bu bana işe girdiğim ilk zamanlarda olmuştu.
bilmiyorum hep önüme bir şeyler koyuldu "şunu hallet, sonra rahatsın" gibi yetiştirildim. "şu" dediklerim de işte sınavlar, üniversite, iş, askerlik vs.
her şeyi halledip çalışma hayatına başlayınca "ee şimdi nolcak amk" diye epey triplenmiştim, öyle yalnız falan da değildim ha, arkadaşlar, kzı arkadaş falan var yani ama "ee yani şimdi hayatımın sonuna kadar maaşı bekleyip kredi kartını ödeyerek mi devam ediyorum" diye bir hal. alışması zaman alıyor, sözlükte bir sürü başlıkta da yazılmış:
(bkz:
mid twenties breakdown)
(bkz:
quarter life crisis)
(bkz:
21 yaş bunalımı)
(bkz:
25 yaş sendromu)
(bkz:
üniversite sonrası yaşanan iş hayatı depresyonu)
kendi adıma 30 çok bir halt değiştirmedi diyebilirim, ki 30'u da geçtim çoktan. ama uzun yıllardır da her şey aynı.
anlattıklarına değinirsem, gidip monaco'ya yatımı bağlamıyorum elbet ama eskiden "param olunca" dediklerinin de çok bir bok olmadığını farkediyorsun. yani eğlenceli şeyler evet, umursamadan harcamak tüketmek güzel, fakat çok bir şeyler değişmiyor.
ben evlenmedim ama bir şeyler öğrendiysem, bu sorduklarını düşünürklen "ben" değil "biz" olarak bakmak gerek. cevaplar orada olabilir.