sözlüğe yazdığım kısa notları paylaşıyorum:
- gitmeden önce biraz matematik çalışın. her şeyi 30'a bölmekten (30 dinar=1 tl) kafa ambale olabiliyor (bu bilginin güncellenmesi gerek. malum, tl'nin düşen değeri..)
- şehir içi otobüslere para vermeyin.
- taksicilere çok sövülmüş. belki havalimanı taksicileri öyledir ama şehir içindekiler normal. pink, lux, gold gibi şirketlere ait taksiler var. şirket taksilerine binin, diğerleri kazıklıyormuş.
- koca şehre bir tane avm dikmişler (usce). onun dışında bol bol park, bahçe, bisiklet yolu var. caddeler geniş, nüfus az, gürültü yok. ortadoğululuktan uzaklaşmak insanı feci rahatlıyor.
- manufaktura'da balkan yemekleri, bokato'da pizza yiyin. red bread'de kahvaltı yapın. arnavut kaldırımlı bir barlar sokağı var (skadarlija), içecekseniz orada için. çay-kahve için koffein güzel. black turtle'da ilginç meyveli biralar var.
- türk düşmanı falan değiller. hatta türk olduğunuzu söyleyince hemen çat pat türkçe konuşmaya başlıyorlar. çok fazla ortak kelime var, şaşırmayın (kaldrma=kaldırım, burek=börek, megdan=meydan, corba=çorba vs).
- trafik biraz sorunlu. kırmızıda durmayan arabalar oluyor, karşıdan karşıya dikkatli geçin.
- su içecekseniz rosa için. en iyisi o.
- zemun'a gittik ama park dışında bir şey göremedik ya da merkezini bulamadık, bilemiyorum.
- her yerde frikom göreceksiniz. ülkede dondurma yemek yasakmış da yeni serbest kalmış gibi herkes hazır dondurma yiyor. bu nasıl bir sevgi, çözemedim.
- muhabbet açmak için kullanabileceğiniz ünlü isimler: novak cokoviç, obradovic, bogdanovic. tito'yu seviyorlar mı sevmiyorlar mı hala emin değilim. sırpski film demeyin sakın.
- kalemegdan'a çıkıp oradan tuna'ya bakın, manzarası güzel. hayvanat bahçesi'ne falan da gitmeyin, biraz vicdan.
ayrıca sekiz gün bence de çok fazla. küçük bir şehir. iki günde bitirirsin.
0