Bu biraz da tarz meselesi. Kısa cümleler kurmak anlaşılabilir olmak için daha iyi bir yöntem.
Bir konuyu 3 kelime ile de 1 kelime ile de anlatmak mümkün olabilir. Böyle durumlarda 3 kelime konuşmak aslında gereksiz. Buna ek olarak çok konuşan, az şey anlatan kimseler bana konuya hakim olmadıkları hissini veriyorlar. Bundan kaçınmak için yalnızca gerekli detayları eklemeye özen göstermek gerek.
Kompleks cümle kurmak yerine vurgularını doğru ve abartılı yapıp, konuşurken de sakin bir tavırla konuşursan karşındaki kişi daha çok etkilenebilir.
İyi hikaye anlatan kimseler, aceleye getirmezler, taklitler ve yansımalarla konuyu süslerler, betimlemelerle konuyu zenginleştirirler, dokunma, tat alma ve koklama gibi duyguları da sözlerle ve mimiklerle harekete geçirmeye çalışırlar.
'Çoban elindeki yamuk değnekle ağaca bir vuruş vurdu, buruşuk yeşil elmaların hepsi patır patır kuru toprağa düştü.'
Bir cümlede bir çok bilgiyi birden vermek zengin bir anlatım için iyi bir yöntem olabilir.
Ayrıca düşünerek konuştuğunda ve ayrıntıları araya sıkıştırarak anlattığında, mesela bu cümleyi kurarken düşünüyorum, cümlelerin de uzayacaktır. Çok düşünüp uzatırsan işin ucu kaçabilir.
Bana kalırsa derdini en az kelimeyle anlatmak daha büyük marifet.
Antoine de Saint-Exupéry'nin söylediği rivayet edilen bir özlü söz var: “Mükemmelliğe, eklenecek bir şey kalmadığında değil, çıkarılacak bir şey bulunamadığında ulaşılır.”
Küçük Prens bu yüzden çok derin bir kitaptır.
Derdin uzun cümle veya kısa cümleden ziyade 'zengin cümle kurmak' olmalı.
0