[]

Dilenciye yemek almak

Ya az evvel büfenin önünden geçerken vaziyeti iyi görünmeyen yani evsiz gibi bi adam bitane hamburger alsana abi bana dedi. Anlamadım efendim dedim. Bişey istedigini anladım elbette, hiç düşünmedim alıp almama konusunda reddedecegim kesin ama adamı dinlemeden "yok abi allah versin" modunda gecip gitmek de ukalaca geliyo. Adamın kaale alinmak gibi bi derdi olmasa bile işte öyle davranmak istemedim. Bazi zamanlar cok fazla böyle insana denk geldigimde biraz duygusuzlasip düşünmeden reddediyorum ama sonra bi düşündüm de bi hamburger aliversem bişey kaybetmezdim. "Koca adam çalışsın dilenmesin" düşüncesini doğru bulmuyorum zira. En azindan bu bi genelleme olmamali.

Siz napiyosunuz yemek alir misin dediklerinde?


 
Dilenen kimseye çöp dahi almam. Çalışan kağıt toplayan çöp karıştıran çok kişiye yemek yedirdim, para asla vermem çocuksa gider çikolata alırım şeker alırım renkli renki açsa yemek yedirdim.

2 çocuğunu arabaya koyup kağıt toplayan bir ablamız var yokuş yukarı arabasını görürsem iterim 2 tane oğlu var bir gün dilendiğini görmedim. Işıklarda çorapsız bekleyen adama çorap aldım verdim baktım ertesi gün yine çorapsız geziyor bir daha beş kuruş harcamam ona. Öyle işte.
  • gozu acik sevisen yahudi  (09.05.17 01:24:53) 
i have a story
günün birinde börekçide kahvaltı ederken bir çocuk gelip abi açım bir çorba parası verir misin dediğinde gel abim otur börek ye demiş bulundum.Sonra çocuk abi kardeşlerim de aç diyince al burdan börek onlara götür dedim. Geçmiş gün tam hatırlamıyorum ama çocuk 40-50 liralık börek aldı gitti.Ben kahvaltımı bitirip okula yöneldiğim zaman aynı çocuk yolda benden 1 dal sigara istedi..

bu da böyle bir anımdır. O gün bugündür kimseye bi bok almam.
  • eksimeksi  (09.05.17 01:25:02) 
"ölen dilencinin banka hesabından milyon lira çıktı", "gündüz dileniyor, gece mercedese biniyor; gizli kamera görüntüleri" tarzı haberleri yıllardır görüyordum ancak he deyip geçiyordum.

sonra,

bir tanıdığım ankara'da yoksul denebilecek bir semtte kentsel dönüşum çerçevesinde yapılan konutlardan bir ev aldı. evin balkonu gecekondulara bakıyordu. balkonda otururken o taraflari izledim. akşam üzeri evin çocukları olduğunu tahmin ettiğim bebeler geldiler. büyük bir sini vardı bahçede. üstüne topladıkları paraları yıgdılar hep bir yandan. kagıt ve demir paralardi ancak kagit paralari sonradan tumleterek elde ettiklerini dusunuyorum. neyse, sonra hemen paralar bir araya getirildi, baba paralari cebe koydu(bir deste para bu arada), bir miktar parayi cocuklara verdi. cocuklar gidip et kola falan alip geldi. mangal yaptilar. arkadasa soyledim. mangal yapiyolar la dedim. sasirdim cunku. para ritueli hep boyle, mangal falan da cogu gun boyle dedi. o gunde beri dilencilere bi sikim almiyorum. vermiyorum da. cunku o sana aldirdigi bir ogun yemek ile sadece kendi kazancindan arttiriyor. sen almasan sonunda acikip kendisi cebinden alacak.
  • rucka boji  (09.05.17 01:28:20) 
bana bi defa avm'de çok kötü halde olduğu belli olan kadının biri gelip:

"evladım çocuklarım çok aç nolursun yardım et" dedi bende abla nakit yok dedim, "para istemiyorum bari yiyecek bişeyler al" deyince dayanamadım kalktım napsam diye hemen önünde oturduğumuz pizzacıyı gösterip pizza almamı istedi. mecbur alacaktım,neyse orta boy pizza siparişi verdim, kadın hayır hayır deyip kendisi büyük boy olanı istedi ve garsona söyledi ardından da büyük kolayı da yanına kaynak yaptırdı aldı gitti amk. ben kendime 22 tl'lik masraf yapmıştım kadına 36 tl'lik yemek almıştım.

velhasıl çoğu sahtekar olabiliyor çok ısrar etmese geç git.
  • prens zuko  (09.05.17 01:30:00) 
hic sallamıyorum. hangi birine yetişcez. sokaklar dilenci asalaklarla dolu. ihtiyacı olan iş bulsun bulamıyorsa belediye, valilige basvursun amk. boku cikti istanbulun. siz bunlara verilen her lira memleketin gelecegine vurulan bir baltadir.


  • mayeskuel  (09.05.17 01:42:19 ~ 01:43:39) 
Aç insana tabiki yemek alırım da aç insan ne bulursa onu yer ve şükreder. Hamburger, pizza nedir? "Kahven nasıl olsun?" diye sorup yürümek gerekir. Acıyacak bir durum yok.


  • mikro patlama  (09.05.17 02:09:46) 
Hayir, almiyorum.
Gecen gun kadikoyde otururken masamiza geldi bi tane bebekli. "Para istemiyorum, bebegimin mamasi bitti" dedi.

Bizim arkadas o an bosta bulunup "ne istiyosun, hangi mamaysa alicam" dedi. Kadin "bebelac 1 numara" dedi, arkadas da Gitti migrosa, 2 kutu aldi. Arada 5-10 dk var yok yani.

Kac saat daha oturduk (raki masasi) kadin gelmedi. Arkadas da 2 kutu bebelacla kaldi oyle.
  • kuehles blondes  (09.05.17 02:15:47) 
geçen gün okulun orada akbil doldururken 8-9 yaşlarında bir çocuk akbil büfesine dayanmış herkese "abla açım" "abi açım" diyordu önce "yok kardeşim" diyip uzaklaştım sonra çantamda pastaneden aldığım tahinli çörek, kurabiye falan olduğunu hatırladım geri döndüm koşarak, "aç mısın cidden bak çantamda kurabiye var vereyim mi sana?" dedim o da yarım ağız "yk abl dğlm aç" dedi. hani evet güven sarsıcı oluyor cidden, öğrenci olduğum için burada yazılanlar gibi kimseye pizza falan alamam zaten ama böyle şeyleri yaşamama/görmeme/okumama rağmen o an "açım" diyene yemek verebilecek ya da yemeğimi paylaşabilecek durumdaysam hayır diyemem sanırım.

hatta bir keresinde taksimde bir adam "abla açım 2 lira ver" falan dedi 100 metre önümüzdeki teyzeye, kadın da verdi adam valla kadın gidince büfeye girip döner aldı. bu tarz şeyler de oluyor, kimin doğru kimin yalan olduğunu bilemiyorsun.

ben tüm bu dilenen insanlar, aç ve açıkta olanlar benim suçum olmasa da hatta çoğu numaradan dilense bile önlerinden geçerken sahip olduğum şeyler için (çok bir şeyim yok da yani yeni ayakkabı aldıysam ondan, elimdeki telefondan, cüzdanımdaki 10 liradan vs.) utanıyorum, sanki ben çok iyi bir hayat yaşarken onlar o şekilde sürünüyor ve bunun sorumlusu da benmişim gibi hissediyorum.

sanırım malım biraz tşk.
  • dedi ayca  (09.05.17 02:29:13) 
Bişey satıyorsa alınır. Bir kalem, selpak dahi olsa bişey satan birinden alışveriş yap. Hatta 1 lira istiyorsa 2 lira ver.

Para isteyene verme yemek isteyene alma. Sen belki evinde pırasa yiyorsun o senden döner ekmek, pizza istiyor.. yani suistimal olabilir. Para isteyenin suratına bile bakmadan uzaklaş zaten.
  • empedokles  (09.05.17 02:56:17) 
dedi ayca'nın yazdıklarını okuyunca 'Aaa, ben mi yazdım dedim'. Sonra nick'in gördüm, 'Ya ben şaka yapıyordum, hakkaten ben yazmışım galiba' dedim. :)

Çok fena utanıyorum olan malımdan. Öyle çok malım da yok ama işte, yolda yürürken telefonum, cebimde öyle çok sayılmayacak bir param var. Fakir durumda birini gördüğümde kendimden utanıyorum, çok suçlu hissediyorum. Ki hissetmekten öte, suçlu olduğumu da düşünüyorum. Gidip özer dileyesim gelmiyor ama içimden geçmiyor değil.

Yemek isteyen biri olduğunda elimden geliyorsa yardım etmeye çalışırım ama 'Ben tokum, para ver'e çevirirse 'Ben de kredi kartıyla alacaktım, param yok ki'ye yatarım. Ki yanımda nakit taşımadım uzun süre çalınır diye, bir açıdan çok da yalan değil. Para isteyenlerle ilgili şöyle bir durum yaşadım. 5 yıl önce, üstümde çok borç olan bir dönem aysonuna iki gün kala parasız kalmıştım. İşten çıkışta da servisi kaçırmıştım, cebimde de eve gidecek para yoktu. Kasım ya da Aralık'tı sanırım. Bir arkadaşımı aradım, ondan borç alacaktım 20 TL ama arkadaş Okmeydanı tarafında. Ben de Beşiktaş merkezdeydim. Yol param yoktu, başladım yürümeye. Mecidiyeköy'ün arkalarında bir yerdeydim sanırım. Ağlasam ağlayacak durumdayım, kafamda sürekli 'Nasıl bu hale geldim' diye sorular dönüyor. O sırada bir dilenci çıktı, adam 'Kızım, Allah rızası için' derken sinirle adama 'Cebimde yol param olsa kaç saat yürümez, otobüse binerdim' demişim. Adam az sonra beni durdurdu. 'Kızım, al bu 10 TL'yi, yol parası yaparsın kendine' dedi. Ben gayet saf saf 'Yok amca, sana da lazım' falan diyorum. Adam ısrar etti, 'Kızım, gecenin bu saatinde dışarılarda yürüme tek başına. Bir daha karşılaştığımızda verirsin' demişti de, 'Yok amca, ben arkadaşa yaklaştım, ondan borç alacağım' deyince bırakmıştı. Bayağı şaşırmıştım.

Bir kere de geçen seneydi sanırım. Bir yerde yemek yemiştim, bir de kurabiye verdiler kocaman. Ben yemeyecektim, 'Bir arkadaşa veririm, dursun' diye çantaya attım. Yolda dilenen bir kız vardı. Kızı çağırıp kurabiyeyi verince çok sevinmişti. Bir o denk geldi, bir de iş yerinin yakınlarında aşırı kültürlü evsiz bir adam vardı. Meğer İstanbul Üniversitesi İktisat mezunuymuş, bir şekilde evsiz kalmış. 50'li, 60'lı yaşlardaydı; tam da anlayamadım o zaman. Adam zaten haber spikeri gibi aşırı düzgün bir artikülasyonla konuşuyordu. Giysilerinin de zamanında çok iyi ve marka olduğu belliydi ama pislenmişti delicesine. O yol kenarında bizim üniversiteye baka baka ağlıyordu, ben adama gitmiştim. Adamla 2 saate yakın lafladık sanırım. Hikayesini anlatmıştı bana. Önce eşini, eşinden sonra aklını kaybetmiş. Zaten bir noktadan sonra adamla birlikte ağladık. Yalandan insan hıçkıra hıçkıra ağlayabilir mi, bilmiyorum. Belki bir kısmını yaşamadı, attı; belki bana anlattıklarını yaşamadı ama adamın bir şeyler yaşadığı belliydi. Belki de adamın evi vardır ama o aklı kaybetme sonrası kendini dışarı vurmuştur, belki kendi hayal dünyasındadır. Adama sandviç ve ayran almıştım, hatta ayranı birlikte içtik. Bir de 20 TL vermiştim. Ara ara gelmesini söylemiştim ama bir daha görmedim. O adama ne oldu diye çok merak ediyorum. Hatırlayınca gözlerim doluyor, daha da utanıyorum.

Düşünüyorum da, beni iyi kaçırmadılar, öldürmediler bu zamana kadar. Çok fena içim eziliyor öyle birini görünce. Deli gibi suçlu hissediyorum.
  • aychovsky  (09.05.17 03:29:39 ~ 03:46:29) 
genelde görmezden gelirim ama bir keresinde sabahın 7'sinde evden çıktığım sıralar mesaiye kaldığım bir gün, akşam 10'da falan işten çıkmışım servis bi yere kadar bıraktı minibüsle eve gideceğim.

gençten bir çocuk benden para istiyor. ulan çocuk benden sağlam. gir bir yere çalış değil mi?
ben bu saatte işten geliyorum biliyor musun? dedim. bir şey diyemedi haklı olarak.

e bi zahmet çalışın be abi. o kadar emekçinin suçu nedir? sağlıklı bir insana bir kuruş verirsem adam değilim. yemeğimi paylaşırım orası ayrı.
  • bohr atom modeli  (09.05.17 08:22:24) 
Yemek alma pozisyonuna hiç düşmedim, eskiden bi ara çantama çikolata bisküvi doldurur dilenen çocuklara dağıtırdım, sonra çocuklara zehir dağıttığımı farkedince vazgeçtim. Meyveli olanını lojistik olarak çözemediydim, şimdi de eskisi gibi denk gelmiyorum yoğunluktan.

Para vermem, verdirmem. Fakat geçen gece, sabaha karşı acayip bişey oldu. Taksim meydanının ortasında son derece şık giyimli ve elinde onlarca alışveriş poşeti olan bi amca beni durdurdu. Yarı İngilizce yarı Türkçe, cüzdanımı çaldırdım, ben aslında gs lisesinde hocayım, bak bu da kartım, bi 20 Tl verebilir misin evime gideyim dedi. Benim gözler 8 baktığından kartla ilgilenmeyip 20 Tl uzattım. Adam birden doğrulup, bi 20 daha versene vermişken dedi. İşte eyle :/
  • manuel mandalina  (09.05.17 09:16:08) 
bir keresinde @aychovsky'nin anlattığına benzer tarzda bir adamla karşılaştık. ama bunun hikayesi daha bomba; eski yeşilçam oyuncusuymuş, başka bir ünlü "jön" kollarında ölmüş, cüneyt arkın düşündüğüm yaşta değilmiş, sektörün en kötü adamıymış. :D

bunu derken köpeklerin hep yattığı bir duvarın orda oturuyor, bira şişeleri var etrafta, bir şeyler de yemiş. köpeklere diyor ki "bunlar benim en iyi dostlarım" ama önlerine bir kuru ekmek bile atmamış.

sonra anlattı anlattı, dedim delidir ama iyi delidir heralde henüz bir şey istemedi, dinliyorum ayıp olmasın diye derken silivri'deki kızının doğum günü için pasta istedi. o sıra içerenköy'deyiz bak, yazın ortası :D

"o pasta oraya kadar ne hale gelir" dedim. "o benim sorunum" diye bağırmaya başladı. lanet olsun ki hiç yanılmıyorum, anlaşıldı diyip yoluma devam edeceğim hala bağırıyor "iki saattir dinlemesini biliyorsun ama!" diye. :D

genelde hiç bulaşmam böyle tiplere ama bazen insanın basireti bağlanıyor, o inanma isteği var ya çok kötü bir şey. her seferinde haklı çıktığım için bu tiplere istemeyerek kötü davranıyorum, yok sayıyorum. zaten asla para vermem ama kırk yılda bir falan yiyecek alırım.
  • piremses  (09.05.17 09:24:40) 
Beyoğlunda serin bir bahar sabahıydı. Saat günün erken saatleri, 7 buçuk civarı. Elin gavurunun walk of shame diye tabir ettiği durumun tam ortasındayım. Ellerim ceplerimde dalgın dalgın yürürken sokağa iki seksen uzanmış, hafifçe doğrulup başını eline dayamış etrafı izleyen bir adam gördüm. Üzerindeki parçalanmış kıyafetleri, kir pas içerisinde, başında yeşil keçeden bir fötr şapka. Ama adamın öyle bir ışığı var ki, insan ister istemez ondaki bu kayıtsızlığa, dünya sikime minaresi götüme tavrına özeniyor. Önünde cam bardakta da bir duble rakı. Beni gördü, yüzünde kocama bir gülümseme ile fötr şapkasını başından hafifçe kaldırıp tam bir istanbul beyzadesi edasıyla "Günaydın beyefendi" dedi. Sonra rakısından küçük bir yudum alıp etrafı izlemeye koyuldu. Bunu o kadar doğal bir tavırla yaptı ki, sanki yerlerde sürünen bir ayyaş değil de, tahtına uzanmış üzüm yerken halkını seyreden bir roma imparatoru. İlerideki börekçiden börek aldım, yanına gidip "Beyfendi buyrun. Bunu yan masadan gönderdiler" dedim sırıtarak. Adam "Ah ne kibarlık, ne incelik. Selamımı söyleyin" dedi yerinden bile doğrulmadan.

İşte tanımadığım birine ilk ve tek yemek alma maceram.
  • sarap dumani  (09.05.17 09:45:27) 
Asla almıyorum. Kardeşim üzülmüş almış bir kere. Tam markete girerken dilenci kadın tutmuş tamam bir şeyler alayım demiş kardeşim de. Sucuk salam peynir donmuş gıda falan almış kadın da bu kadar mı aldın ala ala demiş ya. Bu arada kardeşim markete giderken beslediği sokak köpekleri kapıda bekler. Kardeşim de madem öyle diyip parçalayıp köpeklere vermiş kadın da kaçmış sonra.


  • jazzabel  (09.05.17 10:10:51) 
Dilenen adama-çocuğa hiçbir zaman para vermiyorum. Bir gün yemek yerken bir çocuk geldi para istedi, vermedim ama vicdan azabı oldu; ben yemek yerken çocuk aç mıdır diye. Çocuğa aç mısın deyince bir yemek de ona aldım. Yolda karşılaştık tatlı tatlı gülümsedi, içim eridi. Onun dışında çocuk dilenci olursa şeker vs veririm ama para hiç olmaz.

Orta yaşlarda, gençlerde dilenci görünce ama bırak üzülmeyi daha sinirleniyorum.

Şöyle bir durum da var. Yakın zamanda yolda 18-19 yaşlarında bir erkek ağlıyor, durdum ne oldu diye eğildim. Açım abla dedi. Sİmit poğaça vs aldım yan taraftan verdim çocuğa. İki gün sonra aynı yerde aynı çocuk aynı pozisyonda yine ağlıyordu. Buna da elimi kıpırdatmam bir daha mesela.
  • uzunuzunilgi  (09.05.17 10:13:41) 
ben de bir anımı paylaşayım.

arabadan indiğimde ufak bir çocuk yaklaştı yanıma, "abi bana şuradan tavuk döner alır mısın" dedi. "tamam" dedim, alırken "abi ikiye bölseler olur mu" dedi, "niye ikiye böldürüyorsun" diye sordum, "yarısını kardeşime götürücem" dedi. "iki tane alayım böldürmeden götür kardeşine" dedim, "yok abi bu bize yeter zaten" dedi. tavuk döneri ikiye böldürdüm, verirken de 20 lira para vermek istedim ama almadı.

yani evet, art niyetli ve insanların duygularını suistimal etmeye çalışan insanlar çok çok fazla ama hepsi de böyle değil.
  • arma aski  (09.05.17 10:18:00) 
asla para vermem, para isteyenden tiksinirim.
açım diyenin o anda dokunursa, bir öğün yemek ısmarlarım. ısmarladığım oldu.
tavuk dürüm döner, kola aldım. fazlasını da almam.
çocuklardan bir şeyler satın alabilirim.
  • filteria  (09.05.17 10:30:07) 
belki 7-8 yıl önce caddebostan sahilde adı ertan olan bir sokak çocuğu ile tanışmıştık. yaşı belki 13-14 olabilir. kız arkadaşımla çimlerde otururken iki kişi bir de köpekleri yanımıza geldiler. konu nerden nasıl ilerledi hatırlamıyorum ama konuşmaya başladık. ailesinin aslında anadoluda bir şehirde varlıklı olduğunu ama babasının bir suçtan hapse girince üvey annesi ile amcasının onu istemediğini ve dayaktan ölmemek adına kaçtığını anlatmıştı.

arabalara ve hayvanlara çok meraklıydı yanındaki arkadaşı ise inanılmaz sessizdi. dilenci değil de sokak çocuğuydular işte. ertan kendinden çok köpeğe önem veriyordu. mesela hiç çöp yedirmiyormuş verilen paralarla köpek maması alıyormuş. hatta hangi mama migrosta ne kadar çok iyi biliyordu. bir iki defa para vermeyi denedim genelde kabul etmedi zorla verince de sonra ödeyeceğini söyleyerek aldı.

bu tip insanların iki sosyal yüzü var. birincisi tanımadığı yabancı insanlara karşı olan umursamaz tavrı ikinci yüzü ise onu bir insan yerine koyan ve tanıdığı kişilere karşı olan tavrı. bir iki defa da yemek aldım gene aynı utangaçlıkla aldı benden yemekleri. bu kadar zaman geçmiş ama bir sözü aklımdan çıkmıyor. günlerdir cips dışında bir şey yemedim demişti. yaz ayı herkes caddebostan sahilde cips, kola ve bira yapıyor. ortamdak en bol besin ise cips. o yaz defalarca gördüm ve hep konuştuk. bana anlattıklarının hiç biri yalan gibi gelmedi ki bu konuda çok şüpheci bir insanım.
en son bir internet kafede kalıp temizlik falan yapıyordu. dizilerden, arabalardan, internetden bahsediyordu sürekli yani böyle bir hayat istemediği ve zengin bir iç dünyası olduğu belliydi. en çok polislerden ve sürekli dayak yemekten. her hırsızlıkta her olası suçta bunları toplayıp götürmelerinden şikayetçiydi. abi biz hırsız değiliz bize verilmeyen hiç bir şey almayız diyordu sürekli.

sonraki yazlarda bakındım ama göremedim belki başına bir iş geldi belki de bir şans ile kurtuldu oradan bilemiyorum. ama artık sokakta yaşayan insanlara dilenciliği yüz metreden belli değil ise önyargı ile bakmıyorum.
  • orpheus  (09.05.17 13:28:54) 
Dilencilere para da vermem, yemek de almam. Yardım edenleri de uyarırım. Herkes 3 çocuk yapsın, devlet bakar diyenler umursamıyor, ben mi umursayacağım :)


  • iwasbornonamountainside  (09.05.17 13:40:20 ~ 13:40:32) 
bi de aklıma şu geldi. adana kozan'a proje çalışmaya gittik. biz öğrenci projesi çiziyoruz ama kentsel dönüşüm söylentisi çıkmış, halk bize düşman. bana düşen mahallede şopar kaynıyo, bi tarafımızı kesicekler diye yusuf yusuf dolaşıyoruz. bi tane ufaklık bayaa ilgili, takıldı peşimize sokak sokak takip ediyo, sorular soruyo, cin gibi. biz de mola verdiğimizde muhabbet ettik bununla. okulda sevdiği kız varmış (ilkokul 2), buna çayırda randevu vermiş, buluşucaklarmış, çok heyecanlıymış falan. fakat afedersiniz kıçında bi don var, ayaklar falan çıplak. dedim ayağına bi terlik giy bari :P bu da dedi ki, abimle kavgalıyız, ayakkabısını verecekti buluşmada giyeyim diye, maçı varmış. dedim gel sana ayakkabı alalım. tamam dedi, beğendiğim bi ayakkabı vardı, onu al bari. bu tuttu beni, hiç abartısız yarım saat yürüttü çarşının öbür ucuna, yarım saat de dönüş.. benim de vaktim kısıtlı, akşam oluyor. dükkana girdik, rafını bile biliyo, nokta atışı buldu ayakkabıyı. bi de terlik aldık. kız beni beğenecek diye uça uça gittiydi :) keşke hep böyle denk gelse, seve seve alıp helal etsen, lakin ki büyük şehirde pek öyle olmuyo..


  • manuel mandalina  (09.05.17 14:59:20) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.