1. Could have olmaz, neden olmaz. Konunun bütünlüğüne anlama uymadığı için olmaz. İlk başta konuşmamış, ikinci de konuşturabildik diyor. Past ability olacak ve bunu kullanacak, tek seferlik durumlar için, anlık olaylar için was/were able to. We were able to convince olmalı. Be able to zaten anlamda belli eder kendini ayağım kırıldı but was able to climb the mountain, bir zorluk çıktı üstünden geldik anlamlı cümlelerdir hep. Bu arada Was able to’yu could ile karıştırılır genelde. Was able to ile could have’i ile karıştırmak nedir:)
2.Posibility için tek başına “could” dersen present ya da future durumu kastediyorsunudur. Possibility in the past için “could have” kullanmalısın. Judy ağlıyormuş, yani Judy’i ağlamasına sebep olan birşeyler olmuş (past), something wrong could have happened diyorki past possibility’i ortaya koyuyor. Atıyorum Judy huysuzlanmaya, mızmızlanmaya başladı o zaman Judy could cry diyecek mesela, bu possibility in the present olur.
Bu modallar ömür törpüsüdür, bunlar bonus olsun:
youtu.be www.youtube.com 
bu da ingilizlerin her şeyi may/might,
www.youtube.com