[]

National geographic'teki belgesel sorusu (Önemli)!!

Sanırım bndan 1-2 sene evel bir belgesel yayınlanmıştı.Belgeselde üniversitenin birisine hasta bir adam cesedini bağışlamıştı. Cesedin nasıl çürüdüğünü gün gün kameraya kayıt edip çürüme hakkında bilgi topluyorlardı. Açıkta kalan vücudun sıcaklığı hangi şartlarda ne gibi bozulmalar yaşadığı gösteriliyordu. Aklımda kalan türkçe ismi "ölüm tarlaları" olabilir ama emin değilim.

Hatta adam iyice çürüyünce kafasını kaynar kazana atıp derisini ayırıp ineceleme yapıyorlardı. Bir sahnesinde de adam öleli 2 gün olmuşken kulak ve burnuna hangi canlıların girdiğini gösteriyorlardı. fena halde kafama takıldı. Arkadaşla iddalaştık yok öyle birşey göstermezler dedi bende var izledim yalan borcummu var diyorum. nasıl buluruz naparız?


 
adı biography of a corpse: the body farm
örnek video : www.youtube.com

  • xwayz  (08.05.10 23:56:37) 
yok yanlis hatirlamiyor, curumeyi ele alan bir belgeseldi ve survivorman'in belirttigi seylerin tamami yapiliyordu.

en berbati da; ormana salinan adamin kulak delikleri, burnu, agzi vs her yerinde milyonlarca beyaz kurtcukun kaynamasiydi. boghh
  • no christ requiress  (08.05.10 23:58:28) 
Ben izledim o programı.
Bir araştırma kurumuydu galiba. Kocaman bir bahçesi vardı, bahçenin çeşitli yerlerinde de çürümekte olan cesetler. Her ceset için değişik şartlar hazırlamışlardı. Tam katırlamıyorum ama kimi nemli toprakta kimi ağaç yapraklarının üzerinde filan. Özellikle adli tıp uzmanları faydalanıyordu. Bir ceset hangi şartlarda ve ne kadar zamanda ne değişikliklere uğrar diye. Ölüm zamanının tespit edilmesi için. Genellikle kimsesiz kişilerin cesetlerini kullanıyorlardı. Aslında cesetleri fazla detaylı göstermiyorlardı. Bir tanesi hariç. O cesedin sahibi ölmeden önce vücudunu bu kuruma bağışlamış ve her türlü kullanım için izin vermişti. Tüm çürümeyi tüm detaylarıyla göstermişlerdi. Hatta işleri bittikten sonra iskeletin kafasını ayırıp (ki bu sahne çok bence çok acıklıydı, bir kadın geri kalan dokuları kesiyordu unutmak mümkün değil) aynen anlattığınız gibi kaynatmışlardı(üzerindeki doku kalıntıları temizlensin diye). Sonra o kafatası merhumun isteğine uygun olarak bir tıp fakültesine öğrenciler faydalansın diye hediye(!) edilmişti.
Ölüm tarlaları değil de ceset tarlaları diye hatırlıyorum.
Öff! Amma çok ceset dedim bir paragraf yazıda.
  • o midas  (09.05.10 00:01:21) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.