[]

Sokak kedileri sorunsalı

Selamlar
Daha önce de komşumun sokaktaki kediler ile ilgili takıntısından bahsetmiştim. Her yer yemek artığı, mama, sidik ve kaka kokusu dolu. Kadını hiçbir şekilde, hiçbir konuda uzlaşıya sağlayamıyoruz.

Artık bahçe, bina ve kapı önümüzdeki pislikten geçtim ama tüm kediler hastalıklı. Öksüren, kusan, hapşıran mı dersiniz, uyuz olan mı, ağzından burnundan yeşil iltihaplar akan mı... Hepsinden var. Neredeyse 50 kedi vardır.

Temizliğimize ekstra dikkat etmemiz gereken bu süreçte de kadın
Evdeki yemekleri camdan atmak ve olur olmadık yerlere mama dağları oluşturmak dışında hiçbir şey yapmıyor.

Temizlik durumum obsesif bir durumda da değil ayrıca belirtmek isterim. Lütfen hayvansever kimliği ile takıntılı bir manyak kadını karıştırmadan bana çözüm önerisinde bulunun istiyorum.

Site yönetimi bu süreçte hiçbir şey yapmıyor. Sitenin çoğunluğu bu pislik ortamından rahatsız. Kadın da dediğim gibi uzlaşmacı değil.

Ben de artık temizlikten ziyade hayvanlara üzülüyorum. sağlık durumları çok kötü. Bu hayvanları belediye barınağında tedavi ettirip, hepsine karne çıkartıp sahiplensem ve bu hayvanları hayvansever kimselere sahiplendirsem olur mu? Gerçekten hayvan sevenlere ama! Çünkü bana göre beslemekten ziyade, sağlıklarını da gözlemleyip ilgilenmek asıl hayvan sevmek.

Böyle bir durumda gelip bana sataşamaz herhalde değil mi? Bir sorun yaşamak istemiyorum. Çünkü artık ben kibar bir insan olmayı bir süre rafa kaldırdım. Bu çözüm olmuyor.

Ya da başka çözüm, ne olabilir?

Apartmanımız, evinde 60 kedi, 10 köpek ile yaşayan şu haberlere çıkan delilerin evleri gibi.

Teşekkürler.

 
belediyeyi arayıp burada bir sürü hastalıklı kedi var diyerek tedavi edilmelerini isteyebilirsin. ayrıca uzun vadeli bir çözüm olarak belediyeden hayvanların kısırlaştırılmasını da talep et. ufak bir alanda 50 kedi dediğin ne yaparsan yap sağlıklı bir durum değil. :/


  • yuto  (03.09.20 17:56:59) 
Öncelikle camdan yemek atmak şeklinde bir eylemin gerçekleştiğine şu yaşıma kadar hiç bir yerde şahit olmadım.
Ben sizin yerinizde olsam ne yapardım diye düşündüğümde, öncelikle gidip bu hanımın kapısını çalar tatlı bir dille görüşmek istediğimi söylerdim. sonrasında kendisine ortak bir şekilde mama ve mama/ su kapları almayı teklif ederdim. mevcut olan tüm kapları beraber çöpe atar, evden indireceğimiz kova su ve temizlik malzemeleriyle pislik olduğunu düşündüğüm yerleri temizlerdik beraber. sonra kendisine teklif ederdim her ay düzenli olarak 500-100 neyse ortaklaşa mama alalım diye. yemeklerin kötü görüntü ve koku oluşturduğuna dair ikna ederdim kendisini.

bence en yapıcı çözüm bu şekilde.
  • boomboomcherry  (03.09.20 18:04:13) 
Belediye tedavi ettirip geri bırakıyor. Ben buradan tamamen gitmelerini istiyorum. Ama tabi önceliğim sağlıklarına da konuşmazsı.


  • makarnacanavari  (03.09.20 18:26:43) 
50 sokak kedisini tedavi ettirip sahiplendirirseniz bravo derim, ama neredeyse imkansız. Biz bir kediyi sahiplendirmek için kırk takla atıyoruz. Muhtemelen o kadın da tek başına tüm kedilerin tedavisinin altından kalkamıyordur. Kedilerin buradan tamamen gitmelerini istiyorum diyorsunuz, yani site içinde uygun bir noktada besleme odağı olsa, kuru mama dışında birşey bırakmak yasak olsa vs sizi tatmin etmeyecek galiba, hiç kedi görmek istemiyorsunuz ki hayvan düşmanı olmadığını iddia eden birine yakıştıramadım. Yapabileceğiniz en insanca ve doğru şey site yönetimini ve kadını böyle bir çözüme ikna etmek.


  • hipopotamus  (03.09.20 21:07:11) 
Tatlı dil ile anlamadığımız bir komşumuz maalesef. Kedilerin tamamen gitme kısmı da şu; çevremizde tonlarca yeşil alan mevcut. İstanbul'un en yeşil alana mevcut semtinde yaşıyoruz diyebilirim. Apartman ve kapı önü dışında, kimseyi rahatsız etmeden, etrafı pisletmeden kedilerin daha rahat yaşayabileceği tonlarca alan bulunuyor. Bu seçecek de sunuldu. Kabul etmiyor. Bizden evvel o alanlara kedi evi yapanlar da olmuş, ama hayvanlar nereye mama konulursa oraya geliyorlar. Hayvanların bir suçu yok.

Camdan yemek atma konusuna gelecek olursak da sizi buraya davet etmek isterim. Gelip gözünüzle görebilirsiniz. Çağ dışı bir hanım kendisi ki bu şekilde yapıyor.

Tedavi kısmında da hasta kedileri orada burada bulup getirdi. İyi niyetle tabii. Bu tavrından dolayı kendisini kutladığını da söylememe rağmen, kavgacı bir tutum sergiledi. Zaten o getirdiği 2-3 kedi de buradaki sağlıklı hayvanlara hastalıklarını bulaştırdı.

Hayvanlar elbette çevremizde olmalı, bencil ve hayvan düşmanı değilim ama bu kadar çok hayvanın bulunduğu bir alan da barınaktan farksız olmuyor.

Bilmiyorum hiç barınaklara gittiniz mi? Pislik ve koku içinde, bakımsız tüm hayvanlar. Gitmediyseniz görmenizi öneririm. Ama bahsettiğim barınaklar popüler olan yedikule barınak tarzında değil. Türkiye'nin gerçeğini yansıtan leş ve hayvanların uyutulduğu barınaklar. İşte yaşadığımız bahçe tam da bu şekilde.

Bu konuda beni hayvan düşmanı şeklinde yargılayacak bir uslup geliştirmek yerine, empati yeteneğinizi ön plana çırabilirsiniz. Sizden ricam bu.

Bahçenize bir çay ya da kahve içmeye indiğinizi hayal edin. Çocuğunuz toprakla oynuyor. Siz, kokudan duramadığınız gibi, çocuğunuzun da ellerine kedi kakaları geliyor. Kedilerin çoğu aşısız. Hayvan dışkılarından bulaşan hastalıkları arama motorlarınu kullanarak öğrenmenizi tavsiye ederim.

Ve belki de en önemlisi, bu hanıma tüm çözüm yolları sunulup, ısrarla kendi özgürlüğü adı altında geri kalan insanların istedikleri şekilde yaşamasını engelleme tutumu asla kabul edilemez.

Şu pandemi döneminde tek yapabildiğimiz bahçede vakit geçirebilmek. Ve bilin bakalım ne oldu? Diğer komşumuzun çocuğu bu dışkılar yüzünden hastalandı. Doktorunun teşhisi bu yöndeydi. Detaya girip uzatmak istemiyorum. Haklı çıkmaya çalışmak gibi bir gayem yok zira.

Sadece evimize çok da uzak olmayan 3-5 dk yürüyüş mesafesinde, insanların daha seyrek bulunduğu yeşil alanda bu hayvanlar barınabilirken, ısrarla bunu yapmıyor oluşu ve engellemesi can sıkıcı.

Ve dediğim gibi, hayvan bakmak sadece karın doyurmak değildir.

Sahiplenme durumu da çok zor değil. Sokaktan çok hayvan toplayıp, tedavi edip tekrar ya sokağa ya da sahiplenecek birilerini buldum. Belki hepsi sahiplenemez ama en azından tedavi edilip yeri değiştirilebilir.

Belediye barınağından karne çıkartmak, aşılatmak, kısırlaştırmak ki kısırlaştırılmaları da bana göre hayvan istismarıdır bunu yaptırabileceğimi sanmıyorum, ve uygun bir alana evlerine yerleştirmek isterim. Lakin bu kadın yine camından mama ya da yemek artığı attığı vakit, hayvanlar gelmeye devam edecek, koloni halinde yaşadıklarında bulaşıcı hastalıklarını daha rahat birbirlerine bulaştıracaklardır.

Ha bu arada, kadının ki hayvan severlik de değil. Şunu da belirtmek isterim ki bahsettiğim o alanda 3 tane küpeli köpeğimiz var. Çok da sakin ve yaşlılar. Kedilerin mamalarını yedikleri için kaç kere bu köpeklere taş atmış bir insan ve uyardığım için küfür eden bir insan.

Biraz da bu şahsın karakteri ve davranış şekliyle alakalı değerlendirme yapmanıza yardımcı olur diye düşünüyorum.

Kendi adıma konuşayım, balkonumdaki dolaba bir örümcek yavrulamış diye günlerdir dolabımı silmiyorum. Herkese, her canlıya aynı eşit sevgi göstermek çok zor değil.

Kendisi gördüğünüz gibi bir deli. Ki saldırgan davranışları da olmuştu zamanında. Üzülüyorum da aslında kendisine ama önceliğimin o hayvancıklardan çocuğuma bir hastalık bulaşmaması. Hak verirsiniz ki evlere kapandık ve yapabildiğimiz tek şey sessiz sitemizde, çoğunluktan uzak bir şekilde izole olabilmek. Bu durumda bu duruma karşıda aşırı hassasım.

Ve lütfen
Saldırıya geçmeden önce
Konulara tek taraf bakmak yerine
Her aşamasına vakıf olmaya çalışarak eleştiride bulunun
Bu her zaman her konuda yapmanız gereken önceliğiniz olabilmeli

Bu zamana kadar pencereden yemek atanı hiç görmedim demek aşırı önyargı barındıran bir cümle

Ya da

Kapısını çalışın tatlı tatlı uyarın demek

Bunlar denenmemiş olsa, gelip burada bu kadar yazı yazmaz, öylesine büyük bir sorumluluk alabilmek dışında fikir sormazdım.

Ve cidden merak ediyorum
Nerede yaşıyorsunuz?

Camdan poşet poşet çöp atan insanlar var bu ülkede, mama neden atılmasın?
  • makarnacanavari  (03.09.20 21:31:34) 
ben olsam ilk etapta kedileri apartmandan uzaklaştırırdım.
onu da kadından istemezdim, kedilerin kendi kendilerine uzaklaşmasını sağlardım.
istanbul'daysanız eğer, genelde belediyelerin beslenme odakları oluyor.
onlardan talep edebilirsiniz ya da kendiniz bir duvar dibine veya uygun olacak herhangi bir yere birkaç kedi evi ve beslenme odağı tarzı bir yer yapıp, kuru mama ve temiz su yerleştirebilirsiniz.
kediler zaten otomatikman o bölgeye doğru yönelirler.

apartmanın yanında yapmak zorunda değilsiniz, site içinde uygun bir yerde, 3-4 düzgün ve temiz kaseyle halledebileceğiniz bir şey.
ama çok da uzakta olmasın ki kediler direkt alan değiştirmek zorunda kalmasınlar (öyle olursa görmez veya yerlerinden ayrılmazlar zaten) ve görüp kendi kendilerine oraya yönelsinler.
kediler her zaman kuru mamayı tercih eder.

dolayısıyla bir süre sonra kadının camdan kapıdan attıklarına zaten ilgi göstermemeye başlarlar.
aynı zamanda kuru mama sağlıkları için de iyi olacaktır.
eğer yaparım ve ilgilenirim diyorsanız (ki hepsini sahiplenmeye falan kalktığınıza göre ilgilenebilirsiniz gibi geldi):

bir hafta, en azından 3-5 gün boyunca, kağıt tabaklara konserve mama koyup içine immuneks ve augmentin (tabii yani iki tatlı kaşığı mamaya çeyrek, hatta çeyreğin de yarısı tablet kadar) karıştırın ve kedilere yedirin.
biraz zahmetli olabilir ama birkaç gün dişimi sıkar, yapmaya çalışırım derseniz çoğu bir nebze olsun toparlayacaktır.
muhtemelen bronşit falan oldular, hepsi birbirine bulaştırdı.
o yüzden kitlesel tedavi ya da doping uygulamak daha kolay ve verimli olur şu durumda.

söylemeye çalıştığım şey, kedileri oradan doğal bir şekilde iki adım öteye de olsa uzaklaştırmak ve böylece kadına bir şey söylediğinizde "kedileri istemiyorsunuz" kartını oynamasına engel olmak.
kediler zaten orada olmazsa, aşağı yemek atmayı otomatik olarak da kesebilir.
yani siz ayrı bir yerde, temiz bir düzen kurarsanız, belki kendiliğinden ona iştirak edebilir.
eğer yine ortalığı kirletmeye devam ederse, o zaman "ortalığı kirletmeyin" uyarısında bulunursunuz ya da bununla ilgili şikayet edersiniz belediyeye.
kedileri sorunun parçası olmaktan çıkartırsanız daha iyi sonuç alabilirsiniz gibi geliyor.
böylelikler aslında hayvanları da sefillikten kurtarmış olursunuz.
aynı zamanda bu şekilde belki site içinde kuru mamayla başkaları da arada bir besler.

bizim sokakta ve çevrede, belediyenin beslenme odaklarından ve insanların yerleştirdiği mama kaplarından var.
herkes kedi beslemek istediğinde oralara kuru mama koyuyor mesela.
yani bir sistem ve düzen oluşturursanız, insanlar da buna uyum sağlar.
iş kadının tekelinden çıkar o zaman.
temiz bir ortam olduğunda şimdi ilgilenmeyen insanlar da birer ikişer kuru mama falan alıp ilgilenirler.
1-2 kişi bile olsa, olsun.

bir de ek olarak, kedileri sahiplendirmeniz imkansız gibi bir şey.
ama zaman içinde her ay birer ikişer kediyi belediyede kısırlaştırabilirsiniz.
mesela sadece erkek kedileri.
hem operasyonları daha kolay, hem de hemen aynı gün bile taburcu olabiliyorlar.
üremelerinin önüne geçerseniz, belli zaman içinde nüfusu kontrol altına alırsınız.
  • blatta hiberna  (03.09.20 22:15:47 ~ 22:21:11) 
Ya işte onu düşündüm, düşünüyorum da. Temiz alana kedi toplu konutu inşa edeceğim diyorum :) insanların sadece yürüyüş yaptığı bir parkur var, hemen evin dibinde ama yaşam alanımız dışında. Lakin tek başıma yapsam pek yararı olmayacak gibi.

Burada bakan olduğunu görenler de bahçelerinde, orada burada buldukları yavruları da bırakıyor.

Kısırlaştırmak en en en son isteyebileceğim şey. Sadece toparlansın ve ayak altında olmasınlar istiyorum. Çünkü gerçekten bahçe, apartman ve kapı önü çok kötü durumda. Zavallı apartman görevlimiz de bok temizlemekten bitap düştü.

Site içerisinde pek fazla insan yok. Olan da çoğunlukla yaşlı. Onlar pek kapı dışarı çıkmıyor. İnsanlar bezmiş artık kadınla uğraşmıyor bile. Ama inanın o kadar kötü ki hayvanları kucağımıza alıp sevemiyoruz bile.

Belediye gelip tedavi edip, aldıkları noktaya bırakacaklarını söyledi. Umudum oradan yana.

Gelip aşısı tedavisi yapılır.
Toplu konut muhabbetini de yaparım çok dert ve uğraş gerektirmez. Kedi evini ben bile yapabilirim, basit. Ama alışma durumu sıkıntı gibi.

Çünkü sadece yemek artığı da atmıyor, mama da koyuyor.

Ha bu planıma da dahil olur, benimle yine kavga eder. Enteresan bir karakter. Geçen aylarda çocuklar kedilerle oyun oynuyor, çocuklara çığlık çığlığa dokunmayın, rahat bırakın gibi tavırlar. O yüzden karnelerini çıkarıp, 'benim bunlar' mesajı verebilirsem biraz uzaklaştırmış olurum gibi düşündüm. Yoksa şimdi yarın gitsem de ev koysam, mamalar versem vs 'sana ne oluyor, ben bakıyorum' diyebilir :)

Hayvanlar da pisliğe alışmış sanırım. Benim kedi kumunda bir tane kaka görse, gelip mırmır bana kızıyor da kakasını yapmıyor :) bu hayvanlar toprağa bile gömmüyor, anlamış değilim ki içgüdüsel olarak böyle bir özellikleri var.

Ha bir de terk edilmiş bir bina var burada. Aslında tam onlar için. Kapalı alan,kışın da üşümezler, yazın serin. İstedikleri gibi girip çıkarlar. Kedi cenneti olur. Kadın oraya da yerleşim yapmaya razı değil. İnsanlara garezi ve sorun yaratmaya çalışıyor.

Bana destek olabilecek birilerini bulabilsem daha iyi ama herkes şikayetçi, eyleme gelince kimsenin umrunda olmayan garip ve tembel bir toplum olduk ne yazık ki.

Bakalım.

Sağduyulu ve tatlı cevabından dolayı teşekkür ederim @blatta hiberna
  • makarnacanavari  (03.09.20 23:35:34) 
anlamadığım bir şey var, kısırlaştırma neden en son isteyeceğiniz şey ki?
zaten kısırlaştırmanız lazım, hayvanların da sağlığı için.
ve yeni yavruların da sefil olmaması için.

yani kısırlaştırmak kötü bir şey diye düşünüyorsanız, değil.
ama yapamam, uğraşamam diyorsanız o başka.
madem belediyeye gidecekler, kısırlaştırsınlar da, bundan daha konforlusu olamaz.

bir de şöyle bir şey var...
kediler kadının tekelinde değil.
hayvanlar ne yapmak istiyorlarsa yaparlar.
"ben burayı yaptım, artık buraya gelecekler" demeyeceksiniz ki.
orada bir odak oluşturacaksınız, hayvanlar kendiliğinden gelecek.
sizin yaptığınızı bilmek zorunda bile değil.

ben psikolojik bir stratejiden bahsediyorum, hayvanlara karne çıkartıp "onlar benim" derseniz bu ego savaşına döner.
zaten kedilerin sizin olmasına gerek de yok.
sistemi değiştirin, gerisi gelir.
"ben yaptım, sen yapmadın, ben besleyeceğim, sen çekil" demenize gerek yok ki.
orada bir alan oluşunca, belki arada bir oraya da ev yemeği falan bırakacak, artık onu idare edersiniz.
ama sürtüşmeden ve egoları devreye sokmadan halletmeniz lazım.
zaten kadını kedilerden uzak tutamazsınız.
ortama uyum sağladığı sürece tutmanıza gerek de yok.
hayvanlar için iyi bir şey olduğunu "görünce" sesi çıkmaz.
konuşmak başka, göstermek başka.
biraz da monkey see, monkey do.
yani var olan bir düzende, insanlar oraya uyarak hareket eder psikolojik olarak zaten.
bu kadıncağız da kedilerin iyi olduğunu görünce sesini çıkartmayıp uyum gösterebilir.

insanların desteğine ihtiyacınız da yok.
yani madem bu kadar kafa yoruyorsunuz, sadece birkaç mama kabı ve kedi evi yeterli.
dediğim gibi, bir hafta kadar o ilaç tedavisini kağıt tabaklarla sürdürmek biraz zorlayıcı olacaktır, ama onun için de belediye diyorsunuz zaten, ki bu süper bir çözüm.
yani kimseyle bir şeyi konuşmanıza gerek yok ki bu durumda.
ama tabii hasta olanların belediyeye aynı anda gitmesi lazım, çünkü öyle olmazsa tedavi olanlar döndüklerinde yine hasta olurlar.

tedavi de olsalar immuneks takviyesi yapın zaten, kış öncesi eylül-ekim civarı doping olur.

görür de bir şey derse, "kış gelecek, şimdiden alıştırayım.
kedi evi yapıyorum, burada da kalırlar diye düşündüm" dersiniz, olur biter.
yani illa benlik iddiası ve kontrol çabasına girmeyin.
girerseniz anlamsız bir mücadele olur zaten.
siz kendi yapacağınızı yapın, kedilerin içgüdüsüne hitap edin, gerisi gelir.
dediğim gibi, 1-2 kişi bile olsa zaten gelip geçerken mama koyacaktır.
desteğe ihtiyaç duyulacak bir şey değil bu yani, kendiniz yapabilirsiniz.

muhatap olmayın, kavga etmeyin, yönlendirin.
önemli olan o.
  • blatta hiberna  (03.09.20 23:55:21 ~ 23:59:20) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.