[]

Servis mağduriyeti sonrası hukuki açmaz ile ilgili tavsiye!

Merhabalar!

Biraz sonra anlatacağım konu ile ilgili daha önce sizlere sorular yöneltmiştim, şu duyurular ile: eksiduyu.ru eksiduyu.ru Lâkin, kazın ayağı bambaşka imiş. Durumun en başından itibaren nasıl geliştiğini, hangi aşamaların nasıl yaşandığını en yalın şekli ile şu cümlelerle anlatayım fakat bir hayli uzun olacak:

2017’nin Şubat ayında, garantisi bitmiş olan dizüstü bilgisayarımı, Toshiba’nın Türkiye distribütörü olan Aktepe Bilişim’e gönderdim. Cihazın arıza tespiti, bir önceki servis olan ve hâlâ sitede güncellenmemiş şekilde görülen TNB Bilgisayar tarafından yapıldığı için, bu aşamayı atladık servisle. Bilgisayarda yapılacak işlemler şöyleydi: Ekran değişimi, menteşe değişimi, batarya değişimi, Ethernet kartı değişimi. Gerekli işlemler yapılınca ödemeyi gerçekleştirip parça temini için beklemeye başladım.

Haziran ayına kadar, “Gümrükte sorun yaşıyoruz. Parçalar gelmiyor.” diye beni oyaladılar. Çok önemli sayılabilecek verilerimin yedeğini aldığım ve idareten kullanabileceğim bir bilgisayar bulduğum için, çok sorun çıkarmadım. Zira bu süre zarfında alakasız birkaç yurt dışı siparişim de gümrüğe takıldığından hak verdiğim oldu açıkçası.

Haziran ayının ikinci haftası, gereken parçaların ulaştığını ve teknisyene haber verildiğini, en kısa sürede onarımın gerçekleştirileceğini söylediler. Ertesi gün cihazım kargoya verildi, bir ya da iki gün sonra da ulaştı. Fakat, bana değil. Kargo, Ankara’da bulunan Alman Uluslararası İşbirliği Teşkilatı isminde bir kuruma ulaştı. Bir gün, hiç tanımadığım bir telefondan aranıyorum ve karşıma çıkan kırık Türkçeli bir adam, “Bilgisayarınız benim elimde.” diyor. Herhangi bir yetkiliye ulaşana dek dakikalarca bekledim ve karşıma çıkan görevli, “A-a evet, bir yanlışlık olmuş.” dedi sadece. Ankara’daki şahsa ulaşacaklarını, cihazı geri isteyeceklerini söylediler fakat hiçbir eylem gerçekleşmedi taraflarından. Söz konusu kişi ile defalarca konuşarak ben tekrar göndermesini sağladım. Bilgisayar, Ankara’yı şöyle bir gezdikten sonra, ikinci kez servise ulaştı.

Ankara’dan dönen bilgisayarı açtığımda harddiski bomboş ve sağlam gönderdiğim kasası da kırılmış bir bilgisayar ile karşılaştım. Kargonun yanında paketi açıp bilgisayarın kırıldığını görmediğim için bu aşamada bir hak talep edemiyorum ne yazık ki. Her neyse, bilgisayar tertemiz bir vaziyette ulaştı bana. Bayağı güzel formatlanmıştı çünkü. Çağrı merkezinde yaklaşık 20 kez, e-posta vasıtasıyla 10 kez, birebir görüştüğüm teknisyenlere de bir 10 kez söylediğim üzere bilgisayara format atılmaması gerektiğini özellikle söylemiştim çünkü. “Servis format atar, yapacak bir şey yok.” diyenlere karşılık servise bunu bilhassa sordum, “Evet, eğer donanımsal bir sorununuz yoksa, format için onayınız gerekiyor. Sizdeki işlemler sonucu neden atıldı, anlamadık.” dediler.

Haziran ayının ilk günlerinde onarım işleri biten cihaz önce Ankara’ya, ardından bana ulaştı ama Temmuz ayına birkaç gün vardı son durumda. Temmuz ayının ilk günlerinde, edindiğim veri kurtarma programları ile koparabildiğim kadar veriyi kurtarmak adına, veri kurtarma işlemlerine giriştim. 1 TB’lık bir harddisk söz konusu olduğu için işlemler bir hayli uzun sürüyordu. Son kullandığım program ile, 30 saate yakın bir işlem yürüttüm ve elektrik kesintisi sebebiyle 2 GB’a yakın bir dosya kurtarımı gerçekleştirdim. Fakat bir sorun vardı, kurtardığım veriler bana ait değildi.

Kurtardığım verilerde, Trabzon’da ikamet eden bir üniversite öğrencisinin tüm bilgileri, pasaport kaydına kadar mevcuttu. Yanlış anlaşılma olmasın, kurcaladığım için görmedim onu. Şahsi bilgilerine ve fotoğraflarına zaten bakmadım, ismine ulaşabileceğim birkaç belgeye göz attım detaylı olarak. Hemen kendisi ile iletişime geçtim. “2016 yılının Eylül ayında, çözülemeyen arızası nedeniyle iade ettiğim bir bilgisayardı ama her şeyin silinmesi koşuluyla iade ettim.” dedi. Bu durum üzerine bir kez daha servis ile telefon vasıtasıyla iletişime geçtim lakin durumu anlamadılar, “Siz en iyisi buraya gelin.” dediler. Söz konusu kullanıcı da, verilerin kendisine ait olduğunu kabul etti.

Ertesi gün, bir dünya yol teperek Küçükçekmece’deki servise gittim. Durumu anlattım, “Zaten formatlanmış harddisk göndereceklerdi. Yapacak bir şey yok.” diye üste çıkmaya çalıştılar ancak içerisinde başkasına ait veriler olduğunu söyleyince geri adım attılar. Benim cihazımdan sorumlu olan teknisyeni bekledim, çünkü koskoca servisin geri kalanında kimse durumu bilmiyor ve teknisyen de yaptığı işlemlerin hiçbirini kayıt altına almamış.

Biraz geriye gidiyorum. Parçaların gecikeceğini öğrendiğimde, ki 20 Nisan 2017 tarihine tekabül ediyor bu, servisten bir teklif geldi tarafıma. Benim harddiskimi başka bir bilgisayara takıp bana gönderebileceklerini, bu sırada benim de mağdur olmayacağımı söylediler. Bahsettiğim gün, saat 16:00 gibi gerçekleşen bu görüşme sırasında otobüsteydim ve durumu tam idrak edemediğimden, “Daha sonra tarif etseniz olur mu? Şu anda ikinci bir cihazı zaten karşılayamam.” şeklinde bir açıklama yaptım kendilerine ama cihazdan sorumlu olan teknisyen, teklifin e-posta ile de iletildiğini ve dilersem oradan yanıt verebileceğimi söyledi. Akşam saatlerinde bu teklifi kabul etmediğimi belirten bir cevabı kendilerine ilettim. Fakat, üç ay sonra öğrendiğim üzere, telefonu kapatmamla beraber işlem gerçekleştirilmiş ve cihazım gönderilmiş. Cihazın gönderildiği yer ayrıca ironik: Alman Uluslararası İşbirliği Teşkilatı isimli kuruma gitmiş harddiskim ve ben bunu, 3 ay sonra, peşine düştüğüm için öğrendim. Üstelik, bu işlemin hiçbir kaydı yok. Böyle bir değişimin yapıldığına dair tek kanıt, elimdeki bilgisayar.

Teknisyene bu durumu sorup onay vermediğim işlemi neden gerçekleştirdiğini sorduğumda ise, “İyilik yapayım dedim. E-postalardan da haberim yok. Bizi ilgilendirmiyor.” yanıtını verdi. Keza, diğer sorgulamalarım ile, Aktepe Bilişim’in hiçbir çağrı merkezi kaydını saklamadığını, e-postaların teknisyenlere veya diğer çalışanlara iletilmediğini, herhangi bir işlem gerçekleştiren teknisyenlerin bunları kimseye rapor etmediğini de öğrendim.

Üzerine gidip peşine düştüğüm için, Nisan ayında bilgim dahilinde olmayan bu işlemler sonucu, harddiskimin Ankara’ya gittiğini öğrendim. Ardından, Ankara’daki kurumun, içerisinde başka kişiye ait bilgiler olduğu için bu cihazı, kendilerinin çalıştığı bir diğer kurum olan Gaziantep’teki Bulut Bilgisayar isimli firmaya gönderdiğini öğrendim. Yani benim, önce serviste sonra Ankara’da diye bildiğim harddiskim, üç ay boyunca Gaziantep’te bekliyormuş. Gaziantep’teki bilgisayar firması ile e-posta vasıtasıyla iletişime geçtim. Ertesi gün, Bulut Bilgisayar’ın sahibi olan Hali Bulut tarafından arandım. Aktepe Bilişim’in Ankara’daki kuruma aylardır yanlış bilgisayarlar gönderdiğini, kendisinin de içerisinde benim bilgilerimin olduğu bilgisayarı Aktepe Bilişim’e gönderdiğini ama kargoyu kabul etmediklerini söyleyerek servisin sorumsuzlukları ile bir dünya bilmediğim meseleyi anlattı. Telefon görüşmemizin yaklaşık yarım saat sonrasında kargoya verdiği bilgisayar ise üç gün sonra elime ulaştı. Yani kendi harddiskim, formatsız ve sapasağlam vaziyette bana ulaşmış oldu en nihayetinde.

An itibariyle, elimdeki bir sürü verinin yanı sıra bütün kargo bilgileri, yazışmalar, yapılan ödeme, servisin cevapları ve kayıtsız olan tüm işlemlerin belgesi niteliğinde ikinci bir bilgisayar mevcut. Bu durumda, bazı sonuçlara ulaşıyorum:

1- Müşterinin onayı olmadan gerçekleştirilen ve teknisyen tarafından hiçbir -şekilde rapor edilmeyen bir işlem söz konusu. Bunun bir denetimi dahi yok.

2- Aktepe Bilişim’in birimleri arasında bir iletişim mevcut değil. Herkes aklına eseni yapıyor ve kimsenin bir durum hakkında bir üst ya da alt merci olan şahsa veya birime haber verme zorunluluğu olmadığı için bir günde, tanık olduğum üzere onlarca Tüketici Hakem Heyeti şikayeti alıyorlar.

3- Bildiğim kadarıyla bir zorunluluk olmasına rağmen, Aktepe Bilişim görüşmeleri kayıt etmiyor. Bu olaydaki yazılı kanıtlar; benim lehime olan e-posta yazışmaları, operatörden temin edebileceğim görüşme dökümleri ve defalarca görmelerine rağmen hiçbir şekilde cevap vermeden yüzüme kapattıkları destek talepleri.

4- Trabzon’da okuyan öğrencinin bilgilerini başka bir kullanıcıya vererek kişisel verilerin korunmasına dair bir ihlal gerçekleştirmelerinin yanı sıra, benim verilerimi de iki farklı şehre göndererek aynı ihlali benim açımdan da gerçekleştirdiler.

5- Kendileri ile iletişime geçmeyen diğer kurum ve kuruluşlara hiçbir şekilde yanıt vermeyip kendilerine göre doğru olanı yapmaya devam ettiler.

6- Farklı bir şehre gönderim bir kez gerçekleştiğinde hata olarak kabul edilebilir ancak defalarca gerçekleştirdikleri bir hata, insana, “Acaba organize bir durum mu söz konusu?” şeklinde fikir veriyor, birden fazla kez tekrarlanan bir hatadan dolayı tek bir özür iletilmedi tarafıma.

7- Bütün bunlarla kendilerine gitmeme ve her şeyi detaylı olarak ifade etmeme rağmen Şubat ayından beri yalan beyanları ortada, kasıtlı olarak bir bilgi çarpıtması söz konusu.

Bütün bu olan biten sonrası, aylardır çektiğim maddi ve manevi kaybın akabinde, Tüketici Hakem Heyeti mi hâlâ başvurmam gereken mecra? Yoksa işin farklı bir alana taşınabilme ihtimali mevcut mudur? Şu yazdıklarım hariç bir şey yok olayda, yani farklı gözlerden de teyit aldığım ve Aktepe Bilişim'in onayladığı son durum bu; sizce benim hatalı olduğum kısım ya da kısımlar, var ise neresi?

 
Hepsini okudum oha. Kesinlikle peşini birakma. Delil topla, tekrar telefon görüşmeniz olursa ses kaydi al. Legal mi bilmiyorum ama olsun. Bir avukata da danis derim. En kotu hakem heyeti yonlendirir belki


  • veritaslibertas  (24.07.17 20:33:18) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.