hayalimde kaldığım misafir evi denize yakın bir köyde. sabah ev sahibinden önce uyanıyorum. sonra uyanırsam bir şeyleri kaçırmış gibi hissederim hep. geceyi konuşarak (ve susarak heh) geçirmişiz. o da paralelimde yatıyor yer yatağında. tek odalı bir ev olduğu için yerden tasarruf etmek amacıyla yatak almamış. (tek odalı oluşu biraz ev sahibinin garibanlığından biraz da hayalimdeki konuşarak uykuya dalma isteğinden) mevsim ilkbahar sonları-ilkyaz başlangıcı. özlemini çektiğim arkadaşımla beraber özlemini çektiğim mevsim de yanımda. kalkıp evin ufak bahçesine çıkıyorum. biraz doğanın sesini dinledikten sonra kulaklığımı takıp nick drake'in northern sky'ını dinlemeye başlıyorum. topraktaki börtü böceği izlerken omzuma bir el dokunuyor. kulaklığı çıkartıp arkama bakıyorum.
buna dair bir temsili resim yok ama şu da hoşuma gitmişti, geçenlerde kesip arkadaşıma göstermiştim:
streamable.comeski rıhtımlar kalmış mıdır bilmiyorum ama belki bir balıkçı kasabası da olabilir. martı seslerine uyanıyorsun. yine az eşyalı böyle bir ev. tabii roller değişiyor. ev sahibi uyuyor, sen ayakkabılarını eline alıp dışarı çıkıyorsun. kahvaltılık bir şeylerle geri dönüyorsun. döndüğünde ev sahibini çayı (ya da limonlu suyu artık ne tüketiyorsan onu) hazırlarken buluyorsun.
ek: ilçe, beşiktaş