annenizin depresyonda olduğunu düşünmüyorum.
kişilik sorunları var+1
ve maalesef biraz bencil olan annelerden belli ki.
bakmak, bakmamak vicdan meselesi, bir şey demek zor.
fakat anneniz yalnız değil, yanında babanız var.
vicdan yükü oluşturarak ve manipüle ederek çocuklarını kendine ebeveyn yapmış.
sizin durumunuzdakilere ebeveyn çocuk ya da yetişkin çocuk deniyor.
yani aile dinamiğinde bozukluk var.
çocuk ebeveynden almalı, ama ebeveyn çocuktan alıyor.
bu uzun vadede ilişkilerinize etki edebilir.
mesela evlilikte kendinize ebeveyn aramak gibi.
annenizle bu durumu net bir dille konuşsanız diyeceğim, ama maalesef anlamaz.
cehalet demeyeyim, ama belli ki bir burnunun dikine gitme huyu ve "nasılsa arkamı toplayan var" rahatlığı var.
bu rahatlığı ondan almanız, yani ilgilenmemeniz size şiddetle geri dönecektir, yani püskürecektir.
ama maalesef ebeveynler kendi hayatları ve yaptıkları ebeveynlik konusunda bilinçli davranmadıklarında, çocuklar kendi hayatlarını düşünmek zorunda.
bunun için çelik gibi sinir ve kararlılık gerekir.
aynı zamanda söz konusu fiziksel sağlık olduğu için mesela siz gitmezseniz ve parmağı kesilirse, bu yüzden suçlamaya da maruz kalacaksınız.
üstelik, suçlansanız da suçlanmasanız da, hak etmediğiniz bir vicdan azabına sürükleneceksiniz.
dediğim gibi, konu sağlık olduğu için acımasız konuşmak istemiyorum, ama burada manipülasyon var.
ebeveyne yaşlılığında bakmakla, sorumsuzluğu nedeniyle genç yaşında yalnız olmadığı halde bakmak zorunda kalmak aynı şey değil.
bu gibi durumlar dolaylı olarak çocuğu ya da çocukları istismar etmek demek.
bunu kendisi ve sağlığı üzerinden yapması, altından kalkılması zor bir yük oluşturuyor.
o yüzden psikolojik olarak güçlü durmanız ve bir karar vermeniz lazım.
kendi hayatınıza devam etmeyi seçmeniz halinde, ilişkiniz büyük ölçüde sınanacak, belki kopacaktır.
ama bu bir seçim.
yine de, "annemdir bakarım" derseniz, bu şekilde yaşamaya devam etmeniz gerekecek.
fakat bu da diğer seçenek kadar saygı duyulası elbette.
bilmeniz gereken, hiçbir zaman sizi anlamayacağı, takdir etmeyeceği ve dediklerinizi kabul etmeyeceği olmalı.
bu bir karakterdir ve değişmez.
o yüzden konuşmaya çalışmakla, kendinizi anlatmaya çalışmakla yorulmayın.
eğer ilgilenecekseniz, anlaşılmaya çalışmakla harcayacağınız enerjiyi ona bakmaya harcayın ve kulaklarınızı tıkayın.
psikolojik olarak buna uzun vadede öfke ve hayatınızda kaçırdıklarınız için sürekli anneyi suçlamaya eğilim eşlik edecektir.
yani ya biri ya diğeri.
başka bir çözüm yok.
bazı gerçekleri kabul ederek karar verin.
bu karar annenizle değil, kendinizle ilgili olsun.
yani siz nasıl bir yol izlemek istiyorsunuz, neleri yaşamaya hazırlıklı ya da gönüllüsünüz?
düşünmeniz gerekenler bunlar.
0