Sorduğunuz soru çok mantıklı. Cevabı ise "öykü"nün temel yapısından ileri geliyor. Aristo'nun temellerini attığı öykü kuramı bir çatışmaya dayalı kurulmuştur. Bu çatışma iç veya/ve dış kaynaklı olabilir. Kahramanı kahraman yapan şey onun mücadele ederek bir başarıya ulaşmasıdır. Bu iç mücadelede kullanılan argümanlar ise maneviyat ve maddiyattır. Genelde o yüzden kahramanlar yoksul, yetim, öksüz veya zor şartlardan gelmiş karakterler oluyor. Kahramanlar başarıya ulaşırken, siz onu izlediğinizde iç mücadelesini de takdir ediyorsunuz. Kahramanın kahraman olabilmesi için çatışmalardan galip çıkması gerekir. Bir nevi eksiden başlamak hayata. Öykünün temel yapısı da eksiden artıya doğru gider. Bugün tüm klasik kitaplar ve klasik filmlerde aynı öykü yapısını şablon olarak kullanır. İzlediğiniz filmlere ve okuduğunuz kitaplara bu açıdan bakarsanız fark edersiniz. Robert Mckee film ne demek sorusuna, sinemadan çıktığınızda "işte hayat böyle bir şey" cevabını verip vermediğinize göre sorgular. Hayatta da dürtülerimiz fakir çocukların, yetim çocukların başarıya ulaşmasını takdir eder.
0