birinin bize bir şey yaparkenki ruh hali ve koşullarını muhakkak değerlendiriyorum kendi adıma. hepimiz insanız, bazen hiç farkında olmadan, gayet insani içgüdülerle de başkalarını üzüp kırabiliyoruz. hayat ve insan psikolojisi lineer bir çizgiden oluşmuyor. böyle durumlarda niyete odaklanıyorum ben. gerçekten insani bir tökezlemeyle mi yaptı o davranışı, yoksa bir irade göstererek bıçağı sokup üstüne bir de çevirdi mi. davranış derken gündelik yaşama dair şeylerden bahsediyorum bu arada.
insani bir tökezlemeyse bu konudaki kırgınlığımı, kızgınlığımı düzgün ifadelerle paylaşıyorum. karşı taraf yapıcı biriyse iletişim ve paylaşım onarılıyor, yapıcı değilse elenip gidiyor, bu durumda da zaten çok umursamıyorum.
irade göstererek bana o hareketi yaptıysa, şiddet veya öfke sorunu yoksa yine düşüncelerimi kısa ve öz, tartışmaya ve spekülasyona kapalı bir şekilde paylaşıp iletişimi sonlandırıyorum. bahsettiğim problemleri varsa, tartışmaktan beslenen negatife odaklı biriyse, benim düşünce ve duygularımı paylaşmam, öfkemi yansıtmam beni daha büyük bir kaosa, toksik bir zemine, seviyesiz bir noktaya çekeceği için sıfır tepkiyle iletişimi derhal sonlandırıyorum. bir süre kendi içimde öfkemi, kırgınlığımı taşısam da bununda bir deneyim olduğunun idrakiyle bunları ardımda bırakıyorum. bunları taşımak çok gereksiz yükler olarak geliyor bana.
bu yazdıklarımı her seferinde tabi ki %100 uygulayamıyorum ama mümkün mertebe bu yol haritasıyla ilerlemeye gayret ediyorum.
0