olay şudur eczane eczacılarının konuşma dilleri genelde ciro üzerindendir. ciro o ay yaptığınız satışı ifade eder. kar ise bu ciro içinden %10 kadardır. Satılan ilaçların ve kozmetik ürünlerinin karları birbirinden farklıdır, (ithal ilaçlarda farklı, mal fazlası olarak 10 alana 3 bedava şeklinde gelen ilaçlarda farklı, kan ürünü ve diyaliz gibi ilaçlarda farklı vb.) bu nedenle de hiç bir eczacı bir aydaki tam kazancını bir memurun bordrosundaki kadar net söyleyemez, kendi de bunu bilemez çünkü. 40 milyar ciro yapan bir eczacı varsa karı yaklaşık 4 milyardır. bunun içinden personel maaşı, sigortası, dükkan kirası, elektrik, su, vergi düşüldüğünde o ezcacı batabilir veya yaklaşık bir memur maaşı alıyor diyebilirim. Ankara'da yaşayan ve 2002 mezunu olan bir eczacı olarak (eczanem yok benim) söyleyebilirim ki batan, karsız olduğu için eczanesini devreden veya kapatmak zorunda kalan birçok arkadaşım, büyüğüm var. mevcut eczanelerin kapanma durumuna gelince eczacılar yasal bir düzenleme olmasını istiyorlar bu yalan değil. Nufusa göre, eczanelerin birbirine mesafesine göre bazı kurallar konulması her yıl gündeme gelir. Ayrıca da hiçbir meslekte olamayan özellikler var eczacılıkta. Dİyelim ben öldüm, eczanem var, eşim çocuklarım 18 yaşına gelene kadar bir mesul müdür tutup eczaneyi işletme hakkına sahip. Ve eczane eczacılığından emekli olunmuyor,90 yaşında da olsan eczanen açık olabilir. Bu şartlar altında her geçen gün yeni eczacılık fakülteleri açılıyor ve yeni mezunlar çil yavrusu gibi piyasaya saçılıyor. Genellikle büyük şehirler, sağlık ocağı ve hastane karşıları hedef. Böyle olunca da bir pasta yanyana açılan eczanelerce paylaşıldığından hepsine küçücük dilimler kalıyor ve gelir gider dengesi hiçbirini kurtarmayan bir duruma gelebiliyor.
0