En gerizekalı müteahhit de yapsa, en hırsız müteahhit de yapsa yeni binalardan korkmayın.
Bir kere 20 yıl öncesi gibi inşaat önünde harç karıştırma devri yok, beton hep hazır geliyor ve bu betonun kalitesinden satan firma sorumlu, müteahhit değil.
Yani betonda eksiklik çıkarsa testlerde müteahhitin hiç umurunda değil bütün sorumluluk betoncuda, o katın bütün masrafını kitlerler betoncuya ki hikaye değil bir iki yaşanmış olay biliyorum çevremde.
Namussuz bazı laboratuvarlar da kıllığına bi tık altında çıkarır beton sonucunu ki tekrar gidip karot alsınlar da masraf kitlesinler. Bu konu yüzünden betoncular ile laboratuarlar arasında bir koşuşturma her zaman vardır.
Yani betondan hiç korkmayın, hatta müteahhitler bu laboratuar test sıkıntılarından dolayı projede C30 yazıyosa bile C35 beton satın alır genelde.
Çünkü C30 alsa testte 28 çıksa inşaat süreci yavaşlar sıkıntı olur, ha çata pata devam edersin ama gerçekten betonda problem çıkarsa tekrar sök yık uzun hikaye, riske girilmez.
Betonu geçtik demire gelelim, bu yıkılan binalarda kullanılan nervürsüz demir yok artık piyasada, hepsi nervürlü. Etriyeleri eskisi gibi yapmıyoruz bitiş uçlarını 45 derece içe kıvırıyoruz iki taraftan da, sıklıkları fazlasıyla yeterli, birazını çalayım desen o haliyle bile kolonlara beton zor giriyor, arası o kadar sıkı, beton otursun diye vibratör vuruyoruz.
Usta kalitemiz yeteri kadar yükseldi 2000'den sonra, yapı denetime gelen mühendislerin katkısı büyük bu konuda.
Deniz kumuyla, azıcık çimentoyla, hurda ve nervürsüz demirle yapılan binalarda bile ortalama 120 m2 daireye atıyorum 10-12 kolon düşüyorsa şimdi 65-70 m2 dairelere 8-10 kolon koyuyoruz.
Kolon arası mesafeler kısaldı, kirişlerdeki yük azaldı, malzeme kalitesi oldukça doyurucu.
0