[]

Mutsuzluk artık karakterim olmuş. Değişebilir miyim?

Merhaba. Çok mutsuzum. Sizden başka da anlatacak kimsem olmadığı için buraya yazıyorum. Biraz hayatımdan bahsetmek isterim size. Ben 30 yaşındayım. Diyarbakırlıyım. 3 kardeşiz en küçük benim. Annem ev hanımı babam da emekli öğretmen. Ben 4-5 yaşlarındayken babamın tayini hasebiyle Van'a taşındık. İlk ve ortaokulu orada bitirdim. Babam emekli olduktan sonra emekli ikramiyesiyle orada ortaklı bir dershane açtı. Saf ve iyi niyetli biri, ticareti başaramadı, ortaklarımız da bizi kazıkladılar ve çok para kaybederek yıllarca borç ödemek zorunda kalarak iflas edip oradan ayrıldık. Bunun yanında da dertlerim vardı, babam ve annem geç evlenmiş babam dede yaşında sayılır sürekli geceleri babam ölecek diye korkulara teslim oluyordum. Ben küçükken ateşli bir hastalık geçirdiğimden büyüme hormonum iyi salgılanmıyordu ve okulun en ufak tefeğiydim. Bu yüzden akran zorbalığına inanılmaz maruz kaldım. Çok canım yandı, daha çocukken dahi intihar etmeyi, ölmeyi çok istiyordum. İsmim de Kürtçe ve telaffuzu zor o yüzden de dalga geçiyorlardı, memur çocuklarının olduğu bir okuldaydım. Dolayısıyla kendimi hep toplumdan farklı hissediyordum. Okulda da başarısız bir öğrenciydim hatta yazım o kadar çirkindi ki öğretmenim tek tek öğrencilere defterimi göstererek beni yeriyordu. Okulda futbolda vs de başarısızdım yani hiçbir yerde tam değildim. Annemin de acılı bir hayatı var çok küçük yaşta babasını kaybetmiş erkek kardeşi yeni evliyken kanser olup ölmüş. Babamla da sevmeden evlenmiş. Bunlardan olsa gerek çocukken beni çok dövüyordu. Evde de çoklukla kavga ediyorlardı birbirileriyle. Ortaokul bittikten sonra biz geri Diyarbakır'a taşındık. Buraya gelirken de korkuyordum, kenar mahallede bir liseye gittim. Boyum halen kısaydı ve akran zorbalığı devam ediyordu. Ben de içime kapandıkça kapandım. Okula gidiyordum gelip 8 saat falan internete kafeye gidiyordum.(Diyarbakır'da saati 50 kuruştu çok ucuzdu) Hayatım böyleydi. Çirkin bir çocuktum ve insanlar bunu söylemekten de çekinmiyorlardı. Velhasıl böyle böyle büyüdüm, lisede hormon tedavisi aldım ve boyum uzadı. Ama çirkinliğim devam :) Üniversiteyi zor bela Çanakkale'de Çeko kazandım. Gitmeden önce korkuyordum, Diyarbakırlıydım ismim Kürtçeydi. Sürekli google'da "Kürt, ülkücü, çanakkale" keywordlerini arayıp çıkan haberleri okuyordum. Korka korka gittim, hiç alışamadım. Hayalimdeki üniversite de bu değildi. Sonra eve yalvar yakar edip ağlaya ağlaya bırakıp geldim hukuk kazanırım diye. Çalışmadım ve kazanamadım. Sonra Siyaset Bilimi okudum. Herhalde asosyal oluşumdan internette de olsa biraz arkadaş edinmeye ihtiyaç duyuyordum ve twitter açtım. Fenomen denilecek kadar takipçi elde ettim ama benim başarımdan değil, misal ortamımızda konuşulan başkasının yaptığı esprileri de yazıyordum yani takipçiler benim maharetim değildi. Twitter'dan biriyle tanıştım, çok aşık oldum. Ama birbirimize çok aykırıydık; o çok zengindi, iyi bir işi vardı ve inanılmaz güzeldi. Zaten benim tanıştırdığım biriyle de aldattı beni ve yıllarca da onun etkisinde kaldım. Okul biteli 4 yıl oldu. İşsizim, ilk başlarda iş seçiyordum şimdi bulamıyorum da. Asosyal saçma sapan biri olarak evde kalakalıyorum. Çok edilgen biriyim. 3 kişi arabaya bineceksek doğal olarak arka koltuk bana kalıyor, 5 kişi kahvedeysek okey oynanacaksa masa etrafı hep ben oluyorum, bi yere gidilecekse benim fikrim en son merak edilen. Bunlardan hariç aha önce duyuruların birinde bahsetmiştim, bir akrabamız da bizi dolandırdı ve evimizi ipotek ettirdi ona da canımı çok sıkıyorum. 

Bugün artık taşacak durumda olmamın sebebi de bir kuzenimle tartışmış olmam. Sürekli haklı olduğunu iddia ediyor. Basit bir konuda dahi insanı bastırıyor(Misal geçen enstrümanların hepsine saz deniyor dedim, mesela üflemeli sazlar diye, yine hayır öyle bir şey yok dedi. sonra dayanamayıp internetten açıp gösterdim halen hayır yazanlar saçmalıyor diye savundu. Böyle saçma sapan şeylerde bile bir galip geliş muhabbetine döndürüyor olayı) Üstelik iyi eğitimli biri de. Bugün yine mansplaining yaptığı için dayanadım ve artık görüşmeyelim deyip masadan ayrıldım. Sorunum her şeyi kafaya takmak. Hayat bana çok zor. Yoksulum, işsizim, asosyalim, çirkinim. 


 
Kötü bir başlangıçla giden zor şartlar altında bir hayat.
Kolay bir çözüm elbette yok. Sadece artık çocuk değilsin. bir şekilde farkında olduğunu bu hayatla doğru şekilde savaşmaya devam ederek geçecek hayatın.
Bu süreç hep kötü olmak zorunda değil. Güzellikleri de karşına çıkacak ve aslında alışık olduğun bu kötü durum da.
Sadece pes etme diyebilirim.
Daha güzel daha doğru fikirler verecek birileri çıkacaktır.
Kendini ve etrafini analiz edebiliyorsun. Makul sonuçlara ulaşıyorsun. Altından kalkabilecegini düşünüyorum
  • kisa  (29.04.21 22:36:27) 
www.erkekadam.org


  • hepbiarayisicinde  (29.04.21 23:22:25) 
yalniz degilsin, cok benzer hikayeleri ben de yaşadim yillarca. cözümü biraz kendine dönmek, kendini iyi hissedecegin aktivitelere odaklanmak ve başkalarının onayini beklemeden yaşamayi ögrenmek. sakin erkekadam gibi saçmalıklara bulasma, yaşadıkların zaten daha cok erkek olmak isteyen, daha fazla erkek gibi görünmek isteyen erkeklerin saçtığı zehrin sonucu. sen de kendini bu rekabete sokarak harap etme, birak onlar kendi boku icinde debelensin. kendin icin yaşa, sen kendin icin yaşadikca, senin gibi insanlarla bir araya geleceksin. konusmak sohbet istersen hep buradayim.


  • spivak  (29.04.21 23:56:48 ~ 23:58:14) 
Diğer duyurularını da okudum ve sana laflar hazırladım.

1) Öncelikle erkeğin çirkini olmaz derler, doğru. Kişiliğinle, kariyerinle vs. bu durumu kotarabilirsin. Zor bir şey değil yani zor olan diğerlerini sağlamak.

2) "Epey zamandır işsizim, kötü bir çocukluk geçirdim. Hep pesimist biriydim. Çirkindim, okulda da başarılı değildim, boyum kısaydı."

Ee? Geçmiş geçmiştir. Geçmişle yaşamayı ve kendine acımayı bırak. Bundan sonra ne yapabilirsin bunlara odaklan ve kendine bahaneler üretme.
Ayrıca sürekli çevresel etkenleri suçladığını fark ettim. Halbuki duyurunu okuduğumda istikrarsızlık ve dehşet bir negatiflik görüyorum. Sen kendine acıdığın ve hak etmediğini düşündüğün için bu enerjin karşı tarafa da geçiyor. Kurban psikolojisinden kurtulman lazım.

"Annemin de acılı bir hayatı var çok küçük yaşta babasını kaybetmiş erkek kardeşi yeni evliyken kanser olup ölmüş."
Bak mesela, bunun konumuzla alakası yok. Ama sen acılar içinde büyüdüğüne kendini o kadar inandırmışsın ki bu konuyu da kendine bağlamışsın. İnan ki Türkiye'de çocukken dayak yemeyen, maddi sorunlar çekmeyen, babası annesini aldatmayan yani kısaca mutlu bir çocukluk geçiren çok az insan vardır. Başına gelenlerin sana özel olmadığını, hayatın/Allah'ın/evrenin senle bir derdi olmadığını anlaman gerek.

3) Baban ölecek. Annen ölecek. Sen de öleceksin. Bundan kaçamazsın. Bunları düşünüp durmak hayatı sana zindan etmekten başka hiçbir işe yaramaz. Bununla ilgili TEK yapabileceğin babanla daha fazla daha güzel vakit geçirmek, böylece ayrılık vakti geldiğinde pişmanlık duymamak.

4) Kariyer.net iş aramak için berbat bi yer. LinkedIn'e yönelebilirsin. Mesleğin ne bilmiyorum ama bu alanda iş bulamıyorsan yine bölümünle ilgili yan alanlar araştırabilirsin.

5) Anksiyete için mutlaka profesyonel destek alman gerekir. Bence ilk olarak çözeceğin şey bu olsun. Ayrıca öz saygı ve kurban psikolojisi anahtar kelimelerini YouTube'da bi aratabilirsin. Bunlarla ilgili taktiklere vs. bakarsan faydalı olacağını düşünüyorum.

6) Uyku, hareket, yemek, su. Klişe ama bu dörtlüyü düzene sokarsan psikolojine ve hayata bakışına da çok büyük faydası olacaktır.

Uzman falan değilim ama yardımcı olabileceğim bir şey olursa özelden yazabilirsin.
  • jacque  (30.04.21 00:39:50) 
önce iş bulman lazım, erkek adamın cebinde kendi kazandığı parası olmayınca her şey kötü görünüyor. para kazanmaya başlayınca bakışın yavaş yavaş düzelecek.


  • antihero  (30.04.21 05:36:47) 
Hepinize teşekkür ederim.

@jacque hep çevresel etmenlerden değil elbet yaşadıklarım, kendim pişmanlıklar silsilesiyim. hep duygularımla hareket ediyor, erken sinirleniyor, alınıyor ve tahammülden uzaklaşıyorum. özsaygım yok. annemin konumuzla ilgisi yok demişsin onu sadece çok dayak yediğimden sebebinin bu olacağını söylemiştim. onun dışında haklısın. ama başaramıyorum, edilgenlikten, korkaklıktan, birey olamamaktan kurtulamıyorum. artık her şey çekilmez geliyor, dün tartıştığım kuzenim halen aklımdan çıkmıyor kendisinden nefret eder haldeyim ama bu istisna bir durum değil benim için o yüzden bozuk olan benim. evet geçmişteyim ama şimdi de olumlu devam eden hiçbir şey yok neredeyse. evimizdeki hayatın ritmi nuri bilge ceylan filmi gibi. 70 küsur yaşında babam 60'ını geçmiş annem ve tüm gününü çocukluğundan kalmış ranzada yahut bilgisayarının başında geçiren ben. Aciz biriyim, çocukken de böyleydim. 7'sinde neysen 70'inde de osun dedikleri acı gerçek sanırım. teşekkürler tekrar.
  • spartamed  (30.04.21 19:12:23 ~ 19:13:33) 
Ben de geldim buralara.. Spartamed bence yarın uyandıgında yaşanan her seyi bi kenara koyup yeni bir insan olarak devam etsen mis gibi olabilir. Kendine fazla yükleniyorsun. Yaşadıkların yaşanabilecek şeyler. Itirafların da herkesin normal hayatta yaptıgı ve kimseye söylemediği seyler. Sen açık yürekli güzel kalpli bir insansın. Kendinden çok başkalarının düşüncelerine deger veriyorsun, uyumlusun. Kibarsın. Kalp kırmadıgın için kırılıyorsun. İş konusuna gelince güzel arkadaşım seninle aynı yaştayım ve benzer durumdayız. Bizim nesil kayıp kuşak ne yazık ki iş bulabilmek için biraz çaba sarf etmeli. Önce kendini sonra da çevreni degistir. Yeni arkadaslar edin ve bi is bul en kötüsü bile hiç olmamasından iyi inan bana. Çok sarıldımmm


  • Corpsebridee  (17.05.21 23:18:04) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.