[]

Uzaya neden DNA'ımı gönderiyoruz?

Ara ara şu tarz haberler görüyorum; uzaya dna şifrelerimiz gönderildi, bizzat dna'larımız gönderildi, gen haritamız, biyometrik haritamız, seslerimiz gönderildi, şuyumuz gönderildi buyumuz gönderildi.

Diyelim ki gönderdiğimiz roket şans eseri başka bir galaksiye kadar ulaştı ve yine şans eseri dünya benzeri bir gezegene düştü.

Ne olacak? gönderdiğimiz şeylerden yeni bir yaşam mı oluşacak?

Veya başka bir yaşam formunun eline geçti diyelim. Ne yapacaklar? Aynısını mı tasarlayacaklar? Mümkün mü böyle bir şey? Diyelim ki mümkün, bizi köle yaparlarsa hoşumuza mı gidecek?

Amaç tam olarak nedir?

 
Bi örnek verebilir misin hocam bu tarz haberlerle ilgili?


  • Kaleci Saçlı Forvet  (29.04.22 00:02:11) 
www.tweaktown.com

tr.wikipedia.org:~:text=Voyager%20Alt%C4%B1n%20Plaklar%C4%B1%201977'de,se%C3%A7ilmi%C5%9F%20sesler%20ve%20g%C3%B6r%C3%BCnt%C3%BCler%20bulunmaktad%C4%B1r.
  • ananiyimioguz  (29.04.22 00:04:07 ~ 00:04:31) 
Abi bu abd'de zamanında oluşan uzay çılgınlığında yapılmış biraz şov amaçlı "acaba başka canlılar var mı iletişim kurabilir miyiz" tadında yapılmış saçma bi çalışma, yani sürekli yapılan bir şey değil ama daha sonra araç başka sistemlere gidebildiği ve ara ara radyo sinyali göndermeyi başardığı için değerli bi hale geldi, yani sürekli dna göndermiyoruz bir amaç yok.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (29.04.22 00:08:18 ~ 00:11:26) 
Şöyle düşün, günün birinde dünyanın yörüngesine tanımlanamayan bir uzay aracı takılsa ve o uzay aracı incelendiğinde üzerinden dünya dışı bir yaşam formunun bilgilerinin yer aldığı bir materyal çıksa. Ne hissedersin bir insan olarak?

Amaç bizi kopyalasınlar falan değil, bizden haberdar olsunlar, "Merhaba ben mantheman" der gibi, kendimizi tanıtıyoruz işte bulacak olan birine.
  • mantheman  (29.04.22 00:08:36) 
Radyo dalgalarıyla gönderiliyor. Roketle değil. Amaç radyo dalgaları bir uygarlığa ulaşırsa Dünya ve insan hakkında bilgi vermek. Kendimizi tanıtmış oluyoruz. Mesajı alan uygarlık da sinyalin geldiği noktada Dünya adında bir gezegen olduğunu ve bu gezegende yaşayan bir canlı türünü öğrenmiş oluyor. İsterlerse karşılık verebilirler. Bu sinyallerin bir uygarlığa/gelişmiş uygarlığa ulaşma ihtimali çok çok düşük. İnsanlığın küçük bir çabası sadece. Bir şef bir yemek yaptığında imzasını atıyor. Uzay çalışmalarıyla ilgilenen kişiler de bu şekilde imza atıyorlar.


  • dissendium  (29.04.22 00:11:24) 
Contact filmini izle


  • divit  (29.04.22 00:26:55) 
Bir umut türünden magazin yönlü haberler. İnsanların her an uzayın derinliklerinden gelen sinyal, mesaj ya da canlılara karşı duyarlılığı sağlanıyor.
Yıllardır değişmeyen haber başlıkları:
Uzaydan gelen gizemli sinyal,
www.ntv.com.tr

Uzaya gönderilen sinyal,
Bu da büyük ölçekte bir radyo sinyali yanlış hatırlamıyorsam en erken 20000 yıl içinde cevaplandırılma ihtimali varmış.
(Uzayla ilgilenen bilim adamlarının umudu, denize oltayı sallayan balıkçılarla aynı sanırım)

Bir de gönderilenler arasında üstünde farklı şekiller olan altın plak var:
www.ntv.com.tr

Doğrusu bu kadar devasa yatırım ve üretilen gelişmiş uzay araçları, bilimden ayrı olarak arkaplanda ideoloji türünden bir inanışın olduğunu da gösteriyor.

soruya gelirsek, konu dna ve uzay kavramları olduğunda bir kaç yıl içinde, diğer geçen zamanda uzayla ilgili sıradan spekülasyon veya merak uyandıran haberlerin daha ötesine de geçebilir. Bu yönde yorumlar var.
Tabi dünya dışı yeni bir yer arayışında olan insan için (arada bir haber yapılan) dünyaya göktaşı çarpması gibi işin tehlikeli boyutu da var.

Düşündüğümüzde uzay temalı filmler sanat olsun diye değil de belki gerçek hayatın bir ya da bir buçuk saatşik bir fragmanı olarakta görülebilirler.

(Yapay güneş ve yapay ay çalışmaları da mevcut)
  • Erva  (29.04.22 00:38:07 ~ 00:39:29) 
Contact'ı izledim sanırım ama tam hatırlamıyorum tekrar bakabilirim. Arrival'ı izledim en yenilerden.

Yazdıklarınız bana mantıklı gelmiyor. Amacımız eğer "evrende yalnız değilsiniz" mesajı vermek ise, bunu kendi bilgilerimizle vermemiz gerekmez ki. Evrende kendi imkanları ile olamayacak herhangi bir şey de olur yani.

Yerimizi belli edip etmememiz bile hala tartışılıyor. Çoğu bilim insanı, bu cinayet olur saçmalamayın diyor.

Bizim yörüngemizde farklı birşey bulsak ve anlamaya zekamız veye teknolojimiz yetmez ise korkarız yani apaçık. S.a biz dostuz yazacak hali yok baktığımız şeyin içerisinde. Her ne kadar iyi niyetli bir şey bile olsa, büyük ihtimalle eğer gelişmiş bir şey ise, bizi ne zaman almaya gelecekler, işgale ne zaman gelecekler falan diye korkarız yani.

Kaldı ki dediğiniz gibi bize çok yakın zeka düzeyinde bir canlı olacak ki biz fark edebilelim. Veya bizi farkedebilsinler.

Ha umuyorum ki şöyle açıklanıyorsa içim biraz rahatlar "bizim gönderdiğimiz şeyi fark edip algılayan bir yaşam formu, bizim için o kadar da korkutucu boyutta olmayabilir".

Biz de varız demek bile riskli iken, hem biz varız hem de buyrunuz bunlar kodlarımız, seslerimiz, anatomimiz falan demek iyice anlamsız geliyor ama vardır umarım bir bildikleri.
  • ananiyimioguz  (29.04.22 00:40:55 ~ 00:44:23) 
Geçmişte hep "buraya kadar gelebilen uygarlık varsa iyi niyetlilerdir" mantığı varmış sanırım. Fakat son yıllarda "Amerika kıtasını bulanlar kızılderilileri gözünü kırpmadan öldürüp kıtayı ele geçirdi, dünyayı keşfeden uzaylılar aynısını yapabilir bizi mahvedebilir" mantığı var sanıyorum. Benim okuduğum haberler yazılar o yönde değişti yani.

edit: SpaceX'in yapmak istediği falan tahminen insanlığın devamlılığı için gen bankası oluşturmak gibi şeyler. Dünya yok olursa Mars'ta klon vs. üretilebilsin çoklu gezegende var olalım insanlık bitmesin.
  • nhk ni youkosu  (29.04.22 02:04:23 ~ 02:06:20) 
Ay'a DNA gonderme varmis bi de:
lifeship.com

Benim DNA'im ne icin kullanilabilir sorusuna da soyle teorik biseyler yazmislar:
Belki gelecekte bir uygarlik bulup, gunumuzdeki gezegeni tekrar yaratir. Gelecek nesiller kodunu yildizlara tasiyip yeni dunyalar olusturabilir.

Bikac yil once de Uluslararasi Uzay Istasyonu'na DNA gonderilmisti. Dunya'ya bisey olursa turumuzu devam ettirebilme olasiligi iste.
  • ermanen  (29.04.22 22:10:52) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.