Aynı duruma ben de çok denk geldim. Genelleme gerçi; herkes için söyleyemeyiz ama ortalama için haklı olduğunuzu düşünüyorum.
Geçenlerde Amerikalı-Çinli bir aile vardı, çocukları (2 yaşında falandır sanırım) koşuyordu. Annesi çocuğuna koşmamasını düşeceğini ve biraz daha yavaş olmasını söyledi, çocuk sallamayınca da bıraktı öyle. Çocuk da düştü. Biz çocuk düşünce 'Hiii, düştü' olduk; çocuğa koşup yerinden kaldırasımız geldi. Annesinin de öyle yapacağını düşündük. Çocuk düştüğü anda ağlamadı ama annesine baktı; acısından önce annesine karşı bir hata yaptığını fark etti ve süt dökmüş kediye döndü. Suçlu suçlu annesine baktı. Annesi nötr bir yüz ifadesiyle, sakin sakin 'Buraya gel' dedi. Yüzünde kızgınlık yoktu, 'Hiii, yavrım düştü. Kurban olurum' hiç yoktu; 'Koşunca düşecektin zaten, beklenen bu. Sen de bunu seçtin. Bir yerine bir şey de olmadı. O yüzden bir sorun yok' bakışı vardı. Çocuk fıtı fıtı annesine gitti. Sonra normal yürüme hızıyla devam ettiler.
Emin değilim, ahkam kesmek için söylemiyorum, gözlemim de yok ama teoriyi ortaya atıyorum. Annem olsa 'Ayyy, düştü. Öpeyim geçsin' yapardı; belki başkasının annesi de kızardı sözünü dinlemedi diye. İlkinde, bu fazla korumacılık çocuğu (beni) şımartıyor olabilir; 'Ben istediğim haltı karıştırayım, düşünce annem zaten sarar beni' diye istediğimiz haltı yemeği işlemiş olabiliriz kendimize. Ya da kızacağını bilince de ve 'Dedim ben sana, dinlemedin'lerle karşılaşıyorsak, bu kızgınlığa karşı ayakta durabilmek için bizim de sesimizi yükseltmemiz ve bu yüzden de yaygara çıkarmak zorunda kalmış olabiliriz.
Edit: sttc'nin açıklamasından sonra aydınlandım. Gerçekten de çocuğun anneye bakışı 'Durum nedir, ben şimdi ne yapayım' bakışı da olabilir. Annesi de 'Gel buraya' deyince, 'İyi, bir şey yokmuş. O zaman ben gideyim annemin yanına' demiş de olabilir.
0