Yani hukukçu değilim ama nefsi müdafaa sanırım güç eşitliğine dayanıyor, yani sana yumrukla saldıran birini tabanca ile öldürdüğünde bu nefsi müdafaa sayılmıyor ama bahsettiğin senaryoda nefsi müdafaa olur sanırım, silahın ruhsatsız olması ayrı bir davanın konusu olur muhtemelen. Bir de bıçakla saldıran kişiye mesela tabancayla karşılık verilmez diye de bir söylem var silahların eşit olmamasına dayanılarak ama o da nefsi müdafaa fakat ben çok şeyapmayayım tabii hukukçu kardeşlerim daha iyi bilir.

Bilindik bi tane ceza hukuku genel hükümler kitabını açsan sırf bu konuyla ilgili (nefsi müdafaa) göreceksin ki yüzlerce sayfa doktrin parçalamış hocalarımız. Hukukta somut olaya göre, olayın anlatımındaki virgülün koyulduğu yere göre bile hüküm değişebilir. Cezası ne olur sorusunu sorma maksadın muhtemelen cezanın yatarını merak etmen; cezanın yatarı dediğin şey infaz hukukuyla alakalı ve işin o kısmı zaten bambaşka bir mesele. Gerçi onunla ilgili infaz hesaplayıcılar falan var artık internette bulunabiliyo. Suç tipine göre değişir, suç vasfının değişmesine göre değişir, yargılama esnasında falan da değişir.

Bahsettiğin olaya geliyim.

“Bir kişi otel odasında dışarıdan gelen birisi tarafından silahlı saldırıya uğruyor ve odadan bir şekilde çıkmayı başarıp dışarıya koşuyor. Saldırgan onu koşarak takip ediyor bu sırada kurşun sıkmaya devam ediyor ama isabet ettiremiyor.”

Kasten insan öldürmeye teşebbüs. Tck 87’nci maddeydi yanlış hatırlamıyorsam. Hatta ben savcı olsam nitelikli halden girerdim iddianameye direkt, sırf şu bilgiler bile tasarlayarak insan öldürme şüphesi uyandırır bende. Hangi otelde hangi odada kalındığı nereden biliniyor sonuçta, bunlar plan dahilinde düşünülerek yapılmış belli ki.

“En son dışarda bir yerlerde saldırıya uğrayan taraf fırsatını bulup ruhsatsız silahını çıkartıp saldırgana ateş ediyor ve öldürüyor.“

Burda meşru müdafaa yok. Saldırıya uğrayan tarafın saldırısını savuşturmak için var olan bir kurum meşru müdafaa. Bu noktada saldırının savuşturulmasına gerek yok zira devam eden bir saldırı söz konusu değil. Saldırıya uğrayan taraf sonradan saldırgana sıkıp öldürürse burada kendisi direkt kasten insan öldürmeden ceza alır ama cezayı hafifletici sebeplerden olan haksız tahrikten faydalanabilir, adam bana saldırdı kaçtı ben de sonradan ona kuruldum gittim saldırdım şeklinde bir savunma kurabilir. Ama meşru savunmayla ilgisi yok konunun.

@vedatchilipeppers Biraz yanlış anlattım sanırım. Saldırgan kurşun sıkarak A kişisini öldürmeye çalıştığı esnada, A kişisi canını kurtarma maksadıyla saldırganı etkisiz hale getirmek için ateş ediyor ve saldırgan ölüyor.

“En son dışarda bir yerlerde saldırıya uğrayan taraf fırsatını bulup ruhsatsız silahını çıkartıp saldırgana ateş ediyor ve öldürüyor.” eğer kaçıp kurtulduysa ve saldırganı öldürmeden de güvende kalma şansı varsa (saldırganın saldırısı püskürtülmüş olur) ve artık nefsi müdafaadan faydalanamaz.

Bak şimdi işin rengi değişti.

“Saldırgan kurşun sıkarak A kişisini öldürmeye çalıştığı esnada, A kişisi canını kurtarma maksadıyla saldırganı etkisiz hale getirmek için ateş ediyor ve saldırgan ölüyor.”

Burada meşru müdafaadan bahsedebiliriz. Ancak üstte de açıkladığım üzere, somut olayın koşullarına göre her şey değişir. Mesela her iki taraf da tabancayla mı ateş ediyor, yoksa birinde uzi diğerinde beretta mı var? İki tarafın da silahları aynı diyelim, ateş edilen mesafe ne kadar uzak veya yakın? Direkt kafaya veya kalbe doğru öldürücü yerlere mi nişan alınıyor yoksa etkisiz hale getirme maksadıyla batın bölgesine veya ayaklara mı? Kaç defa ateş ediliyor? vs. Bu gibi soruların cevaplarına göre meşru müdafaa sınırları aşılmış veya aşılmamış değerlendirmesi yapılır.