İnsanların önceliğine bağlı, bir de yaşa bağlı bu tarz şeyler. Örneğin, her yerde yazan 'Millenial'lar ev almıyor, onun yerine dünyayı geziyor' durumu var. Evin ayrı bir katma değeri var, gezmenin ayrı bir katma değeri; o an senin için hangisi öncelikli ise o daha değerli oluyor. Örneğin, kuzenim 20 yıllık ev kredisine girdi, 12 yılı geçti. Aynı şekilde, abim 5 yıllık krediye girdi, 5 yıl ikiye katlandı. Son 5 yıldır haldır huldur geziyor ve kira ödemiyor. Kira ödememek ve işten kovulduğunda evsiz kalmayacağını bilmek aşırı güzel bir his. Bir de gençken o zaman gelmezmiş, çok uzunmuş gibi görünüyor ve cırp diye geçiyor aslında. 30'undan, 40'ından önce ev sahibi olma hissi çok olmuyor. Açıkçası, ben de kiraya ödenen paraya yazık gözüyle bakıyorum. O yüzden, kredi çekip ev almak mantıklı geliyor ama fiyata bağlı biraz da. Yani, sıfırdan başlayıp 300000 TL'lik evi ödemek olsa ben de çekmezdim mesela ama atıyorum, bir yerden bir gelen olur da, 100000'i eksik kalır falan. O tarz şartlarda kredi çekerdim.
Ben zamanında ihtiyaç kredisi çektim. Geri ödedim. Pişmanlık ya da mutluluk duymadım; çekmem gerekiyordu, çektim, geri yatırdım.
0