O kadar normal bir süreç ki bu, şu an her şey yolunda gitse, her şeyi anlasan, her ortama cıva gibi girip çıksan anormal olurdu.
Öncelikle karar süper bir karar olmuş, konfor alanından çıkmayı göze almak her yiğidin harcı değil. Sadece şu kararı verip uygulamak bile başlı başına başarının ta kendisi.
Verdiğimiz kararların, özellikle radikal olanların, meyvesini elde edene kadar belirli bir zaman geçiyor. Radikal karar alan herkesin düzeni oturana kadar bir her şeyin kötü gitme hikayesi, bir 'Alışamıyorum / ne yapacağım' süresi vardır. Üstelik daha iki hafta olmuş, daha verdiğiniz kararın gerçekleştiğini yeni yeni anlamışsınızdır ve bir 'Ne halt ettim ben' düşüncesi, bir soğuk duş etkisi yeni gelmiştir. Panik normal.
Yalnız, şu anksiyete işi biraz sıkıntılı. Anksiyeteden çalışamıyormuşsunuz. Geçenlerde bir çalışma okudum (geçenlerde dediğim 5 ay oluyor), Alzheimer için en önemli savaşın konfor alanından çıkmak olduğunu söylüyordu ama öyle 'Eve giderken başka yollardan gidin' gibi değil; 'Öyle çok acısın ki, kendinize gelemeyin', 'Ortalıkta dımdızlak kalacak kadar' gibi. Beyni canlı tutmanın en iyi yolunun canını yakacak kadar konfor alanından çıkmak olduğunu söylüyordu. Şimdi, 'E hani beynim çalışacaktı; benimki panikten, üzüntüden, kaygıdan tutuldu' diyorsunuzdur.
Bol bol nefes egzersizi yapın işe gitmeden önce, kasları sıkıp gevşetin falan. Bu ara fiziksel aktiviteyi arttırın. Unutmayın ki maraton koşuyorsunuz; işe yüklenin ama birdenbire her şeyi öğrenmeyi beklemeyin. Kendinizi boğup saçı başı dağıtmayın. Bunaldıkça kendinizi telkin edin, daha sonra sakin sakin, usul usul çalışmaya dönün. Bu yaşadıklarınız çok çok çok normal. Hissettikleriniz çok çok normal. Başarılı olacaksınız bunda da günü gelince. Kötü hissettiğinizde hislerinizi yazın, kağıda dökün. Kendiniz gibi başkaları varsa onlarla konuşun.
0