2012 de eşim meme kanseri tedavisi gördü, üzülerek söylüyorum ki türkiye'de bu işler deneme yanılma yoluyla ilerliyor. Kendi ilaçlarımızı denemiyoruz, ithal ilaçların testerı olmuşuz.
karşı komşumuz bir tedavi gördü geçen sene. Yeni bir tedavinin Test sürecinde yer aldı. Taksi ile alındı, bırakıldı falan. Test süreci bitince olmadı diyip salladılar. Devletde devam ediyor.
Özel falan hikaye, ticarethane mantığında ölmesin, sürünsün diye çabalıyorlar.

teknolojik olarak bir çok gelişme var aslında.
ilgilisi olduğum alandan bahsedecek olursam konuyu ikiye ayırmak gerekir. tanı ve tedavi

tanı için kullanılan BT, PET gibi cihazlar ve bu cihazların çalışması için gerekli kontrast maddeler ve radyoaktif ilaçlar var.
Radyoaktif ilaçların standart kullanılanları dışında yenileri pazara girmeye başladı. Cihazlar ise daha hızlı ve hastaya daha az yan etkili olacak hale geliyor. Bir de şu an yapay zeka fırtınası var ama benim gördüğüm 5-6 sene daha sadece pazarlama aracı olarak kalacak gibi gözüküyor.

tedavi için ise mevcut radyoterapi sistemleri her geçen gün daha akıllanıyor ve hastaya yan etkiyi azaltıyor. Yeni tedavi cihazları da gelmeye başladı. Cyberknife, Radyoterapi/MR, proton terapi gibi cihazların hem fiyatları düşmeye başladı hem de hastanın ulaşımı için sayıları artıyor. Türkiyede henüz proton terapi yok. Proton terapi özellikle bazı kanser türlerinde hastanın kanser sonrası semptomları için çok önemli bir tedavi yöntemi.

Konvansiyonel radyoterapide eskiden hastanın ömrünü uzatmak için kanser mi öldürsün yoksa radyasyon mu öldürsün seçimi yapılıyordu. günümüzde durumun daha iyi olduğunu söyleyebilirim.

Yeni radyoaktif tedavi ajanları geliyor. Radyoterapiden farklı olarak bu ilaçlara hastaya enjekte ediliyor. Klasik tedavilerin yerini almayacak olsa da hasta sağlığı için önemli gelişmeler. Bu ilaçların şu an 6 milyar dolar civarında olan pazarı 30 milyar dolarlara çıkarması bekleniyor.

Cerrahi, kemoterapi gibi tedavi yöntemlerinde gelişmeler oluyor, çok alanım olmadığı için detayını bilemiyorum.

10 sene içinde bir çok gelişme oldu ve tedavilerde ilerleme olduğunu söyleyebilirim ama asıl konu hastanın bu tedavi yöntemlerine erişimi. Tanısı nasıl konulmuş, tedavi planlaması etkin yapılmış mı gibi konular çok kritik. Maalesef ekonomik olarak ne kadar güçlüysen erişimin o kadar iyi oluyor.

annem akciğer kanseri ve aynı zamanda tıp doktoru. meslek olarak doktorluk yapmasa da açıp ingilizce makale okuyabilecek ve anlayabilecek durumda.

kemoterapi gördü 5 seans ve bıraktı.

neden bıraktığını sorduğumda, okuduğu yabancı bilimsel yayın ve araştırmalarda, kullandığı kemoterapi ilacının sadece %8 etki etme oranı olduğunu, etki gösterdiği insanlarda da maksimum 2 - 3 ay ömür uzattığını buna nazaran çoklu organ yetmezliğine hatta ani kalp durmasına sebep olduğunu söyledi.

kanseri yendi, yıllarca kanserle yaşadı gibi durumlar kanserin hücre tipi ile alakalı bence. mesela dayım 4 ayda, babam 1 senede öldü akciğer kanserinden, halam ise kanser olduktan sonra 20 sene yaşadı ve bana sorarsanız yaşından dolayı öldü.

tabii ki hasta kendine ne kadar iyi bakarsa, ne kadar iyi tedavi olursa , morali ne kadar iyi olursa bu + puan olarak gelir ama görüntüleme teknolojilerinin ilerlemesi çok da bişeyi değiştirmiyor tedavi konusunda.

en azından benim gözlemlediğim bu.