Öğrendiklerin yanlış veya doğru değil. Açıkçası bu öğrenmekten ziyade tecrübe ile keşfedilecek bir şey. O yüzden peygamber sabrı yoksa ve özellikle annelerimiz günlerde milletin ilişkisi hakkında yorumlar yapmıyorsa, ilk sevgilileri genelde harcamış oluyoruz ama çok güzel şeyler öğrenmiş ve tecrübelenmiş oluyoruz. Açıkçası 'tecrübem yok' diyorsun; bu senin öğrenme sürecin oluyor. Sana söylenebilecek tek şey, içinden geldiği gibi davranman ve hesap kitap yapmaman. Sınırların olabilir; sınırların olduğunu düşünüyorsan buna saygı duyan biri ileysen ne mutlu! Belki de o 'Sınırlarım var' deyince 'He anam, yakında görürüz o sınırları' diye düşündü, belki 'Evet, hak veriyorum' deyip sonradan dayanamaz hale geldi, belki de sadece şu ara kafası karışık, belki de ne cay icerim ne kahve'nin dediği gibi dokunsal şeyleri tek başına kendi halletti.
İlk erkek arkadaşım diyemem kesinlikle, ergenlik aşklarımdan birine denk gelir bize öğretilen şeylerin saçma olduğu. Hatta şurada yazmışımdır:
eksisozluk.comAçıkçası bu adam senin aradığın adam olabilir de, olmayabilir de. Onunla açık açık konuşmadan hiçbir şeyi bilemezsin. Senden soğumuşsa kaçamak cevaplar verir, bahaneler üretir; soğumamışsa da derdini anlatır.
Bu arada erkek de kadın da daha çok coşabilir. Adım bekleme ama zembereğinden boşanmış gibi de davranma. Adım istiyorsan adım at, geri çekilmek istiyorsan geri çekil. İstediğin gibi davran. Kendini geri çekmek istiyorsan, haksız veya yanlış değilsin. Ona dokunmak istiyorsan haksız veya yanlış değilsin. İstersen Türkan Şoray kanunların olur, istersen Rahibe Teresa gibi olursun, istersen 'Tüm dünyayla yatmak istiyorum' dersin; ne istersen iste, hiçbiri yanlış değil. Açıkçası, içinden geldiğin gibi davranırsan kazanabilirsin de kaybedebilirsin de ama içinden geldiği gibi davranamayacaksan ve içinden geldiğin gibi davrandığında kaybedeceksen; o ilişki hiç olmasın zaten. Bu bizi üzer mi, hem de nasıl ama uzun vadede bu pişmanlık değil, tam tersine 'İyi ki olmamış' dedirtir. Başka şekilde de aşık olunmuyor, kendini kasa kasa ilişki milişki yaşanmıyor. Sevgili dediğin insanın en yakını olur; insan en yakınının yanında kendini kasa kasa ne kadar davranabilir? Taktiklerle süren ilişkinin ömrü ne kadar olur?
Bu adamla bir şeyler yaşamak ister misin? Önce bu isteğin sadece tecrübesizlikten, dokunacağın ilk kişi olacağından mı? Bir arkadaşın onunla bir şeyler yaşasa ona ne tavsiye verirdin? En yakın arkadaşının sevgilisi o olsa ona ne derdin? Bir dışarıdan bak ve içine ne siniyorsa onu yap. Her şeyi konuş. Konuşabildiğin insanla içine sinebilen şeyler olur; konuşamadığın veya seni konuştuğuna pişman eden insanla paylaşabileceklerini belirle. Belki daha çok isteyeceksin dokunmayı, belki sen soğuyacaksın. 'Bu neden böyle yapıyor' demeden önce 'Ya ben nasıl bir ilişki istiyorum. Ben ne istiyorum'a ve 'Karşımdakini tanıyor muyum? Kim bu adam?'a yoğunlaş. 'Ay, neden öyle, neden böyle' diye panikleme; sakince onu ve kendini değerlendir. İstersen kafandan, istersen kağıt kalem yardımıyla ne istediğini düşün. Karşındaki kişiyi ne kadar tanıdığına ve ilk tanıdığınla şimdi arada ne fark olduğunu, bundan sonra kendinden ve ondan neler beklediğini düşün.