[]

Babanın ölmesi ve acıya çok çabuk alışıp üzülmemek

Merhaba
Toparlayıp nasıl soracağım bilmiyorum ama birilerine sormazsam rahatlayamayacağım.
Maalesef pazartesi sabahı babamı kaybettim. İçim yandı, kabullenemedim. Çok ağladım. Babasını kaybetmiş arkadaşlarımı aradım. Onlar anlar beni dedim. Ağlaya ağlaya konuştum. Babamın kardeşleri geldi,komşularımız geldi sarıldık birbirimizi gördükçe ağladık. Yediğim yemek boğazıma dizildi. Ağlaya ağlaya yedim. Suçluluk hissettim. Salı günüydü cenazesi.o arabayla evin önüne gelince içimi söktüler sandım. Kardeşlerime sarıldım. Bir şey yapalım geri getirelim dedim. Gömmeyelim belki geri gelir dedim.bir şey yapamadık. Takıldık cenaze arabasının ardına mezarlığa gittik. Ölü görmekten korkarım ama babamdan korkmadım. Gittim öptüm alnını buz gibiydi. Elini öptüm buz gibiydi. Ağzıma sabunlu su kaçtı tiksindim sudan tükürdüm ama tadı geçmedi. Neden bilmiyorum elini oynatmaya çalıştım ama kefenden mi katılaştığından mı bilmem oynatamadım. Mezara gittik sonra. Kefenden tutup koyarlarken ardından saçının, sırtının belli olduğu bir silüet vardı.görünce kötü oldum. O hali gitmedi gözümden dün. Gömdüler. Vedalaşırken çöktüm başına. Toprağını sevdim. Bir avuç aldım toprağından. Döndük. Çok ağladım. Uyudum ama gece uyandım. Sabaha kadar ağladım. Gözlerim şişti artık ağlamaktan. Çok yalvardım geri gelsin diye.sabaha kadar ağladım. Sabaha karşı uyumuşum. Öğlen uyandım. Acım azalmıştı ağlamıyordum. Yediğim şeyin tadını alarak yediğimi farkettim. Kendime kızdım. Herkes hala acı duyarken ben acı duymadığım ve bu durumdan suçluluk hissetmediğim için kötü biriyim diye düşündüm. Ama kötü biri olmaktan da rahatsızlık duymadım.Sonra öğlen mezarına gittik. Su döktük. Dua ettik. Ağladık. Eve döndüm. Babasını kaybetmiş arkadaşlarımla konuşurken ilk iki günkü kadar olmasa da ağlayarak konuştum. Akrabalarla eskileri konuşup güldük. Durdum. Dedim evet kötü biriyim ben. Akşam yemek yerken ağlamadığımı farkettim. Üzülmüyorum gibi geldi. Kendimden utandım biraz. Bütün akşam dolandım durdum. Gece oldu yatağa girdim. Babamın fotolarına baktım. Ne acı ne sevgi hissettim bakarken. Onu düşünüp acımı yoklayayım dedim. Sanki 2 gündür içi kor olan ben ile şuan ki ben yer değiştirmiş gibiydi. Acının hafiflemesini anlarım da bitmesi saçma geldi. Ben ki acıklı film izlerken ağlarım tutamam kendimi. Birini kırsam dert ederim vicdan yaparım hep. Babam hastaydı zaten. Sağken ara ara aklıma düşer kalbim küp küp ata ata kapısına gidip kapıyı dinle nefes alıyor mu diye kontrol ederdim. Öyle melek gibi biriyim demiyorum ama duygusuz da değilimdir. 2 günde ben nasıl sildim böyle büyük acıyı? Kalbim yerinde duruyor mu diye kontrol edeyim dedim. Babamı düşündüm. 2 günlük o acıdan eser yok. Aklıma geldiğinde ağlayasım gelmiyor. Fotoğrafına bakıp bakıp öptüm ağladım 2 gün. Bugün bakıyorum ne acı ne sevgi. His yok gibi. Saatlerdir ben ne biçim insanım diye düşünüyorum. İnsan babasının acısını 2 günde atlatır mı diyorum. Dün "bir gün gelirde anmadığım gün olursa babam çocuklarım benim unuttu diye üzülür. Ben ya unutur da onu üzersem" diye düşünüp ağlıyordum. Dünün ardından bugün bu kadar kayıtsız olmak, umursamaz hissetmek beni şaşırttı. Düşündüm. Acaba ben babamı sandığım kadar sevmiyor muyum dedim. Yıllar önce kalp krizi geçirdiği ve hastalık süreci geldi aklıma. Günlerce ağlamıştım. Eve geldiğinde günlerce nefesini kontrol etmiştim,kalbini dinlemiştim.çünkü ölecek diye ödüm kopuyordu. Hayır seviyormuşum dedim. Önceki iki günü hatırladım. Acım gerçekti dedim. Peki ben bugün neden fotoğraflarına bakınca ne sevgi ne acı hissetmiyorum. Neden her şey normale dönsün diye deli gibi bekliyorum. Ne oldu bir anda duygularımı mı yitirdim. Kalpsizleştim mi? Yoksa zaten sevgisiz kötü biriydim de o mu kabak gibi ortaya çıktı. Düşünmekten uyuyamıyorum. Ben nasıl üzülmem ,nasıl içim acımaz diye düşünmekten alamıyorum kendimi.hatta fotoğrafına bakıp üzülmedim diye suçluluk bile hissetmiyorum. sevgi yada acı hissetmemekten dolayı suçluluk hissetmiyorum.son zamanlarda depresyonda olup kendimi kapadım herkese,kimseyle konuşmadım çıkmadım odamdan. Çok dert etmiş babacığım. Çok üzülmüş halime. 2 gündür çok kızdım kendime. Hem onu üzdüğüm hem de onun son zamanlarından onunla vakit geçirme şanşını yok yere harcadığım için kendimi çok kötü hissettim çok vicdan yaptım. Ama bugün şak diye kesildi acılar sevgiler vicdan azapları. Ama ben kalbimi söken acı geri gelsin istiyorum. Fotoğraflarını görünce ağlamak istiyorum. Limon kolanyası kokusu alınca babamı hatırlayıp gözüm dolsun istiyorum. Ben acımı geri istiyorum. Ben sevgimi geri istiyorum. Ben o çaresizliği geri istiyorum. Ben o vicdan azabını, yeterince üzülmedim diye hissetdiğim suçluluğu geri istiyorum. Haberini aldığımda gök çöktü üstüme. Enkaz altında kaldım. Göğsüme ağırlık bindi ben o ağırlığı geri istiyorum. O enkazın tozu kaçtı ciğerlerime. Ben o keskin nefesi geri istiyorum. Ben bu kadar kötü biri olamam. Ayrıca babam da böyle kötü bir evladı hak eden bir insan değildi. Yarın mezarına gidip orada kayıtsız kalmaktan, toprağına elimi sürdüğümde acı hissetmemekten korkuyorum. Ben ne yapayım şimdi. Düşünmekten kendimi alamıyorum. Ben ruhumu mu kaybettim iki günde. Merhametimi, sevgimi mi kaybettim. Anılardan konuşurken gülüp eğlenmesem duygularımı kaybettim diyeceğim neşeyi kaybetmemişim.belli ki bencilliği de kaybetmemişim. Ben içimdeki sevgiyi, acıyı, vicdanı nasıl kaybettim 2 günde. Eskiden aç kedi görsem içim acırdı. Bugün laf olsun diye attım önüne yemek kedinin. Yeğenimi hastanede ilk gördüğümde gözlerim doldu, aşı olurken canı yandı ağladı diye gözümden yaş geldi, bugün içim bile kaynamadı. Ne oldu artık ben değiştim,hem de 2 günde değiştim de sevgi,merhamet,acı,suçluluk gibi güzel duyguları kaybedip neşe,bencillik, umursamazlık gibi kötü duyguları mı sakladım kendime. Hayatım boyunca kimseye bir kötülüğüm ,bir yüküm olmadan yaşadım. Ne oldu da birden iyi bütünq yanlarımı yitirip kötü olanları bıraktım içimde. Düşünmekten uyuyayamıyorum


 
başınız sağ olsun. yazıyı paragraflara bölerseniz okuması daha kolay olur.

geçen sene eşim (kadın) babasını kaybetti düğünümüzden 1 ay önce. o da benzer şeyleri yaşadı ben de ucundan köşesinden yaşadım ama ateş düştüğü yeri yakıyor tabii ki.

artık eskisi gibi üzülmemeye başladığında kötü hissettiğini, ağlamak istediğini söylüyordu. annesi hiç ağlayamadı kadıncağız mesela dondu kaldı adeta konuşamadı bile doğru düzgün. en kötüsü de bu yani hiç ağlayamamak. siz yine dolu dolu ağlamışsınız. içinizi dökmüşsünüz.

iyi ki unutuyoruz, iyi ki daha az hatırlıyoruz. tüm acılarımızı ilk anki haliyle hatırlasak asla yaşayamazdık. yaşadığınız süreç normal. çok klasik olacak ama zaman gerçekten her şeyin ilacı. babanızı hatırlatacak efkarlı şarkılar açın onun fotoğraflarına bakarken. belki ağlamanıza faydası olur.
  • yazar yazmaz yazan yazar  (25.08.22 08:33:10) 
tüm yazını okumadım ama sevgi acı suçluluk ve merhamet gibi güzel duyguları kaybedip kaybetmediğinizi yazmışsınız;
merhamet ve suçluluk duyguları sonradan öğrenilen hisler. iyi mi kötü mü olduğunu sen değil öğreticiler karar verdi. dönüp bunca zaman neden acıyorum ya da neden merhamet gösteriyorum diye sordun mu? bu sorular seni nereye götürdü? bence kendine bu soruları sor.

  • Frederick Co  (25.08.22 09:06:30) 
Başınız sağolsun, öncelikle yaşadıklarınızın normal olduğunu bilin lütfen. Sizinle anlattığınız bu aynı şeyi yaşayan birçok insan var.

Zihnimiz her zaman, her koşulda kendisini korumaya meyilli. Bunu yapmak adına bazen anlam veremediğimiz davranışlar gösteriyoruz. Kendi bilincimiz, kendi iç sesimizle vücudumuzun tepkileri bazen birbirini tutmayabiliyor. Bunun sebebi babanızı sevmiyor olmanız değil, kötü bir insan olmanız değil. Babanızı sevip sevmemeniz onun için ne kadar ağladığınızla da ilgili değil.

Çok büyük bir acı yaşadınız, birçok şeyi sorguluyor olmanız çok doğal.

Lütfen bu yazdığınızı silmeyin, silecek olursanız bile bu yazıyı telefonuzun notlar bölümüne kopyalayın. Bundan bir yıl sonra tekrar açıp okuyun, ne kadar üzüntü içerisinde olduğunuzu daha iyi anlayacaksınız. Kendinize haksızlık etmeyin, sevginin ölçütü bu saydıklarınız değil.
  • akhenaten  (25.08.22 09:09:00) 
öncelikle başınız sağolsun. acınızın hafiflemesi bir nimet. Bunun için suçluluk hissetmeniz değil şükretmeniz lazım. babanızı defnederkenki acınızı anlatmışsınız, günlerce, haftalarca, aylarca bu acıyı bu derecede yaşadığınızı bir düşünün. nasıl dayanabilir insan buna? hayatını nasıl devam ettirebilir? acınızın hafiflemesi çok doğal, önemli olan unutmamanız, hatırasını yaşatabilmeniz ve -inancınızı bilemiyorum tabi- günahlarının affı için bol bol dua etmeniz gerek bundan sonra. Allah mekanını cennet etsin, günahlarını affetsin, cennette sizleri komşu eylesin.


  • mustafakesekci  (25.08.22 09:19:23) 
Başınız sağolsun. Kendinize çok yüklenmişsiniz. Hayat devam ediyor maalesef, hergün ilk günki acıyı hissederek hayatınıza nasıl devam edebilirsiniz ki? Babanız da hergün kahrolmanızı istemezdi. Hassas, duygusal bir insan olmasanız oturup böyle ince ince düşünmezdiniz bence. Kendinize fazla yüklenmeyin, sağlığınızdan olursunız. Mekanı cennet olsun rahmetlinin.


  • huzurlarinizda huzursuzluk  (25.08.22 10:10:43) 
Mezarına gittik bugün. Ağlamadım. Üzüntü hissetmedim. Üzülmediğim için suçluluk hissetmedim. Üzülmediğim için utanmadım. Mezarına gidince geri gelir hisler sandım olmadı. Bari suçluluk hissetsem dedim. Hastayken yaşıyor mu diye nefesini kontrol etmişliğim olmasa sevmemişim diyecem. Eveli gün uyanınca ağlamamış olsam sevmemşim diyeceğim. Canım yeğenimi sabah görünce içimde sevgi hissetsem bimtek babama karşı kayıtsızım diyecem. eveli gece çok ağladım. Uyuyamadım ağlamaktan. Hala şişliği inmedi gözümün. Çok ağladım ondan ağlayamıyorum derim de kalpte acı yok, suçluluk yok,sevgi yok, hiçbir his yok dşye onu da diyemiyorum. Bilyorum bunun psikolojide var mı bir tanısı-tanımı. Geceden beri yas süreçlerini, ego savunma mekanizmalarını vs okuyorum. Yok hiç bir başlığa koyamıyorum dururumu. Bundan sonra hep böyle sevgisiz bir canavar mı olacağım. İnsan babasının ölümüne 3. Gün azıcık bile olsa acı hissetmezse, fotoğrafına bakınca içinde bir his belirmezse hala insan diyebilir miyiz ona. Acıyla baş etmek bu durumla baş etmekten kolaymış. Ne yapacağım bilemiyorum


  • yazdonumu  (25.08.22 15:40:54 ~ 15:42:00) 
kendinize bu kadar yuklenmeyin. o kadar buyuk acı duydunuz ki şimdi bunye kendini dinlenmeye aldı. iki gun sonra gene ilk gunku halinize donebilirsiniz. sonra gene hissiz sonra gene acıdan kavrulur hale gelirsiniz. bu boyle bir süreç. konusmak isterseniz bana yazabilirsiniz. sabır diliyorum.


  • suyin  (25.08.22 16:42:26) 
kötü olmanın tanımı nedir sizde bilmiyorum ama o iş öyle değil. ölenle ölünmez denir ve bu böyledir. Gün gelir bir şey olur aklınıza gelir ağlarsınız, gün gelir bişi olur keşke burada olsaydı derdisiniz. acısı geçer ama anırlar geçmez. 5 sene oldu babam vefat edeli, bu gün ben bile kendime hayret ediyorum nasıl oldu da tüm cenaze işlerini hallettim, her şeyi ayarladım vs. diye. Babamla yapmayı sevdiğimiz şeyler vardı birisi balık tutmak diğeri de konserlere gitmek (rockcı metalci bi babam vardı) 5 senedir konserlere gidemiyorum, bu sene ilk defa kız arkadaşımla gogol konserine gittim, nerede ise ağlayacaktım zor tuttum kendimi. gün oluyor peder bundan anlardı diyorum, gün oluyor babamın arkadaşlarını görüyorum halimi hatırımı soruyorlar aklıma geliyor gözlerim doluyor. diğer günler de iş güç hayat mücadelesi ile geçiyor.

hayat böyle bir şey, acı içinde günlerce ağlayacaksın, yemeden içmeden kesileceksin romantizm'ine gerek yok, behyninin taa en ücra köşelerinde bunların bilgileri var zaten, hem ne olacak öyle olunca, haftalarca günlerce ağlayıp yataktan çıkmadıkça? giden gelecek mi? sadece kendine zarar vermekten başka ne olacaktı?

baban istermiydi senin her gün ağlayıp, yataktan çıkmamanı, yemeden içmeden kesilmeni açlıktan 15 kilo vermeni? sağlığını, zihnini bozmanı?

hadi istediğin gibi olsun, bütün gün ağlayıp dur, aç kal, tadın tuzun olmasın, canın sıkkın olsun, sonra aileden birinin başına bişi geldiğinde sana ihtiyaçları olduğunda işe yaramaz, kendine bile faydası olmayan biri olarak mı duracaksın karşılarında?

normal olan bu zaten, bir yerden sonra hayat devam ediyor, edicek, etmeli. bu seni kötü yapmaz, dirayetli yapar. dirayetli olmak önemlidir. zor zamanlarda dirayetli olmayacaksın da ne zaman olacaksın? eğlenirken mi?

dirayetini koru.
  • selam  (25.08.22 17:22:14) 
Başınız sağolsun. Benzeri bir durumu da ben annemi kaybedince yaşadım. Geçen yılın başlarında öldü annem. Uzun süredir yatalaktı, hafiften demans da başlamıştı. Bu yüzden "eh bari kurtulmuş olur" moduna çoktan geçmiştik. Yıllar önce annemin anneannemle yaşadığını daha kısa süre ben yaşamıştım, anneannemden de antrenmanlıydık, o yüzden bu hissi biliyordum. Lakin ne yalan söyleyeyim daha alışkın olacağımı düşünürken beklediğimden çok daha fazla ağladım-sizin kadar olmasa da. Neyse hayat yavaş yavaş geldi yerine. Annem rahmetli biraz fazla evhamlı, yaşımız 40'ı geçmesine rağmen hayatımıza karışan biriydi. Bu yüzden sonrasında bu yüzden bir rahatlık bile hissettim. Ve tahmin edin...evet bu rahatlıktan rahatsız oldum. Hayırsız bir evlatmışım gibi geldi. Hayatım normale bir parça dönmüş gibi ama kardeşim benim annemden fazla fazla bahsettiğimi fark ettiğini söyledi. Dışarıdan değilse de bilinç altımdan devam ediyormuş demek. Bu aralar teyzem ağır hasta, yakında haberini alacakmışız gibi geliyor. O yüzden ister istemez o zamanki tecrübemi hatırlamaya başlıyorum, özellikle teyzemin son verdiği kilolar sonrası kısa saçlı ve gözlüksüz halinin direkt annemi andırmasından beri. Elbette ki hayatımız devam ediyor. Bazen olması gerektiğini düşündüğümüzden farklı düşünebiliyoruz, lakin bu bizim suçumuz değil. Elbette ki ömrümüzün sonuna kadar acımızı aynı yoğunlukta yaşamayacağız. Doğal bir şey, hiç üzülmeye, suçluluk hissetmeye gerek yok. Dışarıdan söylemesi kolay ama kendim de benzeri duyguları yaşadığım için belki biraz daha uygun geliyor bana bunları söylemek.


  • d max  (25.08.22 17:31:56 ~ 17:33:23) 
Başınız sağolsun. Normal bu duygu değişimleri.


  • komando kani var bende  (25.08.22 17:35:37) 
Normalde tek tek cevap yazardım herkese ama şuan buna halim yok hiç. Kısaca herkese teşekkür ederim


  • yazdonumu  (31.08.22 01:07:32) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.