ben öyle düşünmüyorum, bence mesele çıkar değil ya da en azından benim için öyle.
ama herkesin bazı tuhaflıkları var.
gerçekten çok iyi dostlarım var, ama hiçbiri tam olarak "olması gerektiği gibi" değil.
yani hepsinin arkasından konuşmak ya da dedikodusunu yapmak istesem yapabileceğim türlü türlü tuhaflıkları ya da sahip oldukları falsoları var.
istesem hepsine bir kulp takabilirim.
ki bazen insan içinde bulunduğu süreçlerde bunlara takabiliyor.
sanırım önemli olan sevmek/sevilmek ve samimiyet olmalı burada.
sürekli eleştirerek, "bu da böyle yapılır mı/söylenir mi/denir mi?" gibi yorum yapmak yerine, iyi yanlarına, sizin için yaptıklarına, yanınızda oldukları zamanlara, sizi sevmesine vb. odaklanmak lazım sanki.
bir de, benim de en yakın dostlarım çocukluktan kalanlar.
araya küslüklerin, bozuşmaların, hatta 1-2 tanesiyle yılların girdiği oldu, ama yine de yılların mazisi var.
bu da krediyi arttırıyor tabii.
0