Bir şeyi ne kadar çok istediysem olmadı, kendimi yırtacak kadar uğraşmama rağmen nokta atışı bir isteğime kavuşamadım; hep 'Bir yaklaşık sonuç' oldu. Buraya hayatımı dökmeye çok utandım şimdi ama Haruki Murakami'nin bir cümlesi var; o cümle hayatımın özeti gibi 'İnsan istediğini elde edemeye edemeye, en son ne istediğini bilemez oluyor'. Bir noktadan sonra da 'Nasıl olsa olmayacak'a bağladım, ondan sonra da artık bir şey istememeye başladım. En çok bana 'Yapabilirsin' diye umut veren insanlardan tiksindim. Yine de bir yaklaşık sonuçlar da o kadar kötü değildi. Yani 0-1 şeklinde bir istediğim oldu/olmadı durumu olmadı ama daha çok istediğimi kıl payı kaçırıp ona yakın ve zaman zaman iştahımı kapamayan şeylerle idare etmek zorunda kaldım. Yani, canın eve gelirken patates kızartması çeker de, eve gelince saçmasapan bir pırasa bulursun gibi olmadı da; eve gelince patates kızartması yoktu ama peynirli makarna vardı en azından gibi oldu daha çok. Daha çok 'O olmadı, bu oldu; o da olumlu' gibi. Olan şeyler de çok kişinin hayali olabilecek şeylerdi, o yüzden şikayet de edemiyorum.
İlginçtir ki, istediğim şeyler olmadı, umrumda olmayan şeyler tereyağından kıl çeker gibi gerçekleşti. Belki de isteyince anksiyete tavan yapıyor ve elime yüzüme bulaştırıyorum sanırım. Bir de başkalarının istediklerini kavuşturdum genelde, o açıdan teselli bulabiliyorum; bu beni gerçekten mutlu ediyor.
0