fransa'da nanoteknoloji (hesaplamali fizik) doktorasi yaptim.
doktora 3 sene.
3 makale ve bir kitap bolumu yayinladim. makaleler icin "hakemli" falan dememe gerek yok sanirim, oradaki hocalar gotu boklu dergilere zaten bakmazlar. yayinlarin ciktigi dergilerin impact factor'u 5'in uzerinde diyeyim.
yeterlik yok, ki bu avrupa'yi secmemin en buyuk sebebiydi.
ders hem var, hem yok (gibi). 54 saat bilimsel alan + 54 saat cesitli alan (traverse) dersleri alma zorunlulugu vardi. bunlar seminer dersi, oturup dinliyorsun, sinav yok. bilimsel derslerim kristallerde manyetizma; hesaplamali kimya gibi derslerken secmeli derslerim photoshop'a giris, fransa ve almanya'nin ekonomik birlikteligi,
zotero'ya giris, avrupa sinemesinda kadinin kamera arkasindaki ve onundeki yeri gibi cesitli derslerdi.
bu doktora pozisyonunu da hesaplamali fizik/kimya calisanlarin toplandigi bir portalda cikan ogrenci ilanlarindan buldum. fransa, isvec, norvec gibi cesitli ulkelerdeki hocalarin verdigi ilanlarin 10 tanesine daha yuksek lisans tezimi yaziyorken zaman icinde basvurdum. bazilarindan yuksek lisansta calistigim konularin uyusmamasi sebebiyle olumsuz yanit aldim, bazilarindan hic yanit alamadim. yanit alamadiklarimdan birisiyle daha sonra isvicre'de bir calistayda karsilastim, tatmin edici bir "cevap vermedigin doktora adayina bir don bak istedim" ani olmustu.
her ulkede ayni midir bilmiyorum ama fransa'da doktora yapan her ogrenci maas aliyor. benim kadrom universitedeydi, 3 yillik doktora anlasmasi bittikten sonra fransa'nin tubitak'inda (CNRS) 2 ay boyunca "bilimsel hesaplama muhendisi" olarak calistim.
yine ayni portaldan buldugum bir post-doc (doktora sonrasi arastirmaci) ilaniyla turkiye'ye, dogup buyudugum sehre dondum. donme kararim beynim yerine kalbimin sesini dinlememden dolayiydi.