2. çocuğumuzu kazara yaptık.
İlk çocuğumuz (erkek) bildiğin melek, anlatamam. 10 yılı aşkındır bir kez bile azıcık pişmanlık yaşamadık. Ben burada saatlerce anlatamam. Okulunda tüm hocaları hayran, tüm arkadaşları kıskanıyor. İlkokulu birincilikle bitirdi. Akıllı, sevecen, zeki (biraz taşkın zekası), inanılmaz düşünceli, karıncayı incitmez. Yani anlatılmaz, yaşanır bir çocuk. Dünya bir tarafa, kendisi bir tarafa...
O yüzden biz hep "yavrumuz sağlıklı, sıhhatli olsun; ikinci bir çocuk istemiyoruz" kafasındaydık. Ama ikinci çocuk 3 yıl önce "geliyorum" dedi. Biz de "buyur, gel; bunca zaman değil şimdi gelmeye karar verdiysen bir bildiğin vardır" dedik.
Tabii yaşlarımız eskisi kadar genç ve dinç değildi ikinci çocukta (kız).
Şimdi burada lafı dolandırıp uzatmayayım. Başımıza gelen en güzel şeylerden biri oldu 3 kişilik bir aileden 4 kişilik bir aileye evrilmemiz. Hem kendim, hem eşim, hem de oğlum açısından... Eğer yeterince enerjimiz olsa ve bir beş yaş daha genç olsak (bir de maddi özgürlük kriter) üçüncü çocuğu gözüm kapalı isterdim...
Her şeyinizi bölmüyorsunuz aslında. Her şey paylaştıkça çoğalıyor. Anlatması zor, yaşamak lazım. Ama eminim mevzuyu güzel bir şekilde tasvir edenler çıkacaktır...
0