Ben kendi kirli donumu tutarken iğreniyorum ve annem kirlilerime ellediğinde utanç duyuyorum "Bu kadının çocukken altımı değiştirme eziyeti bitmedi mi hiç" diye. Sevgilim yabancı değil, sonuçta eşler, sevgililer birbirlerinin nerelerini tutuyor ama kaç günlük kirliyken oralar da tutuşmuyor pek. Kirli çamaşır benim için de zor bir durum. Kendi donuma kendime yabancılaşarak bakıyorum. Birlikte yıkanması dert değil de, onları makinaya yerleştirmek dert benim için. Arada denk gelir ve koymaktan iğrenmem de, ara ara yapaım da, hep yapamam. Yıkanacağı zaman makineye o onunkileri, ben benimkileri atsam sorun olmaz da, kirli sepeti ayrı durursa sevinirim. Kendi kirlilerime de birinin ellemesi utandırır beni. Terlesin, terini yalayayım ki terinin kokusunu çok sever ve zorla bile terletirm; hasta olsun, altını değiştireyim, o ayrı ama kirli çamaşır ayrı bir boyut benim için. Anlık bir kir değil, birikmiş yığılmış kir. Sepette daha da pislenip kemikleşmiş kir. Böyle "Tuvaletten yeni çıktım" kiri değil.
Yıllarca abimle beraber yaşadık. İkimizin sepeti ayrıydı, yıkayacağımız zaman kendimiz koyardık makineye. Birlikte yıkanırdı. Temiz çamaşırları da genelde birlikte asardık ya da o an işi olmayan asardı.
Titiz bir insan değilim, hatta titiz insanlara göre çok pisim, titiz olmayanlara göre sıradanım.
0