Olay şu; örneğin 1960 senesinde sarıyer zekeriyaköy bölgesini düşünün, orada 1000lerce bitişik ve düzensiz parsel vardı ve hepsi tapuluydu, buna kadastro parselasyonu deniyor. Ancak zekeriyaköy'e imar geleceği zaman şehir plancıları oturup bu parsellerin içerisinden uygun şekilde yol, park, hastane vb. kamulaştırmaları yapıp düzenli parselleştirme çalışması yapıyorlar. Her arsadan alanının %40'ına kadar kamulaştırma yapma hakkına sahip devlet. Yani orada bir kadastro parseliniz olsaydı, imar geldiğinde arsanızın tapudaki koordinatlarına mümkün olduğu kadar yakın bir bölgede, yanında yol, park vb. kamu alanları bulunan şekilli bir parseliniz olacaktı ve parseliniz küçülecekti, buna karşılık imar geldiği için değerlenecekti.
Tüm bu imar çalışmaları esnasında matematiksel olarak her parselden 5-20 m2 arası bir atıl alan çıkıyor çünkü düzenli bir kent planı oluşturulurken her parsele tam tapu alanında yazan m2 alanını vermek teknik olarak mümkün olmuyor (veya yapay zeka falan gerekir bunun için). Bu durumda imarlı bütün tapulu parsellerden artan bu m2'leri belediye bölgeye yakın bir yerdeki dev hazine arazilerinden birine dağıtıyor. Bu hazine arazileri genelde orman, verimsiz arazi vb. bir parsel olur. Bu sebeple 1000lerce farklı tapu görürsünüz.
Biraz uzun anlattım ama enteresan bir konu ve kısaca anlatması zor
0