Muhtemelen böcekten korkmak, şizofreniden iyidir de; ikisi de hayat kalitesini düşüren durumlar. Yani, ilişki sahibi almış başını gitmiş diye, sizin kendinizi çok harika hissetmeniz çok da faydalı olmayabilir size. İki durumu karşılaştırmaktansa kendi hayat kalitenize odaklanmanız ve onu kendi haline bırakmanız daha anlamlı olabilir. Tabii ki, büyük bir rahatsızlık değildir sizinki ama 'Oh, en azından disosyatif füg yaşamıyorum. Alt tarafı 2-3 takıntım var' deyip rahatlanacak bir durum değildir sanıyorum ki. Yoğun stres ve kötü çocukluk diyorsunuz; bu tarz şeyler üzerimizde bir yük gibi dolaşır. Çok insanda da o yük az veya çok vardır sanıyorum. O ağırlıklar artık hayat görüşümüz veya hayata bakış açımız olduğundan, içimize işlediğinden fark etmeyebiliriz bile. Baktığınızda, diyelim ki o çok hasta durumda olsun; siz de ilişkinizi bir hastanın yönetmesine izin vermişsiniz ve hayatınızın bir bölümü zehir olmuş; o kısmı da var. Tamamen aynısı olmasa da ileride bunun şekil değiştirmişini, kendini o kadar göstermeyenini yaşama potansiyeliniz var. Bu yüzden, sizi mutsuz edenleri tamamen bırakıp kendi hayat kalitenize odaklanmanız hayrınıza olur. Niye rahat rahat yaşamak varken, 'O kadar güvensizim, buna rağmen güzel bir hayatım oldu. Yine iyi bence' diye bir yükle yaşayasınız ve niye bu kambur üstünüzde dursun. Bırakın, o koyun kendi bacağından asılsın. ( Bir de bu yazının bir kısmını kendime de uygulasam ne güzel olur :) )
Ben psikolojiden, vb anlamıyorum. Dışarıdan böyle düşündüm sadece. Umarım bir profesyonel de yorumlar, onu hep birlikte dikkate alırız.
0