Yazaklarımı zaten Boş gezenin boş ustası ve Pheno özetlemiş. Ben de şöyle toplayayım kendimce.
İlki şu ki biz ahlaki gelişimin ilk basamağındayız;
www.kpsskonu.comceza yoksa itaat yok vs. ve bunun için de bir ceza mekanizması yok. Polis gözetimi de yok (Türkiye'de oran olarak en az görülen şey trafik polisinin ceza yazması belki de), mahkeme sonucunda da "öldürücü" cezalar yok.
Diğeri de evet yaya geçitlerinin konumu da aşırı sallapati. Bazen şehrin en işlek, en geniş, en trafiği bol caddesinin ortasına yaya geçidi koyuyorlar. Zaten görüyorum saniyede belki 5-10 araç geçiyor ben nasıl bu yaya geçidini kullanayım? Mantığa aykırı yerlere yaya geçidi koyuyorlar. Böyle yerlerde şu ankinin tam aksine bi şekilde tüm araçlar kurallara uysa trafik sıkışıklığı/tıkanıklığı muazzam seviyeye gelir.
Yani her şey birbirine bağlı. Daha önce de değinilen "haklarınızı savunun" kısmı da daha önce yine belirtilen "yürürlükteki pratik" yüzünden imkansıza yakın; hatta kaş yapayım derken göz çıkıyor yine daha önce belirtildiği gibi. Mesela şu yaya geçidinden her nerede nasıl olursa olsun araçları beklemeden geçerim düşüncesi Adana'da direkt can alır ya da sakat bırakır. Türkiye'nin belki de en saçma sapan trafiğine sahip Adana'da yürürlükte olan, herkesin benimseyip uyguladığı pratiklere karşı çıkarsan direkt ölürsün. Kavgayla vs değil, direkt kazayla.
Yani hem hemen değişebilecek bir şey değil hem de tek taraflı bir "balyoz" gücüyle/kanunu vs'siyle değişebilecek bir şey değil.