[]

Çocuk Yapmak

1- Hayatının bir kısmında çeşitli sebeplerle çocuk yapmak istemeyip sonrasında çocuk yapan ya da çocuk yapmaya karar veren var mı?

2- Neden çocuk yapmak istemiyordunuz?

3- Neden çocuk yaptınız ya da yapmaya karar verdinizi, fikrinizi ne değiştirdi?

Kişisel not: Gördüğüm kadarıyla çocuk yapmak insanların hayatlarına anlam katmak ya da tutunacak bir dal bulmak için muhteşem bir şey. Çocuk, insanın zihnini ve bedenini çok uzun süre meşgul ediyor, çok uzun süre dikkat istiyor. İş ya da hobi gibi değil. Muhtemelen hiç anlamsızlaşmıyordur (isnanların geneli için). Tabii sonrasında (doğal olarak) gitmek, uzaklaşmak istedikleri için ebeveynlerde (genelde) büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor ama o zamana kadar gayet iyi ve pahalı bir meşgale.

 
benim çok yakın bir arkadaşım, 18 yaşından beri eşiyle birlikteler, çocuk konusunda çok kesin konuşuyorlardı. ekstra sorumluluk istemiyorlar sürekli gezmek vs istiyorlardı. eşi 32 yaşına gelince bir daha yapamayacağız bir oturup düşünelim demişler ve yaptılar sonra çat diye. anladığım kadarıyla genelde sebep bir daha yapamama ve geç kalma korkusu oluyor.


  • roket adam  (31.10.21 23:06:47) 
Bi yastan sonra "cocuk yapmaliyim" item'i yukleniyor insanlara :)


  • brkylmz  (01.11.21 09:44:18) 
Genç yaşta daha böyle konular uzakken atıp tutmak kolay. Ben mesela "hiç çocuk yapmayacağım" demiyordum ama "bu kadar aileye ihtiyacı olan çocuk varken neden bir yenisini dünyaya getireyim ki, evlat edinirim" diye düşünüyordum hep, çok sık dillendirmesem de. Özellikle 20 yaş civarı az önce dediğim sebepten çok cesur ve yargılayıcı konuşabiliyor, iklim krizinden girip popülasyondan çıkarak ekofaşizm yapan, "çocuk yapmak sorumsuzluk ve bencilliktir" diyerek insanları yargılamayı kendine hak gören sağlam bir kitle var mesela tüm dünyada :)

20 yaşındaki bana kalsa 30'dan önce hayatta evlenmezdim mesela, 27'yi doldurmama 2 ay kala evlendim. Asla da pişman olmadım. Fakat 31 yaşına geldiğimde öğrendiğim şey, hiçbir zaman kesin yargılarla konuşulmaması gerektiği. Siz değişiyorsunuz, dünya değişiyor, hayatınız değişiyor. Fikir değiştirenden değil de fikri sabit olandan daha çok korkarım ben.

Nasıl çocuk yapmaya karar verdiğime gelirsek, birçok faktör sözkonusu. Bunlardan biri elbette @brkylmz'ın dediği "çocuk yapmalıyım" itemi, hakikaten var öyle bir şey, 30 civarı geliyor. Fakat bunun ötesinde, benim yaşam felsefeme - hiçbir işe yaramadığı artık kanıtlanmış olan - "çocuklarımıza iyi bir dünya bırakamadık" vahvahlanmasından ziyade, "dünyaya iyi çocuklar bırakmak" görüşünün daha uygun olması. Bu hayat görüşü sebebiyle akademide kalmayı seçtim mesela. Dünyaya daha iyi çocuklar bırakabilirsek, hem çevre hem de insanlık için daha hayırlı olacak. Peki bu iyi çocuklar nasıl yetişir? Önce muhakkak sevgi ve destekle, sonra çeşitli sosyal, kültürel ve ekonomik imkanlarla. Tüm bu imkanları çocuğumuza sağlayabileceğimizi düşünüyorum. Bunun üzerine, eşim de ben de, insanlarla ve özellikle gençlerle iyi iletişim kuruyoruz, onlara yol göstermeyi, destek ve motivasyon kaynağı olmayı seviyoruz. Yani ikimizin de içinde çocuğumuza vakit ve enerji ayırmak için gerekli karakteristik özellikler mevcut. "Zaten tüm anne babalar kendi çocukları olduğunda bu motivasyonu bulurlar" diyebilirsiniz ama, bu yaşımda öğrendiğim bir diğer şey, herkesin anne baba olmaması gerektiği. Çocuklarını gerçekten sevmeyen, onlara destek olmayan, enerjilerini sadece kendilerine ayırmak isteyen o kadar çok ebeveyn var ki.

4 aylık hamileyim, bebeğimin hareketlerini son 2-3 haftadır hissedebiliyorum. O hareketleri hissetmek, ultrasonda görünce heyecanlanmak, bir sonraki ultrasona gün saymak, babasıyla birlikte geleceğimizin hayallerini kurmak o kadar güzel ki. Cevabın en başına dönecek olursak, mantıklı düşününce evlat edinmek hala en doğru çözüm gibi görünebilir, fakat böyle şeyler yalnızca mantık işi değil. Hamilelik sürecini yaşamak, kaşı gözü kime benzeyecek diye merak etmenin yanı sıra, evlat edinmenin bambaşka sorumluluk ve yükleri var. Bir çocuk yetiştirmenin sorumluluk ve yüklerine hazır olsam da, evlat edinmenin zorluklarına hazır hissetmediğim için fikir değiştirdim.

Ek olarak, çocuğumun bir birey olarak yetişmesi ve bağımsızlaşması, bizden ayrı olarak hayatını kurması beni hayal kırıklığına uğratmaz, aksine mutlu eder. Çünkü en önemli hedeflerimizden birisi bu olacak zaten çocuğumuzu yetiştirirken. Elbette bir miktar hüzün olur ama tatlı bir hüzün olur diye tahmin ediyorum.
  • gmzo  (01.11.21 10:19:31 ~ 10:23:26) 
Valla gençliğinde istemeyip, orta yaşlarda yükselenler için tek düşüncem: Ölüm korkusu... Geride kalacak bir parça bırakmak isteği olarak görüyorum ben genelde.

Hep düşünüp "geziyoruz sonra bi ara yaparız" diyenleri ayrı tutuyorum.
  • lcha  (01.11.21 10:46:51) 
Hayatımın hiç bir döneminde çocukçu bir insan olmadım. Tek hayalim anne olmak vs. gibi değildim hiç. Uzak gelecekte böyle bir plan vardı ama o gelecek çok uzak gibiydi. Sağlık sorunlarım sebebiyle doktorum eğer çocuk planım var ise öne almamı istedi. Çok üzüldüm, planlayamama durumum sebebiyle. Kızımı çok seviyorum ama çocuk çok zor. Süreç zor (hamile kalma, hamilelik, doğum, lohusalık, işe dönüş, başkasının bakım vermesi vs.)

Bu arada ben kişisel notunuza katılmıyorum. Çocuğu şekillendirmek, ona bir şeyler öğretmek, vakit geçirmek çok güzel elbette. Ama ben hiç; anne olmak dünyanın en güzel duygusu, hayatım anlamlandı, ben bu hayatta en çok anne olmayı sevdim falan diyemedim.
Ama kızım çok güzel. Bal, bal bi görseniz.
  • snd88  (01.11.21 11:08:57) 
ben 30 yaşıma gelmeme, biyolojik olarak alarm zillerinin çalmasının farkında olmama rağmen kesinlikle çocuk istemiyordum. çünkü çocuk bana külfet gibi görünüyordu. bana zevk veren herşeyden çocuk yüzünden uzak kalacaktım. hayatımda bir anlam, tutunacak dal ya da meşgale eksikliği yoktu. tam tersine bir sürü yapmak istediğim şey vardı ve çocukluğum ile ilk gençlik yıllarımda bana dünyayı dar eden kendi ailem artık yoktu maddi olarak özgürdüm ve yeniden doğmuş gibiydim. bir çocuk sahibi olarak bir sürü sorumluluk altına girmek en son isteyeceğim şeydi. bir gün şikayetlerimden dolayı gittiğim doktorum derhal çocuk yapmamı aksi takdirde yumurtalıklarımı kaybedecek kadar ileri derecede kist sahibi olduğumu söyleyince ya çocuğum olmazsa ve ileride çok pişman olursam motivasyonu ile çocuk yapmaya karar verdim.neyse çocuk doğduktan sonra ilk 2 yıl aşşşşşırı zorlandım. uykusuzluk çocuğun memeye bağımlılığı ve ilk başta tahmin ettiğim gibi sevdiğim herşeyden çocuğa zaman ayırmak zorunda olduğum için uzak kalmak beni psikolojik olarak çok etkiledi. bonus olarak da uykusuzluklar yüzünden migrenim öyle bir seviyeye geldi ki yarım insan oldum hala da iflah olmadım aldığım ilaçlardan 20 kg aldım sürekli bir başağrım var. çocuk doğduğundan beri içgüdüsel olarak onunla ilgili tüm sorumluluklarımı yerine getirdim ve tabi ki çok seviyordum ama 2 yaşından sonra ne olduysa bana bir şeyler oldu ve hayatımda hiç kimseyi sevmediğim kadar onu seviyorum aşk ama anlatılmaz bir aşk resmen. onunla kurduğum bağ o kadar farklı ve ileri bir seviyeye ulaştı ki bu beni korkutur hale geldi zira o da sıradan bir canlı ve ben kader ve hayatı kontrol edemeyecek kadar zayıf biriyim. çocuğun babası çocukla senin kalbiniz bile senkronize atıyor diyor . onun ihtiyaçlarını demeden anlıyorum çocuksu krizlerinde onunla birlikte duygulanıyorum (normalde aşırı rasyonel biriymdir). onun gözlerine bakınca kokusunu duyunca fazla aşktan çıldıracak gibi oluyorum bana sarılıp beni öptüğünde seni çok seviyorum anniş falan dediğinde bende devreler yanıyor ve durup durup ağlıyorum? fazla duygusallıktan tabi ve bunun mantıkla akılla izah edilebilir hiç bir yanı yok. evet hızla büyüyor ve bir gün bu bebeklik çocukluk halleri bitecek kocaman bir yetişkin olup kendi hayatı olacak ve kaçınılmaz son benim yanımdan gidecek :) belki de benim bu hüzünlerimi en çok açıklayan şey sizin de bahsettiğiniz bu hayal kırıklığı..bunu ne yazık ki hiç bir şekilde kendime açıklayamıyorum belki bu hayalkırıklığını yaşamamak için başa dönüp hiç çocuk yapmamak gerekti. mesela şimdi bir kahve alıp dizi seyretmek bir lüks çünkü her boş vaktimi ona vermem gerekiyor ve bu bazen beni sıkıyor ama gün gelecek o büyüdüğünde tüm kahveler ve diziler benim olacak bu sefer de ben onun yokluğuna alışamayacağım aslında çok adaletsiz çünkü ben kendimi tek başıma yaşamaya ve ayakta durmaya alıştırmışken birden o geldi benim tüm düzenimi bozdu sonra ona öyle bir bağlandım ki o gittiğinde tekrar sıfır noktasına döneceğim. hayat tam olarak bu demek belki de


  • iwillsee  (02.11.21 16:22:17) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.