[]

Ruhsal-psikiyatrik sorunu olanlara bakış açınız nedir?

Stigma denen bir olay var, işaretleme- damga anlamına geliyor. ABD de bunun araştırmaları yapılmış ve Ruhsal-psikiyatrik rahatsızlığa sahip olan insanların dehumanize (insanlıktan uzaklastırma) edildiği görülmüş, sosyal denege unsurlarını kaybeden bu insanlar içinse bu olay oldukça yıkıcı olmuş-oluyor.

Türkiye'de de aynı sekilde ruhsal-psikiyatrik rahatsızlıklara sahip insanlar oldukça fazla küçümseniyor- istediği kadar eğitim gormus olsun adı ''deli doktor'' a vs çıkıyor (birinci elden tanıklık edilmiş hikayedir)

Sizin Ruhsal-psikiyatrik rahatsızlığa sahip insanlara bakış açınız nedir?

 
tek cümleden fazla kullanmıyorsunuz sanırım, çöp yorum yapacağınıza hiç yazmasanız daha fazla enerji saklayabilirsiniz.


  • binder dandet  (22.06.17 20:06:30) 
onlar da insan.
bu konuda yazılacak anlatılacak çok şey var da bu ülkede özellikle değmez açıklamaya.
cevaplara göre çemkireceğim insanlara.
  • passion rules the game  (22.06.17 20:08:02) 
Delilik ve psikiyatri üstüne, çalışma alanım sebebiyle, araştırma yapma ve literatür tarama fırsatım az çok oldu. İki konuda ilgimi çekiyorlar. Birincisi rasyonel ve çıkarları doğrultusunda karar veren modern özneyi meşrulaştırmak için 'ikinci sınıf' insan (öteki) statüsüne düşürülüyorlar. İkincisi patolojikleştirme üzerinden bireyin özneleştirilmesi, denetimi ve disiplini için kullanılan mekanizmaların deneği haline getiriliyorlar. Bu sebeplerden dolayı, bu kişilere bakış açım, görece daha olumlu.


  • protector  (22.06.17 20:08:07 ~ 20:09:09) 
Hasta olduğunu bilen insana canım feda. Bir köşede sessiz sakin takılsın, kimseye sataşmasın, ağzımı açıp "deli la bu" demem. Ama nerede millete saran, sorunlu olduğunu kabul etmeyen manyaklar var, onların toplumdan uzaklaştırılmasını doğru buluyorum. Hele ki Amerika gibi bir ülkede bu çok normal çünkü insanlar sapıtmaya meyilli. Ben mesela hayatımda hiç psikoloğa gitmedim. Antidepresan kullanmadım. Ciddi durumlarda akıl hastalığı olup da ilaç kullanan her insana saygı duyarım ama ota boka antidepresan kullanıp 50 tane ilacın ismini ezbere bilecek kadar ilaç kullanmış insanlar gözümde direkt düşüyor. Aklımda zayıf olarak kalıyorlar.


  • dissendium  (22.06.17 20:11:04) 
başlarına gelen herhangi bir hastalıktan farksız. talihsiz kimseler işte.


  • shotgunwoman  (22.06.17 20:14:32) 
daha kompleks olduklarını kabul etmekle birlikte sıradan bir vatandaş olarak ruhsal sorunların da fiziksel hastalıklardan farksız olduğunu düşünüyorum, dolayısıyla ciddi bir problemi olmadığı müddetçe hastaymış değilmiş, ilaç kullanıyormuş kullanmıyormuş vs. hiç ayırmam, sonuçta bacağı kırılan birine "geçmiş olsun" diyoruz, "yürüyemiyo da kodumun kertenkelesi" değil. üstelik psikolojik rahatsızlıklarda sınırlar o kadar belirgin değil. fazlasıyla sıradan ve normal görünen biri hasta olabilirken, "deli lan bu" dediğimiz birisi ruhsal olarak son derece sağlıklı olabiliyor. bu açıdan, ruhsal sağlığı olsun veya olmasın, insanları "hasta" veya "sağlıklı" olarak değerlendirmek doğru değil bence. hadi antidepresan kullanan arkadaşımız hasta olsun. biz kendimiz ne kadar sağlıklıyız peki? bizim antidepresan kullanmamamız gerektiğini, bu şekilde iyi olduğumuzu kim söylüyor? yanlış anlaşılmasın, "hepimiz hastayız abi aslında" ergenliği yapıyor değilim. sadece, demek istediğim, mental hastalıklarda fizikseldekilerdeki kadar keskin ve belirli ayrımlar yok. o yüzden ağır bir problem olmadığı ve kişi hastalığının bilincinde olup da bununla mücadele ettiği müddetçe ben hiçbir şekilde olumsuz değerlendirmem.


  • der meister  (22.06.17 20:23:28 ~ 20:45:27) 
bir de bu hastalıkları ciddiye almayan, küçümseyen yaklaşımlar var.
"çok abartıyorsun herkes böyle şeyler yaşıyor" ya da "ben de depresyona girdim geçen ay şimdi iyiyim çok düşünme geçer" gibi.

  • hesabım silindi kırgınım modlar  (22.06.17 20:29:27) 
açıkçası psikiyatrik bir sorunu olup bunun üzerine tedavi gören ya da ilaç kullanan herkese bakış açım, diğer insanlara olandan daha pozitif olabilir.

çünkü bu ülkede yaşayan insanların çok büyük bir kısmında, (henüz tanısı konmamış olsa da) halihazırda psikolojik rahatsızlığı bulunduğuna inanıyorum.

bunu fark edip kendisini olumlu bir yola sokmuş insanlara ise sırf bu sebeple daha çok saygı duyuyorum.

bunu yapmayan gidip bir çorba yüzünden adam vuruyor, ya da çoluk çocuğa musallat oluyor da ne oluyor? deli değil de katil ya da sapık diye anıyoruz kendilerini. ya da en hafif ihtimalde ise psikolojisi bozuk olup arkadaşlarına, ailesine çektiriyor; geçimsiz, huysuz diyip geçiyoruz. neden? çünkü henüz tanısı konmamış.

hepimiz deliyiz, ya da olabiliriz. bunu kabul edip hayatını ona göre idame ettirmeye çalışan ise candır bana göre.
  • treamorg  (22.06.17 20:37:50) 
Burada mı yoksa Sözlük'te mi okumuştum geçen gün bilmiyorum. 'İstanbulluların üçte biri acilen hastaneye kapatmalık, üçte biri ilaçla tedavilik, kalan üçte biri de uzun süreli terapiden sonra ancak travmalarını atlatır' diyordu. O yüzden, açıkçası nevrotik olanlara 'Normaaal, herhalde bozuk olacak. Kimin ruhu doğru ki' gözüyle bakıyorum. Hatta, doktora gidecek kadar bilinçli oldukları için ve çaba harcadıkları için de takdir ediyorum. Bunu kınayanları kınıyorum. Kınana kınana hem toplumsal hem bireysel travmalara karşı yardım almayarak manyağa bağladık; dışarıda yüzü gülen insan kalmadı, herkes canavar gibi davranıyor. Nevrotik davranmak delirmek ya da anormal olmak anlamına gelmiyor, stres kaynağı karşısında her insanın gireceği hal bu.

Psikozlara gelince, birkaçını bir anda içeren bir insanın yıllardır yakınıyım. Minör durumda olanları yukarıdaki gibi değerlendiriyorum ama majör olanlarının çok ama çok zor olduğunu biliyorum. Bazen kişinin kendisine de zor, bazen sadece bakana çok zor. Asla çekinmek veya konuşmamak gibi bir durumum olmadı ve olamaz da, o koşullarda birini gördüğümde zorluğunu ve yükünü hissediyorum hemen. Karşıdakinin nasıl yıprandığını düşünebiliyorum sadece.

Amerikalıların bizim gibi stres kaynakları yok çok fazla. İş en büyük stres kaynağı ama iş dışında da streslenecek çok bir şeyleri yok. Bu yüzden psikoloji bozacak çok büyük bir etmen de yok. 11 Eylül travması halen her yerde. Bizim gibi yılda 10 bomba patlamıyor. Trafikte zaman geçirmiyorlar. Kibar kibar davranıyorlar. E haliyle, ortada çok anksiyete yaratıcı şey de yok sıradan vatandaş için. Ama örneğin, bir göçmenin işi için kendini ispatlaması gerekiyor, bir zencinin bir beyaz polis karşısında kendini kollaması gerekiyor, bir Latinin herhangi bir yere girdiğinde alacağı tepkilere hazırlıklı olması gerekiyor. Azınlıklar için anksiyete kaynağı görece daha fazla ama sıradan vatandaş daha rahat.

Bir de Amerikalılar çok korkak. Büyük şehirlerden ve eğitimli insanlardan çok söz etmiyorum ama senin, benim gibi halk her şeyden ürküyor. Hatta bununla ilgili çekilmiş bir belgesel de var. Adını unuttum ama 'Kanadalılar neden cesur, Amerikalılar neden korkak' diye. New York ve bir iki büyük şehir dışında marjinalin m'sine dayanamayan, başkanlarını veya senatörlerini 'Aile hayatı var, mutlu ailesi var' diye seçen insanlar. Geçen sene en büyük korkuları palyaço görmekti. Çünkü geçen yaz kampüslerden birinde palyaço kılığındaki bir kişi kampüste iki kıza saldırmış. Ondan beri kışın bir kısmını 'Palyaço göreceğiz' diye geçirdiler. Troller de insanları korkutmak için palyaço kılığına girip milleti korkuttu. Mesleği palyaçoluk olan birinin arabasını parçaladılar, yolda saldırdılar. Kuzenimin kızı Amerika'da doğdu ve gece evinin kapısının önüne çöp atmaya korkuyordu 'Palyaço saldırırsa' diye. Geçen gün bir şey öğrendim, eğer evde biri intihar etmişse evin fiyatı bayağı düşüyor, çünkü hayaletinin evde olduğuna inanıyorlar ve ev zor satılıyor. O eve gelen insana da anında 'garip bir insan' damgasını yapıştırmaya meyilliler. Aynı şekilde, eski mahkumlardan ve psikoloji rahatsızlığı çekenlerden de rahatsız oluyorlar. Bunun yanında, bir de zaten bireyselliğin had safhada ve çoğu kişinin izole yaşadığı bir memleket. Normal olmayan her şey korkutuyor, aşağılanıyor. Dediğim gibi NY ve büyük şehirler dışında. Zaten dehümanizasyon için bahane arıyorlar, ruh hastalıkları da onlardan biri. En ufak şeyde dehümanizasyon standart zaten. Kahve içmeyince bile minik çapta 'Nasıl yani, sen insan olamazsın o zaman' tribine giren insanların ruh hastalığına tahammül etmesini bekleyemiyorum.
  • aychovsky  (22.06.17 20:55:36 ~ 21:05:48) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.