Gelir dağılımında adaletsizlik derken bahsedilen bu. Alamayan hiç alamıyor, alan 2-3 tane alıyor, alamayana kiraya veriyor.
Türkiye'de kobi sınıfında bir esnaf, sanayici, küçük üretici mesela kendini çok zorlamadan ev alabilir. Hatta kredisiz trink parayla alır. Bugün bir sanayi sitesini gezin, hepsini silkelesen en azından yarısında anadolu'da ev alabilecek nakit çıkar kasadan.
Bir de büyük şehirlerde çok yüksek kazanan beyaz yakalı sınıfı var. Karı koca şu an 30'arbin kazanan bir çift de kendini biraz zorlasa ev alır. Birinin maaşını harcamasalar, her ay enflasyondan koruyarcak yani enflasyonun etkisini sıfırlayacak bir fona koydu diyelim. Yatırımla enflasyon yokmuş gibi düşünebiliriz. 24 ay ayda 30 binle geçinebilirlerse ki 15 kira 15 yaşam masrafları idare edilebilir ellerinde 720 bin olur. geri kalan 1,3 milyonu kredi yapıp 2 milyonluk bir eve girebilirler. Şu an halkbank ya da ziraat'ten 1,3 milyon kredi çekersen kampanyalı fiyattan 21.000 taksitle ödüyorsun. 30-30 kazanıyorlardı. 21000 kendi evinin taksidi, geriye 40000 tl kalıyor. (burada enflasyondan bağımsız düşündüm çünkü bu düzeyde beyaz yakalının maaş artışı zaten enflasyon oranında oluyor, ya da kazancını o ayarda bir fonda değerlendirirse zaten birikimi aynı oranda kalabiliyor)
bunlar dışında maaş dışında geliri olmayan ortalama kazanan bir çiftin ev alabilmesi epey zorlu çok iyi yatırım planı ve kararlılık gerektiriyor.
Şunu yapan insanlar tanıdım mesela işe başladığı gibi ilk maaşından itibaren yatırım yapıp 30-40bine arsa alıyor. 1 sene sonra enflasyon+%20 koyup satıyor başka arsa alıyor. Onları satıp daha büyüğünü alıyor. Böyle böyle elindeki nakiti büyütüyor. 10 sene içinde bir ev parasına ulaşıyor alıyor.
Ama bu biraz kişisel beceri işi yani herkes yapamaz, hem o iradeyi gösteremez hem gayrimenkul alım satımı yapmak, değerlenme ihtimali olan yer bulmak da marifet işi hem de üstüne kar koyup satmak baya tüccarlık. Bunu deneyip çok para yakan da oluyor saçma sapan yerler alıp.
0