osmanlı'da bildiğimiz sömürgeciliğin şartları hiç oluşmadı. feodal çağı artık köleleştirecek bir yer kalmadığı bir dönemde 1920'lerin başındaki bir burjuva devrimi ile atlattık daha.
osmanlı bir "imparatorluk", varlığını silah zoruyla ele geçirdiği topraklara ve insan gücüne borçlu. topkapı'daki bir takın parası bile libyalı bir köylünün "vergi"sine bağlı mesela. osmanlı bunu ümmet kılıfıyla yaptığı için sözlükteki sömürge tanımının ilk anlamına direkt uymuyor.
tabii bu devam ediyor. mke markalı silahlarla evi yıkılan bir suriyelinin şu an ayda 2.000 liraya ağır sanayide 15 saat çalışması gibi. 12 yaşında hayatında okul görmemiş bir mevsimlik kürt işçi çocuğunun bile isteğe 2022'de bile hala okulsuz ve evsiz bırakılıp bedavaya tarlalarda çalıştırılması gibi.
"Türk olarak bizler neden kendimizi bu tarafa atıyoruz?" sorusuna da cevap çok açık. "biz türküz, biz öyle şeyler bilmeyiz, biz insanın gibi insanız, en iyi millet en iyi ırk biziz."
bu konuya ilgi varsa okunabilir bi:
www.kitapyurdu.com