bir de, soğan kediyi zehirler, onu da ekleyeyim dedim.
"soğansız yapsanız daha iyi" değil, soğansız yapmak zorundasınız zaten.
yani, mesele yememesi değil.
yer.
benimkilerden biri zeytin çok seviyor ve yiyor.
biri süt çok seviyor ve içiyor.
diğeri zeytinyağlı fasulye suyuna bandırılmış ekmek yiyor.
yiyor ve içiyor derken, kırk yılda bir, ben yerken/içerken sulandıklarında veriyorum anlamına geliyor.
yoksa zeytin, içindeki tuzdan dolayı zararlı, süt ishal yapar ve kedi için ekmek besleyici değil.
gerçi kimse için besleyici değil.
mesela cips severdi ölmüş kedilerimden biri, katır kutur yerdi.
ben de fast food ve sakatat çok seviyorum, biri verse her gün yerim.
yani "yiyor ve çok zevk alıyor" olması onun için yararlı olduğu ya da rahatlıkla yiyebileceği anlamına gelmez.
o yüzden, bence çok abartmayın.
haftada 2-3 kez kuru mamayla takviye etmek abartmak sınıfına girer.
siz yerken iki lokma verirsiniz.
zaten etçil olan kedileri kuru mamayla beslediğimiz için idrar yolunda kristal, böbrek yetmezliği gibi sorunlar yaşıyor ev kedilerinin yüzde 90'ı.
metabolizmalarını ve sindirim sistemlerini daha da baskılamaya gerek yok.
şu anda sağlıklı olması değil mesele.
ileride, şu andan itibaren yaptığınız şeylerin sonuçlarını görürsünüz.
kuru mama yüzünden böbrek yetmezliği ya da idrar yolu tıkanıklığı yaşayan kedilerin sağlığı senelerce iyi seyrediyor.
biz de fast food yediğimizin akşamına kalp krizi geçirmiyoruz.
arada bir verin, ona da ödül olsun, değişiklik olsun.
0