Tam da üzerinde düşünüp düşünüp bi türlü yapamadığım ama en sonunda başardığım bişeyi sormuşsun. Fırından yeni çıktı sayılır, taze taze:)
Buna hastalık gibi bakma öncelikle. Kaynağı ne olursa olsun pek önemli değil bizim için. Hayatımızda olmasını istemediğimiz bir davranışımız var onu istediğimiz şekle döndüreceğiz. (istiyor olmak kısmını es geçme, tanımda olması başarıyı etkiler)
Biliyoruz ki bi davranışı düzeltmek karar vermeyle başlıyor ve küçük adımlar bizi yormaz. bu da yöntemim.
Örnekliyorum şimdi:
Ben liseden mezun olalı tam tamına 40 yıl oldu. Ben 40 yıldır lise anılarımın olduğu bi kutuyu muhafaza ettim. İçinde neler neler vardı. Birkaçının fotoğrafını çekip lise grubunda paylaştım. Onlar da dahil hepsini attım.
Sıra kızların ilkokul anılarına geldi. ilk yazı defterleri, resimleri.. Alan alsın dedim, bir iki parça bişiler aldılar gerisini attım.
Dikiş dikiyorum biliyorsundur. Hobilerimden biri. Kızlar bişi alıyorlar giymiyorlar,atamıyorum, çünkü kumaşı yeni, "aa ben bundan bişi yaparım" küt dolaba.
Kumaş.. aldığım kumaşın haddi hesabı yok. Her çıkışımda illa kumaşçıya bi uğrardım. Kanka olmuştuk kumaşçılarla. Dikiş dikmeyi seviyorum diye kumaş biriktirmeye başladım. Koyacak yer bulamadım sonrasında. Şimdi sıra onlarda. Parti partı onları da çıkarıyorum hayatımdan. Dikeceğim zaman gidip kumaşı alıp dikerim.
Evrak, anı temizliğinin üzerinden bir süre geçtikten sonra attıklarımı düşündüm. Bak burası çok önemli. Geçen zamanda hiç birinin eksikliğini hissetmemiştim. Hiç birinin. 40 yıldır kaç ev değiştirdim, her eve kedi enciğini taşır gibi o kutuyu taşıdım, her temizlikte kapağını açmasam da o kutuyu da temizledim...
Attıktan sonra kaç temizlik yaptım birinde bile kutuyu aramadım, aklıma geldi tabii ama aramadım, yokluğu beni rahatsız etmedi. Düşününce "ah keşke" demedim.
Kıyafet. Bi yazı çok az kıyafetle geçirebildim. Geçtiğimiz yaz rahatsızlık nedeniyle bir süre kardeşimde kaldım bir süre başka bi yakınımda refakat ettim. Yanıma miminum kıyafet almıştım, gayet de diğerlerinin eksikliğini hissetmeden yaşadım.
Ben biriktirmeyi böyle böyle bıraktım. Biriktirdiklerimi atmaya başlayarak. Hayatımdan çıkararak. Görüyorsun çünkü, onların yokluğunda bi eksiklik hissetmeyeceğini anlıyorsun.
Sen de biriktirdiğin şeylere sonradan dönüp bakmıyorsundur, çoğunu kullanmıyorsundur. Zaman içinde attıklarından lazım olan olursa gider temin edersin.
Dijital olanları buluta atabilirsin istersen. Şimdiden söyleyeyim onlara da dönüp bakmayacaksın büyük olasılıkla.
Daha bulutlar yokken ben dosya dosya sıkıştırıp mail hesabına yolluyordum. Kütüphane gibi mail adreslerim vardı. Nostaljiler, mangalar, yazılar... naruto var mesela. ilk çıktığı zamanda arşivlemeye başladım. 17 yıldır oradalar. attım kaldı attım kaldı. dönüp kullandım mı? Hayır.
Bilgi o kadar çok ki. milyarlarca gb yetmez. Bizim erişebildiklerimize terabaytlar yetmez, bizim bunun hepsine değil çok küçük miktarına bile ne aklımız yeter ne de vaktimiz.
Kiloyla ilişkisi görüşünde haklı olabilirsin. Bu yönde yapılmış bi çalışma var. Biriktirmeyle ilgili değil de güvensizlik hissiyle ilgili. İkinci dünya savaşında anne karnında olan, yeni doğan bebeklerde sonradan obezite görülme durumuna bakmışlardı. Sonuçta anlamlı şekilde obezite yatkınlığı çıkmış. Okuyalı çok oldu ama aratırsan bulabilirsin sanırım.
Belki şu anda farkında değilsindir ama bu senin için o kadar güzel bişey ki. Bu, yaşam enerjisi çok yüksek birisin demektir. Yapman gereken tek şey güvensizliğe prim vermemek onun yerine elindekinin değerini kıymetini anlayıp lehine çevirmek olmalı.
Buradan görebildiğim kadarıyla kendinle ilgili az yol katetmedin. Yaptıkların yapacaklarının teminatı, bunu da rahatlıkla başabilirsin biliyorum:)
0