@acetominophen Tabii ki her tarafın iyisi kötüsü var; her iki taraf birlikte çok güzel yayınlar çıkartıyor. Benim danışmanım İngiltere'de bir üniversitedeki bir hoca ile çalışıyor. Demek istediğim noktalar şunlar:
Avrupa'dan yeni mezun bir doktora öğrencisinin Amerika'da kendini kanıtlaması daha zor. Daha birkaç hafta önce yaşadığımız durum şu: Ecole Normal Superieure'li (sıralaması ilk 50'de olması lazım) ve bol yayınlı biri yerine sıralamada 450-500 civarı olan bir Amerikan üniversitesinden mezun olmuş, az çok aynı sayıda yayını olan birini 'Bu şimdi 'Cuma akşamı briç oynayacağım, bana ders vermeyin' diye tutturur. Özel hayatımdı, hobilerimdi falan diye çalışmaz. Onun yerine, çalışacağına emin olduğumuz Amerika'dan tasdiği olan birini alalım. Haftasonu şunu yap desek yapsın. Keşke Hintli ya da Çinli olsaydı' diye diğerini aldılar. Bunu yapan üniversite de, ilk 100'de. Fransıza da okulunun yüzü suyu hürmetine şans verildi. Atıyorum, Heidelberg olsa, onu pek sallamazlardı sanıyorum. Sonrada hocamla konuştuğumda 'Politics, ne yaparsın' gibi bir şeyler söyledi. Bir de bunlar cici cici yayınları olan insanlar.
İşbirliğine gelince sorun yok da, yeni mezuna tenure track vermeye gelince sorunmuş hakkaten. Çok çok yakın bir arkadaşım da Supelec'ten mezun. Maryland'de NIST'te iş buldu; 'Üniversiteler iş vermiyor, ne yapayım' diyor. (Dediğim kişi bir doktora + post-doc yaptı. 3 sene yurt içi tecrübeden sonra, ikinci doktora yaptı komşu bir alanda Supelec'te. Artık tenure-track olmasa bile kadro arıyor)
Tabii, ben iki örnekten yola çıktım. O yüzden çok da genellenebilir mi bilmiyorum. Daha da eskiden çok yeniyim ama ilk yılda bunları gördüm. Avrupa deyince bir 'Onlar tatil yapıyor', 'Onlar salak zaten' havası oluyor sürekli. Burun kıvırıyorlar. Birlikte çalıştığı insanlar artık kendini kanıtlamış olanlar.
0