üreme makinesiyiz+1
dna ölümsüz olamadığı, doğanın sert şartlarından korunması gerektiği ve kendini aktarmak/çoğaltmak için hayli karmaşık ve güçlü sayısız türde çeperler oluşturdu milyarlarca yıldır. bu çeperlerden biri de biziz. homo sapiens yani. varlığı sorgulayacak, üstüne de evrende toz zerresi bile olmadığımızı öğrenip anlayabilecek kadar gelişmiş bir beyine ve bilince sahip olanlarımız da bir yaratıcıya inanmasa bile bir anlam arayışına giriyor istemeden de olsa. var olmak zorunda değiliz. daha doğrusu bu büyük oranda irademizde olan bir şey değil. çoğunlukla genlerimizin kölesiyiz. carl sagan'ın sevdiğim bir lafı var: "bizler evrenin kendini anlama biçimiyiz." biraz kibirli bir yaklaşım olabilir ancak evrenin kendini anlayacak kadar değişip evrimleşmesi(bkz:
evrenin evrimi), yani sapiens, bir genin temel amacının çok ötesinde bir nokta aslında. nasıl bu noktaya geldiğimizi öğrenmek ve anlamak kimseye bir faydası olmayan "anlam arayışı"ndan çok daha heyecan verici bence.