6 yıl boyunca yılda sadece bir kaç gün görebildiğim insana it gibi sadık kaldım, aşkın onlarca tanımından birini yaşadığım için dünyanın en şanslı insanlarından biri kabul ediyorum kendimi. hala seviyor muyum, deliler gibi hemde.
3 yıl evvel birlikteliğimizi sonlandırmak durumunda kaldık, aşka olan inancımı da gömdüm beraberinde. epey denedim bir başkasına aynı tutkuyla yaklaşmayı, olmadı tabi. saldım bende.
sorunun cevabı ise şu benim evrenimde;
son 3 yıldır merkezde her zaman biri oluyor, merkezdeki ile arkadaşlığımız duygusal yogunlukta oluyor, diğer yandan çokca da uydu oluyor. bunlar ise isin heyecan tarafı. lakin orda şöyle bir durum var bende, hani ekşi'nin efsane zamanlarından efsane bir bkz var ya, ''seni sikmemle sonuclanacak bir surecin başındayız''
sanırım ben o süreçten keyif alıyorum. o süreç sonunda bütün büyü bozuluyor. ne o çekici wamp kadın kalıyor geriye ne de o aşk çocuğu. bütün albenisini yitiriyor. bu bahsettiğim uydularda geçerli. bu arada asla kimseye aşk\sevgi konusunda yalan söylemedim kimsenin günahına girmedim, en başta açık açık asla sevgili olamayacağımızı belirtiyorum.
zannedersem evlilerde de durum bu. merkezdeki ile rutine biniyor ilişki ama kimisi aşka aşık işte.
nazım ekolü, orhan veli ekolü. hatta abdulhak hamid tarhan.
doğru yanlış tartışılır. detaylar belirler ahlaki durumu.
0