Genç yaşta daha böyle konular uzakken atıp tutmak kolay. Ben mesela "hiç çocuk yapmayacağım" demiyordum ama "bu kadar aileye ihtiyacı olan çocuk varken neden bir yenisini dünyaya getireyim ki, evlat edinirim" diye düşünüyordum hep, çok sık dillendirmesem de. Özellikle 20 yaş civarı az önce dediğim sebepten çok cesur ve yargılayıcı konuşabiliyor, iklim krizinden girip popülasyondan çıkarak ekofaşizm yapan, "çocuk yapmak sorumsuzluk ve bencilliktir" diyerek insanları yargılamayı kendine hak gören sağlam bir kitle var mesela tüm dünyada :)
20 yaşındaki bana kalsa 30'dan önce hayatta evlenmezdim mesela, 27'yi doldurmama 2 ay kala evlendim. Asla da pişman olmadım. Fakat 31 yaşına geldiğimde öğrendiğim şey, hiçbir zaman kesin yargılarla konuşulmaması gerektiği. Siz değişiyorsunuz, dünya değişiyor, hayatınız değişiyor. Fikir değiştirenden değil de fikri sabit olandan daha çok korkarım ben.
Nasıl çocuk yapmaya karar verdiğime gelirsek, birçok faktör sözkonusu. Bunlardan biri elbette @brkylmz'ın dediği "çocuk yapmalıyım" itemi, hakikaten var öyle bir şey, 30 civarı geliyor. Fakat bunun ötesinde, benim yaşam felsefeme - hiçbir işe yaramadığı artık kanıtlanmış olan - "çocuklarımıza iyi bir dünya bırakamadık" vahvahlanmasından ziyade, "dünyaya iyi çocuklar bırakmak" görüşünün daha uygun olması. Bu hayat görüşü sebebiyle akademide kalmayı seçtim mesela. Dünyaya daha iyi çocuklar bırakabilirsek, hem çevre hem de insanlık için daha hayırlı olacak. Peki bu iyi çocuklar nasıl yetişir? Önce muhakkak sevgi ve destekle, sonra çeşitli sosyal, kültürel ve ekonomik imkanlarla. Tüm bu imkanları çocuğumuza sağlayabileceğimizi düşünüyorum. Bunun üzerine, eşim de ben de, insanlarla ve özellikle gençlerle iyi iletişim kuruyoruz, onlara yol göstermeyi, destek ve motivasyon kaynağı olmayı seviyoruz. Yani ikimizin de içinde çocuğumuza vakit ve enerji ayırmak için gerekli karakteristik özellikler mevcut. "Zaten tüm anne babalar kendi çocukları olduğunda bu motivasyonu bulurlar" diyebilirsiniz ama, bu yaşımda öğrendiğim bir diğer şey, herkesin anne baba olmaması gerektiği. Çocuklarını gerçekten sevmeyen, onlara destek olmayan, enerjilerini sadece kendilerine ayırmak isteyen o kadar çok ebeveyn var ki.
4 aylık hamileyim, bebeğimin hareketlerini son 2-3 haftadır hissedebiliyorum. O hareketleri hissetmek, ultrasonda görünce heyecanlanmak, bir sonraki ultrasona gün saymak, babasıyla birlikte geleceğimizin hayallerini kurmak o kadar güzel ki. Cevabın en başına dönecek olursak, mantıklı düşününce evlat edinmek hala en doğru çözüm gibi görünebilir, fakat böyle şeyler yalnızca mantık işi değil. Hamilelik sürecini yaşamak, kaşı gözü kime benzeyecek diye merak etmenin yanı sıra, evlat edinmenin bambaşka sorumluluk ve yükleri var. Bir çocuk yetiştirmenin sorumluluk ve yüklerine hazır olsam da, evlat edinmenin zorluklarına hazır hissetmediğim için fikir değiştirdim.
Ek olarak, çocuğumun bir birey olarak yetişmesi ve bağımsızlaşması, bizden ayrı olarak hayatını kurması beni hayal kırıklığına uğratmaz, aksine mutlu eder. Çünkü en önemli hedeflerimizden birisi bu olacak zaten çocuğumuzu yetiştirirken. Elbette bir miktar hüzün olur ama tatlı bir hüzün olur diye tahmin ediyorum.
0