[]

Uzun sureli iliskiyi kotu olmadan bitirip hayatina devam etmek

Var mi bunu basaran 4+ sene icin soz ediyorum.

Dinlemeye hazirim kendilerini.

Neler yaptiginizdan tutun da yeniden birini sevme sureciniz dahil.suradan sil vs gibi her tur tavsiyeye de acigiz efenim.

 
4'e çok yakındı.
birbirimizi insan olarak çok seviyorduk ancak geçen zamanda taraflardan biri farklı bir insan olmaya başladı. sonunda ilişkiden beklenti değişti, zorlanılırsa iki tarafın da birbirini kıracağı anlaşıldı. medenice ayrılındı. 4-5 ay görüşülmedi, minimum iletişim kuruldu. sonrasında iki taraf da kendini iyi hissetmeye başlayınca iki taraf arkadaş oldu. çok sık olmasa da görüşürüz, hala onunla yapıp başkalarıyla yapamadım aktiviteler var mesela, bunlar olunca gideriz. o hemen sonra sevgili yaptı, ben 1 küsür sene bekar hayatı yaşayıp kafa dinledim.

biz birbirimizi 2 insan olarak o kadar çok seviyorduk ki karşı tarafı üzmemek için çok hassas davrandık. bence işin özü burada, taraflardan biri bencilce davranıp dramatikleşince öbür taraf da kendini savunmak zorunda kalıyor. karşı tarafı artık bir insan olarak bile sevmiyorsan o ilişkiyi kötü bitirmemek çok zor. aşk meşk bunlar biter gider, geri kalan konularda çirkinleşmemek lazım.

boru değil kaç sene, o yüzden bi nekahet dönemi olucak tabii. o sürede minimum iletişim kurulsun ki pişman olunacak şeyler yapılmasın.
  • Jux  (14.05.19 21:27:35) 
7 yıl beraberdik, bunun dört yılında da beraber yaşadık. Fakat akademik sebeplerden ötürü ben Fransa'ya geldim Erasmus için, o Almanya'ya gitti ve ilişkimizin son iki yılını uzak mesafe ilişkisi olarak yürüttük. Bu süreç biraz yıpratıcı olduğundan, sonrasında yollarımızı birleştirip birleştiremeyeceğimizi de bilmediğimizden ayrıldık, daha doğrusu o ayrılmak istedi. Ayrılmamızdan önceki son altı aylık süreç çok zordu. Bitirme tezimin, derslerin, yüksek lisans ve burs başvurularının vs. stresi arasında bir de duygusal anlamda tatmin olamamak, karşı tarafın yavaş yavaş uzaklaştığını hissetmek ve görmek özellikle üzücüydü benim için. Zaten sanırım o da bu kadar stresli ve yoğun bir dönemden geçtiğim için ayrılma konuşmasını biraz erteledi ve kabullerim geldikten ve okulum bittikten sonra söyledi.

Ayrıldıktan sonraki ilk üç-dört gün ne olup bittiğini pek anlayamadım doğrusu. Sürekli gözlerim dolu geziyordum zaten. Beni bırak etrafımda ilişkimi bilen herkes çok üzüldü, çünkü çok iyi anlaşırdık gerçekten de. Yani her şeyden öte en yakın arkadaşımdı, zaten 7 yıl beraber olup aksini düşünmek de pek mümkün değil sanırım. Öyle bir insan düşün ki hayatının son 7 yılında her güne başladığında orada olmuş, seninle mutlu olmuş, seninle tasalanmış, her anını, duygunu, deneyimini paylaştığın bir insan, bir sabah uyanıyorsun orada yok. Baya anlamsız ve anlaşılmaz geliyor başta. Ama bu ilk üç-dört günün sonrasında çok garip bir şekilde kendimi iyi hissetmeye başladım. Sebebi temelde şuydu: Esas üzücü olan, bir ilişki içerisindeyken artık iki tarafın birbirinin ihtiyaç ve arzularına cevap verememeye başlaması durumu bence. Zira önceden gördüğüm ilgiyi ve sevgiyi onun tarafından artık hissedememek beni kahrediyordu. Ama sevgililik ortadan kalkınca beklentiler de tamamen kalkmış oldu. Artık orada olmayacağını ifade etmiş ve anlaşmadan çekilmiş birinden nasıl bir şey bekleyebilirsin ki zaten. Bunun da ötesinde silmeye çalışmak bana hiçbir zaman mantıklı gelmedi. Bu yüzden, ne sosyal medya hesaplarımdan çıkardım onu, ne de hiçbir fotoğrafımızı, anımızı attım. Kendime hep şunu hatırlattım: Bu insan hayatımda olduğu süreç boyunca güzel şeyler de yaşadık, üzücü şeyler de. Çok kahkaha attık ama çok tartıştık da. Bunları düşünürken aslında anlaşmazlıklarımızı ne kadar görmezden geldiğimi, kilimin altına süpürdüğümü fark ettim. Her ilişkinin sorunları vardır mantığıyla çıktığım yolda, sorunları kafamda fazla normalleştirmiştim. Bu yüzden ayrılma kararını verebilecek cesareti kendinde bulduğu için de içten içe teşekkür ettim ona.

Ayrıldıktan sonra kendime hep hayatta en önemli olan şeyin kendim olduğunu hatırlatmak istedim. Yoga ve meditasyona başladım, her zamanki kadar arkadaşlarımla görüşmeye devam ettim, yalnız kaldığım anlarda kendime fazla yüklenmemeye çalıştım. Aradan bir ay falan geçmişti, bir festivalde gönüllü çalışmaya başladım. Festivalin son gününde gönüllülerden biriyle yakınlaştık ve ertesi gün buluşup seviştik. Ona da kalabalık bir muhabbet esnasında eski ilişkimin bitişiyle ilgili bir şeyler anlatmıştım, yani hiçbir şekilde sevgili olmak gibi bir niyetimiz de yoktu. Arada buluşup seviştik, ama yalnızca seks için değil. Beraber yemek yedik, dışarı çıktık, sinemaya gittik falan da. Bu görüşmeler sırasında baya iyi anlaştığımızı fark edip daha sık görüşmeye başladık, yaz vaktiydi zaten ufak bir tatile gittik vs. Benim yurtdışına yerleşeceğim belliydi o zaman, ama yine de geleceği pek düşünmeden yaz aşkı modunda çok güzel vakit geçirdik. Bu süreç bana kendimi olağanüstü hissettirdi, çünkü en son birileri tarafından böylesine arzulandığımı, ilgilenildiğimi hissedeli uzun zaman olmuştu. Bu yüzden çok iyi geldi. Zaten sonrasında yurt dışına gelsem bile görüşmeye devam ettik, o beni ziyaret etti ben ettim derken her gün konuşuyoruz hala. Uzun ilişki sonrasında dahi insan birini seviyor yani kesinlikle. Ona şüphe yok. Yalnız tekrar tamamen güvenmek biraz güçleşiyor. Şu manada özellikle: Artık bir gün uyandığında o kişinin orada olmayacağı ihtimalini daha çok aklına getiriyorsun. Yani sonuçta ilişki güzel, ama terk edilmek, terk etmek de başa gelebilir. Buna bağlı olarak da kendimi tamamen bırakmıyorum, bırakamıyorum.

Ha eski ilişkim tamamen silinip gitti mi? Hayır, sonrasında üç dört defa mailleştik, doğum günlerimizi kutladık falan. Hala çok iyi kalpli bir insan olduğunu düşünüyorum, hala entelektüel anlamda hayranlık besliyorum. Dilerim hayatında her şey yolunda gider. Ayrıca, hala ara ara rüyalarımda görmeye devam ediyorum. Kimileri huzursuz, kimileri üzgün, kimilerinde ağlıyorum. Ama sonrasında uyandığımda düşünüp geçiyorum. Güzel günlerimiz oldu elbette, ama özlem duymuyorum. O günlere tekrar dönmeyi, onunla tekrar birlikte olmayı arzulamıyorum. Her şey tadında ve zamanında güzel.
  • lolita  (14.05.19 22:43:19) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.