Konudan biraz saparak yazacağım. Annem türbanlı. Yıllarca namaz kılmayanlara kızarak, kin tutarak büyüdüm. Umreye falan gittim. Bu şekilde üniversiteye kadar devam ettim. Tutucu kesimden çok sağlam bağlantılarım oldu. Bir telefona bulamayacağım şey (para, ev, araba, bilet, tatil, silah vs.) yoktu.
Üniversitede parasız kaldım. Ege'de okudum. Babamın işleri çok ters gitti ve battı, birkaç zaman sonra da hayata gözlerini yumdu. Annemden para almadım.
Bir zamanlar küfür ettiğim, dinsiz dediğim adamlardan birinin yanında iş buldum. Adam beni ters köşeye yatırdı, tabir-i caiz ise bugüne kadar beslediğim tüm düşüncelerin içine sıçtı. Ahlak nedir, dürüstlük nedir tekrardan öğrendim. Dinsiz dedim, benden müslüman çıktı. Kitapsız dedim benden daha bilgili çıktı. Ondan sonra değiştim. Çok değiştim.
(...)
İlk sevgilim kapalı bir kızdı. En yakın arkadaşım ile aldattı beni. İkisini birlikte bastım. :) Orada da o örtünün ne boka yaradığını sorgulamaya başladım.
Namusun ne örtüde ne de bacak arasında olduğunu öğrendim. Namus karakterdedir. İnsanlığın, belli kelimeler altında yaşanmadığını, insanlığın içten gelen bir şey olduğunu öğrendim. (ÖR: Müslümanlık, sofilik, sünnilik vs.)
Herkesin dini kendine, herkesin yaptığı Allah ile onun arasında. Beni ilgilendirmez. Bunu öğrendim. İnsanları artık, insanlığı ile değerlendiriyorum.
Kapalı bir insanla birlikte olmam. Duygusal bir şey yaşamam. Gerek yok. Alkol kullanıyorum, eve melek girmez dediğiniz hayvanları hem evde hem de dışarıda besliyorum. Yurt dışına defalarca çıktım, ufkumu açtım. En iyi yaptığım şey ise ailemden ayrıldım. Kendi evimi tuttum. Tek yaşıyorum. Tek yaşamaya başlayınca kendimi tanıdım.
Hakkında ki görüşlerim, doğru yoldasın. Aynen devam kardeşim.
Umarım bu yazdıklarım bir kişiye faydalı olur. Bana yeter.
0