çalıştığım alanla ilgili bu akşam biri arayıp bana bir şey sordu. içinde kendince süper bir fikir barındırıyordu. düşünmüş, aklına müthiş bir buluş gelmiş ve beni aramış. daha önce kaç kişiden benzeri şeyler duydum, hatırlamıyorum. elbette çok sevdiğim bir arkadaşım olduğu için ve onun kendince bu sonuçlara ulaşmasını da çok başarılı bulduğum için asla kötü bir şey düşünmedim ve ona istediği cevabı verdim. ama daha önceden bu cevabı başkalarına defalarca verdiğimi fark ettim. isimler, mekanlar değişiyor, konu da değişiyor bazen ama mantık aynı.
siyasilerde bu daha da ileri seviye. bir de, o siyasiler zaten ne olduğunun farkında. Trump Çin Virüsü dediğinde zaten ırkçılıkla suçlanacağının farkında. hem konuya fazlasıyla hakim, hem de buna benzer durumlara çok düştü. artık onu şaşırtacak tek şey bir suikaste falan uğraması. o anda bile sadece dört-beş saniye kendine hakim olamaz. nitekim, biri o konuşurken "Allahuekber!!" diye başırınca bi coşmuştu yanılmıyorsam, sonra hemen toparlamıştı durumu.
siyasetçiler içinde tanıdıklarım vardı ve içerde "bu yavşak ne diyor yaa" deyip, kamera karşısına çıkınca "herkesin söz hakkına saygı duyuyoruz, fakat bu görüşe katılmamız da mümkün değil" diyorlardı. siyaset rahat konuşabilme yeteceği. bunda iyiysen ilerliyorsun. çene varsa, durumu kotarıyorsan iş gidiyor. ilerleyenler bunu başaranlar. her durumda haklı çıkabilen adam rakiplerini yenip tepeye çıkıyor.
0