim sonrasında sosyal fobim değil de çok yoğun anksiyete/obsesif kompülsif bozukluktan muzdarip olduğumu söylemişti, öyle değerlendirdi yani.
kendi adıma benim için en önemli şey meşguliyet ve sürekli dışarı çıkmak için sebep olması. eğer depresyona meyilli biriyseniz zaten eve kapanmak veya sosyal yaşamdan soyutlanmak ister istemez tetikler bu tip şeyleri. ama işte okul, iş, arkadaş ortamı vs. bi şekilde devamlı sosyallik ortamı varsa hem azalıyor hem de daha kontrol edilebilir hale geliyor. tabii önce terapi ve ilaç gerekebilir, sosyal fobili adam ha deyince topluma karışamıyor, onu yapacak seviyeye gelebilmesi lazım önce.
velhasıl karakteriniz değişmez, yine çekingen ve biraz ürkek gibi olmanız olası ama çok ciddi mesafe kaydedip bunu sorun olmaktan çıkarabilirsiniz elbette. ben 30 adım ötedeki bakkala giderken akla karayı seçiyordum, düşünün nasıl berbat bir yaşam. şimdi mental olarak süper durumda değilim ama don atlet şehir turu bile atarım, o konuda kafam çok rahatladı.
***
bu arada "kendine zorla" tavsiyesine hem katılıyorum hem katılmıyorum. yazdığım gibi iki ucu da görmüş biriyim, bu açıdan değerlendirme fırsatım oldu. bir yandan evet, bilinçli ve aktif mücadele etmeniz gereken süreç olacak elbette ama ilaç ve terapi desteği bence çok önemli. kolunuz kırıkken basketbol oynamaya kalkmazsınız. en başta doktora gidersiniz, tetkikler yapılır, koldaki problem tespit edilir, alçıya alınır, iyileşme süreci olur vs... sonra yavaş yavaş tekrar kolu güçlendirmeye ve fiziksel aktiviteye dönersiniz. kolunuz kırıkken basketbol oynayamadığınız için ağlayıp salak veya beceriksiz olduğunuzu, bi haltı beceremediğinizi vs düşünür müsünüz? bu da öyle. kendinize yüklenmeyin. o zaman daha kötüye gidiyor.
0