[]

masraflar-tüketim kazanılan parayla orantılı mı artıyor?

yetmiyor olayı herkeste var evet. fakat sizce psikolojik ve doğal olarak daha kaliteli ya da pahalı seyler mi tuketmeye baslıyoruz kazancımız arttıkca ?


Çocukluktan mesela, casio yeterdi. en kral saatti (hala oyle olabilir) simdi gelsin seiko gelsin corum gelsin tagheuer vs vs vs..

Anlatabiliyor muyum?

 
bunu gecen gun erkek arkadasim ile konustuk; ben de benzer sekilde dusunuyorum. Gelir duzeyimiz arttikca standartlarimiz da degisiyor ki kapitalizmin temel yapi taslarindan biridir bu aslinda. Bundan 8-9 yil once universite ogrenciligimin ilk yillarinda hayatimda olmayan ve eksikligini hissetmedigim bircok sey su anda benim icin temel ihtiyacmis gibi onemli; olmamasini/ulasamamayi dusunemiyorum bile. Gelir arttikca tuketim de dogru orantili olarak artiyor zira bircok sey daha ulasilabilir oluyor ve insan adaptasyonu cok guclu olan canlilardan biri. Kapitalist sistem de bundan besleniyor zaten. degisen cevre, is ortami vs de baska bir acisi bu olayin. Bir de kendini zorunlu hissetme durumu var; 'herkeste varsa bende de olmali' diye dusunebiliyoruz bazen.

Ha bu donguyu kirabilen var midir? elbette vardir ama cok az sayidadir. Cogumuz hayatimizin bir yerinde mutlaka bu donguye surukleniyoruz farkinda olarak ya da olmadan.
  • fraise  (23.05.20 22:36:10) 
Haklısınız. Bizim evdeki temel dürtü şu oluyor genelde ''bu parayı kazanmak için çok uğraşıyorum neden kalitelisine harcamayayım''.

Oysa 5-6 yıl önce işimiz battığında aylarca kızarmış ekmek-yağ ve lor üçlüsü ile geçmişti, şimdi en hafif et,balık harcamamız binlerce lira. Yetmeme ile alakalı sorun olmuyor genelde , daha iyisini hak ettiğimize inanıyoruz sanırım.
  • synax  (23.05.20 23:26:03) 
Bence olay paran yokken idare etmek.

Çok iyi maddi durumum yokken şirinevlerde, berbat bir sokakta, berbat bir evde yaşıyordum. Kurşunlanmalar, sokak kavgaları, gürültü falan her şey vardı. ama param anca onu karşılıyordu. işime de uzaktı ama bütçeme göre harcıyordum.


o zaman da hobilerim olmasını istiyordum ama hayatımı sürdürebilmek için mecburen yapmam gerekn masraflar dışında çok az param kalıyordu.

ayda 1 defa ziyafet olarak 2 kutu bira 1 cips almak benim için lükstü.

o zaman işte 4. biraya param yetmiyor gibi bir durumum vardı.


şu an ekonomik durumum çok daha iyi. çok daha iyi, sessiz, güzel bir mahallede yaşıyorum. bütçem artınca ödeyebileceğim kira da arttı çünkü.

ayda 1 defa ziyafet yapayım dediğimde artık antrikot falan alıp yanına da güzel bir şarap açıyorum.

hobilerime para harcayabiliyorum. özel ders alıyorum vs.

artık içimde tutmuyorum yani o aslında ulaşmak isteyip de ulaşamadığım şeyleri.

ama yine de yapmak isteyip de yapamadığım şeyler var. misal teraslı bir evde yaşamak isterdim. ama şu an için maddi durumum yetmez.

eskiden 4. biranın yetmediği para şimdi biraz daha konforlu bir ev için yetmez oldu.

o eve taşınacak maddi gücüm olduğunda, terasından denizi gören bir eve param yetmiyor olacak muhtemelen :))

hep bir adım ötesi daha var hayatta. ona yetişmek mümkün olmadığında her zaman bir şeylere para yetmiyor diyeceğiz bence.
  • levpontryagin  (23.05.20 23:36:16) 
öyle olur tabii de önemli olan oranı. yani kazanç arttıkça aynı oranda harcama arttırmak demek işsiz kalma durumunda totolara gelmek demek. çoğu kişi özel sektör çalışanı o yüzden her zaman kenarda birikim olmalı bence. kimisi o fakir zihniyetten kurtulamayıp bütün parayı kenara koyup asla harcamıyor gidiyor ev alıyor iyi güzel ama sonra yetmiyor 2. evi alıyor falan.

bi diğer örnek bi tanıdığım, çok iyi para kazanıyor ama harcadığı paranın da haddi hesabı yok yaşı olmuş 35-40 2 ay çalışamasa açlıktan ölür büyük ihtimalle. çocukken makarnayla ekmek yerdi.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (23.05.20 23:45:00) 
Her gelir düzeyinin standartları farklı. Gelir düzeyi artan insanlar da o standartlara isteyerek ya da istemeyerek ayak uyduruyor. Dahası gelir düzeyi arttıkça, tüketim sahası çok daha geniş. Bu sebeple ayda 30 bin kazanan kişinin paraya duyduğu ihtiyaç, 3 bin kazanandan daha çok olabiliyor.


  • alfred  (23.05.20 23:46:39) 
burda önemli olan artan harcamanın gerçekte ne kadar yaşam kaliteni arttırdığı.
hatta bazı harcamaların yaşam kalitesini düşürmesi.
atıyorum benim param olsa adam tutar kendi organik gıdamı ürettiririm, bu yaşam kalitemi arttırır ama bir telefona 15 bin vermem çünkü teknik açıdan ihtiyacım yok.
  • aslindasorunumpsikolojik  (24.05.20 02:56:20) 
ben bu duruma ters taraftan bakıyorum. para ne için kazanılıyor, harcamak için. kariyerdi, sosyal statüydü derken çok para kazanacağımız işlere yöneliyoruz. o kazandığımız parayı ya yiyeceğim ya da biriktireceğim. yatırım için hepsini biriktiremiyoruz, üzerine kredi çekip, faiz ödeyerek ve senelerimizi maddi olarak ipotek ederek hesapta "yatırım" yapmış oluyoruz. ev almak, araba almak da tüketim çılgınlığına dahil.

milyoner olana kalana her zaman her şeyin daha iyisini/faydalısını bulabilirsin. casio sana yeterdi ama o zamanlar tag hauer alamayacağın için yeterdi. ona bakarsan casio'dan daha ucuz, sokakta satılan 50 liralık saat de aynı işi görüyor; niye casio'yu baz alıyorsun? çünkü senin kazancına ve standardına göre casio "yeterli". senin 10 katın alan insan için casio sokakta satılan saatle aynı seviyede.

ihtiyacı olmayanı almak ayrı bir problem ama bunu yapmak için maddi seviyeyi yükseltmeye gerek yok. asgari ücret kazanan ve parası bir şeyler almaya yeten biri de ihtiyacı dışında şeyler alabiliyor. harcadığı para daha az ama neticede boşa tüketim yapıyor.

her zaman daha iyisi için çalış felsefesine çok uzağım ama parayı bir araç olarak gördüğüm için ne kadar çok para kazanırsam o kadar daha iyi harcarım; bunun sorunlu bir denklem olduğunu düşünmüyorum. yukarıda dediğim gibi, gereksiz satın almanın sebebi çok para kazanmak değil, kişinin kendi yaklaşımıyla ilgilidir.

şunu kabul ediyorum, daha çok para kazanan daha yüksek oranda ihtiyacı olmayan şeyleri almaya meyilli oluyor. ama bunu yapabilecek olmanın insan verdiği ekonomik özgürlük önceden bu özgürlüğe sahip olmayan insan için bir kişisel tatmin sağlıyor. psikolojik açıdan bakınca bu tatmin duygusuna insanın ihtiyacı var. sadece, dengeyi kaçırdığında satın aldıkların kadar saygı duymaya başlıyorsun kendine.
  • Bruce  (24.05.20 03:32:26) 
Bunun en iyi örneğini bir iş arkadaşımda gördüm. Kendisi x liraya çalışıyordu, eşi çalışmıyordu. Sonra eşi x liraya başladı, aynı ay içinde kendisi 3x liraya başladı. Bunlar olduktan 2 ay sonra evlerinin 3-4 katı kirası olan bir eve taşındılar. Yani para arttıkça standartlar artıyor.


  • mg3929  (24.05.20 04:30:16) 
e yani. tabii ki dogru orantili artar. gayet normal. he ama asgari ucretle calisip iphone 10 alan varken, 20 bin maasi olan biri de iphone 10 kullaniyor olabilir. yani urune gore de degisiyor. veya adamin kullandigi araba 5 bin lirayken de 10 bin lirayken de aynidir.


  • baldur2  (24.05.20 07:18:21) 
artiyor. cunku "ulan birgun para olursa kesin yapistiracam" diye alamadigin ve listesini yaptigin tonla sey var. eline para gectikce aklina liste geliyor tabii.

bu liste tukenene kadar devam ediyor herhalde.

"efendim adam milyoner ama 20 senelik volvo ile geziyor" simdi o adam ya hastalik derecesinde cimri, ya da zaten her arabaya binmis inmis, araba isini kafasinda bitirmis adam parayi baska yerlere harciyor, tekne aliyor, ucak aliyor vs.

iphone gibi urunler ise insanin kendini zengin hissetmesinin en kolay yolu bence. milyon dolarlari olan adamda da ondan var, ay sonunu zor getiren dar gelirlide de.
  • cooperr  (24.05.20 10:07:28) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.