ölümden korkuyorum evet. ayu gibi duygusal biriyim ve hiç yakınımı kaybetmedim. terk edilince bile az buçuk toparlanmam 1 sene sürüyor. bu acıyı yaşamak da, etrafımdaki insanlara yaşatmak da istemiyorum. hepsini geçtim, ben 30 sene sonraki şampiyonlar ligi finalini izleyebilmek, önümüzdeki kış yağan karı görebilmek istiyorum. öyle çok rafine, sofistike, efendime söyliyim göt göt zevklerim yok. yaşamaya bayıldığımı da söyleyemem, bazen düşüp wefad edesim geliyor. ama tek bir hayatım olduğunu biliyorum ve acısıyla tatlısıyla, dolu dolu yaşamak istiyorum. hani ölürken "tamam yeter artık amk hadi sktir git" desin insanlar benim için, gençti şöyle hayali vardı böyle karı götürecekti vs. diye üzülmesinler. isteğim o.
ilk paragraftan da anlayabileceğin üzere ölüm sonrasına inanmıyorum. o yüzden, adanalı serserinin de söylediği gibi, BU DÜNYADA UNUTULAN DEĞİL İZ BIRAKAN OLmaya çalışıyorum. tek bir roman veya makale yazsam, neblim 30 sene sonra birisi benim yaptığım bi işi görüp "vay aq ne güzel yapmış gebeş" dese falan bana yeter sanırım.
dünyaya kazık çakmak veya dünyayı değiştirmek gibi bir gayem yok. geldim ve gideceğim, bunun farkındayım. ama öyle mal gibi yaşayıp gitmeyeyim istiyorum, tek derdim o. ha bunun için ne yapıyosun dersen hiçbi şey yapmıyom, rastgele yaşıyom öyle. daha bugün aceleyle yola atladım diye araba biçiyodu mesela.
ama bana uzun süre yaşayacakmışım gibi geliyo, neden bilmiyorum. hani böyle "93 yaşında her gün mc donalds'tan yiyen ahlaksız it" tarzı haberler çıkıyo ya, o tarz bi herif olurum gibime geliyo. "iyiler erken ölür" diyolar, o yüzden her türlü ayak kaydırma ve şerefsizliğe de yatkınım, hiç öyle dünyalar tatlısı bi insan değilim. umarım 97 sene daha yaşayıp 120'de ölürüm diyorum şahsen.
buraya da not düşeyim: intihar ettiğime dair çok net, kesin bir kanıt yoksa bilin ki intihar süsü verilmiş cinayete kurban gitmişimdir. kılıçdaroğlu'nun adamlarından korkuyorum.
0